Geçtiğimiz şubat ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kahire ziyaretinin ardından, Türkiye- Mısır ilişkilerinin tamir edilmesi için bir irade ortaya konuldu. 2013 yılında Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’ye yapılan darbe hepimizin yüreğini yaktığını belirten ve Muhammed Mursi’nin hapiste vefat etmesinin de acı bir sonuç olarak ortaya çıktığını yorumlayan Kaya, iktidarın o gün yaşananları iç siyasete malzeme yaptığına ve Mısır’da yaşanan gelişmeleri doğrudan miting meydanlarında kullandığını ve Erdoğan’ın o dönemde Mısır’la asla bir araya gelinmeyeceğine dair büyük laflar ettiğini vurguladı.
Bunların kabul edilebilir olmadığının yanı sıra tabii ki darbeye karşı olmalıyız, tabii ki seçilen bir cumhurbaşkanın yanında durmalıyız, tabii ki mağdur olanı elbette destekleyeceğiz ancak son tahlilde devletlerin kendi aralarındaki hukukları korumalarına ve bölgedeki sorumluluklarını da mutlaka takip etmeleri gerektiğini unutmamız gerektiğine dikkat çekti.
Mustafa Kaya sözlerine şöyle devam etti;
‘’2013’ten bu yana bu yakınlaşma çabalarına kadar Akdeniz’de hem Türkiye’nin hem de Mısır’ın karşılıklı olarak kaybettiği birçok gelişme oldu. Bugün Doğu Akdeniz’in ne kadar önemli olduğunu her beraber biliyoruz, Gazze’de yaşanan soykırımla birlikte Doğu Akdeniz’de tam olarak bir hareketlilik olduğunu biliyoruz, hal böyleyken gerek Gazze’nin çözümü, gerek Filistin konusunda atılacak adımlar gerek İslam dünyasının diğer sorunları ve Akdeniz’deki gelişmelere karşı duyarlı olmak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz.’’ dedi.