Türkiye'de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü elebaşı Öcalan'a yönelik çağrısı gündemdeyken işgalci İsrail, Kürt vatandaşlara yönelik açıklama yaptı. Dışişleri Bakanı Saari "Kürtler büyük ve siyasi bağımsızlığı olmayan bir millet." ifadesini kullandı.
Türkiye gündemi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK terör örgütü elebaşı Öcalan'a yönelik çağrısını ve ikinci bir Çözüm Süreci'ni konuşurken işgalci İsrail'den Kürt vatandaşlara yönelik bir açıklama geldi.
İşgalci İsrail'in Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Tel Aviv'in bölgedeki Kürtlerle bağlarını güçlendirmesi gerektiğini savunarak, "Bunun hem siyasi hem de güvenlik boyutu var." dedi.
Yerel basında çıkan habere göre, İsrail Dışişleri Bakanlığında eski Bakan Yitsrael Katz, koltuğu Saar'a devretti.
Devir teslim töreninde konuşan Saar, "Kürtler büyük ve siyasi bağımsızlığı olmayan bir millet." ifadesini kullandı.
Saar, Kürtlerin, İsrail'in "doğal müttefiki" olduğu iddiasında bulunarak, "(Kürtlere) Ulaşmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunun hem siyasi hem de güvenlik yönleri var." görüşünü paylaştı.
İsrailli Bakan, "Kürtlerin, Türkiye ve İran'ın kurbanı olduğunu" öne sürdü.
Suriye ve Lübnan'daki Dürzi azınlıklara da değinen Saar, İsrail'in bu topluluklarla da ilişkilerinin artırılmasından yana olduğunu belirterek, "Her zaman azınlık olacağımız bir bölgede doğal ittifakların diğer azınlıklarla olacağını anlayın." diye konuştu.
İşgalci İsrail'in kendisine vadedilmiş topraklar hayali üzerinden kurmak istediği Büyük İsrail Devleti diğer adıyla Büyük Orta Doğu (İsrail) Projesi haritasında Türkiye içerisinde bir bölgede Kütlere yönelik özerk bir bölge çizilmiştir.
BOP Haritası
İşgalci İsrail'in yeni Dış İşleri Bakanı Gideon Saar'ın Kürt vatandaşlara yönelik söylemlerini tv5comtr'ye değerlendiren Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, şunları dile getirdi:
İsrail yeni Dışişleri Bakanı'nın Kürt kardeşlerimizin hayrınaymış gibi kurduğu cümleler aslında bölgede yeni istikrarsızlık oluşturma çabasından başka bir şey değildir. İsrail'in amacına hizmet ettikten sonra burada haritalar çizildikten sonra yeni kurulan devletlerin Türk, Arap, Kürt olmasının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan bu bölgede İslam ülkelerinin bölge ülkelerinin birlikte yaşama iradesini geliştirmeleri ve neticede sorunlarını birlikte çözecek alt yapıyı oluşturmalarıdır. Bakınız bu noktada önemli bir belgeyi sizinle paylaşmak istiyorum. 2013 yılında Pentegon Ulusal Güvenlik Danışmanı Robin Wright, New York Times Gazetesi'nde biz yazı kaleme aldı. Ve bu yazıda şu ifadeleri kullandı "5 ülkeden, 14 yeni devlet çıkaracağız." Bu yeni ülkelerin isimlerini Libya, Irak, Suriye, Yemen ve Suudi Arabistan olarak tarif etti. Şimdi o haritayı sizlere gösteriyorum ve bu harita neticesinde bu 5 ülkeden 14 devlet çıkarma neticesinde aslında yeni ülkelerin isimleri Şiistan, Sünnistan, Alevistan, Kürdistan, Vahabistan gibi kendi aramızda zenginlik olarak görmemiz gereken farklılıklarımızı öne çıkaran bir anlayışla, bu bölgede haritaları yeniden çizmek istiyorlar. Büyük Orta Doğu Projesi ile beraber bu haritaların çizilmesi ile birlikte bölgede hiç kimsenin bir diğer kardeşinin cenazesine omuz veremeyeceği bir altyapıyı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu oyuna gelmemiz lazım. Biz Türk'ü ile Kürdü ile Arabıyla Acemi'yle, Alevisi ve Sünnisi ile, Şii ve Ehli Sünneti ve tamamıyla bu halklar bu coğrafyanın ortak zenginlikleridir. Küresel güçleri kendi sorunlarımızın merkezine gelip oturtursak bu dertlerden ve sorunlardan çıkmamız mümkün olmayacak. O yüzden hep birlikte inancımızın bize yüklediği misyon gereği yapmamız gereken şey birbirimize omuz vermek, oyuna gelmemek, fitnelere kucak açmamak ve neticede kendi sorunlarımızı ve dertlerimizi birlikte çözecek iletişim kanallarını açmaktır. Bunun dışındaki seçenecekler bu bölgeyi daima hedef haline getirecek, terör örgütleri üzerinden bu bölgede yeni dizaynlar yapılacak ve bunun bize çok büyük zararları olacak. Gazze'de bir yılı aşan zamandan beri devam eden soykırım benim biraz önce çizmiş olduğum çerçeveyi net olarak ortaya koyuyor. Yeni Gazze'lerin Bosna Hersek'lerin, Ruanda'ların ve Dünya'nın dört bir yanında dini dili ırkı mezhebi ne olursa olsun soykırıma uğrayan halkların bir başka versiyonunu tekrar bu coğrafyada yaşamamak için birbimize omuz verelim.
Haber: Hümeyra Kaya