"KUZEY ANADOLU FAYI DEPREMLERİ DOĞUDAN BATIYA TAŞIYOR"
İstanbul’da olası depreme yönelik 250 yıllık tekerrür periyodunu hatırlatan Görür, sunumunda Marmara’nın batı bölgesini işaret ederek 1912 yılında Tekirdağ bölgesinde, 1999’da ise, Gölcük’te deprem olduğunu belirtti. Naci Görür, "İkisinin ortası Marmara Denizi ve 1766’dan beri deprem yok. Burası sismik bir boşluk. Jeolojide sismik bir boşluk asla devam edemez, doldurulmak zorundadır. Burası kırılmak mecburiyetindedir, kırılmadan kalamaz. Oradaki hareketler ve enerji orayı muhakkak kırar. Bu Kuzey Anadolu’nun bir alışkanlığı var, depremleri doğudan batıya doğru taşıyor. Yani Kuzey Anadolu fayı her nerede bir deprem oluşturmuşsa oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelmiştir. Nitekim 1939’dan 2023’e kadar giden deprem zinciri hep doğudan batıya olagelmiştir. Bunlar çok basit. Doğa karmaşık olsa bile, insanı çok da aldatmayan tekerrür eden olaylar meydana geliyor. Bunun dışında yapılan hesapları kitapları söylemeyeyim, zaten Osmanlı tarihi var Bizans tarihi var, tarihi depremleri biliyoruz. Özetle, İstanbul’da kesinlikle 7’den büyük bir deprem olacaktır" dedi.
"ÇEŞİTLİ TEKLİFLER OLMASINA RAĞMEN SİYASET ÜSTÜ KALMAK ZORUNDAYIM"
Görür, "Ben tüm siyasetçilere söyledim, İstanbul’u depreme nasıl hazırlarsınız diye. İstanbul’da aday olan iktidar ve muhalefetin belediye başkanları (adayları) sağolsunlar benimle konuştular. Hepsinin emrine amade oldum, bildiğimiz kadarını, dağarcığımızda olduğu kadarını anlattım. Bana çeşitli teklifleri olmasına rağmen ben siyaset üstü kalmak zorundayım, sesimi bütün insanlarıma ulaştırmak istiyorum. Biz göçük altından insanları AK Partili, MHP’li, CHP’li diye kurtarmıyoruz. Hiçbir şekilde siyasete bulaşmadım, bulaşmak da istemiyorum. İstanbul’u depreme hazırlamada sadece göstermelik olarak ya da öyle daha kolay hoş gözüküyor; binalar evler yapacağız, renkli binalar, halk da elini ovuşturuyor evim olacakla, bunlar doğru değil. İstanbul’u yapı stokuyla asla deprem dirençli yapamazsınız. İstanbul’un altyapısını yenileyeceksin, halkını deprem bilinçli, kültürlü, birikimli yapacaksın. İstanbulluyu deprem güvenli ve bilinçli yapmazsan asla deprem dirençli İstanbul’u yaratamazsın. Belediye başkanı sırtını döndüğü zaman aziz İstanbullular 15 kaçak binayı aynı anda bir saniyede çıkarlar. Hele kazara da başka bir yere, tatile gidersen 30 da kaçak balkon çıkarlar, bir bakarsın bir yer gecekondu olmuş. Halkın eğer deprem kültürü yoksa bu iş hiçbir şekilde olmaz." dedi.
"DEPREME HAZIRLIK DERKEN BİNA YAPMAYI KONUŞUYORUZ"
Görür, "İstanbul’u deprem dirençli yapacağım diyen siyasiler halk eğitimine, halkı depremde uyandırmaya mecburdurlar. Bu iş öyle 3-5 gün değil anaokulundan başlayıp devam edeceksin bu işe. Altyapı mesela; İstanbul’da muazzam bir şekilde kanalizasyonlar, içme suyu, doğalgaz şebekesi, tünel, metrolar, yollar var. Bunların deprem dirençli olması lazım. Bunlar ne kadar depreme dayanıklı, gerçekten ayakta duracak mı? Sokaklar, ne kadar açık kalacak, hangi caddeler açık kalacak. Sokaklar kapandığı zaman, itfaiye, cankurtaran nasıl girecek? Ölen insanlarımızı nasıl götüreceğiz, göçük altındakileri nasıl koruyacağız bunlar önemli konu değil mi? Bırakmışlar işi gücü ben 600 bina yapacağım 300 bin bina yapacağım orada yapacağım burada yapacağım. Niye ? Müteahhitler de tabi elini ovuşturur, ben de olsam yaparım. Halen daha depreme hazırlık derken bina yapmayı konuşuyoruz biz. Önemli konular var burada, bina da çok önemli lakin eşgüdüm halinde yapmak lazım" şeklinde konuştu.