İslam ülkelerinin İsrail karşısında birlik olamamasına ilişkin Yıldırım şunları dile getirdi:
Zalim bir ağa bir köye musallat oluyor, bir gün bir genç cesaretini toplayıp diyor ki "Ağa, bizim ne zaman marabalığımız bitecek?" ağa şunu söylüyor "Sizin eşekliğiniz bittiği zaman" Eğer biz gerçekten bu hali kabullenip bunu devam ettirirsek birleşme meselesi bizim için hikaye ve küfrün sesinin bu kadar gür çıkmasının nedeni bizim acziyetimiz ve zilletimizden kaynaklanıyor. Zalim biliyor bizim halimizi, bizi bizden daha iyi tanıdıkları ve bildikleri için bu kadar İslam dünyasının, 2 milyarlık koca bir ailenin gözünün içine baka baka bu zulümleri yapıyor. Çünkü neden? Biliyorlar ki bunlar toplanacaklar, kınayacaklar, darmadağın olacaklar sonra herkes kendi elindekini korumanın gayretine düşecek ve asla ümmet olma bilincini ortaya koyamayacaklar ve bizde o dağınıklığın üzerinden yapmamız gerekenleri yapıp ümmet olmamaları için elimizden gelen her türlü şeyi yapacağız. Hatırlayın Firavun'u! Firavun, Firavun olmak için ne yapıyordu? Sömürdüğü ve kanını emdiği insanları parçalara ayırıyordu. Çünkü parçalara ayırmayana kadar sömüremezsiniz, bir bütün olduğu zaman ona karşı koyamazsınız. Bugün Ümmet-i Muhammedi'de mezheplere, meşreplere, kavimlere, ırklara, ailelere, menfaat gruplarına, aidiyetlere böle böle bu hale getirdiler. Şimdi biz ne yapacağız asıl mesele bu. Birleşin deyince birleşilmiyor. "Ey Müslümanlar hadi tek bir sancak altında birleşin" kim dinliyor bunu? Herkes bu durumdan şikayetçi. Hz. Hasan vahdet(birlik) adına çok önemli bir örnek ortaya koyarak şehadet şerbetini içti. O örnek neydi? Ümmetin selameti ve birliği için kendi hakkı olandan vazgeçti "gelin bana birlik olalım" demek yerine "geliyorum bileşelim" dedi. Vallahi yapmamız gereken bu, başka bir şey değil. Bizim aidiyetlerimiz, vakıflarımız, derneklerimiz, cemaatlerimiz, gruplarımız, partilerimiz her neyse eğer bizi ümmetin ailesinden koparıyorsa vallahi o tabelaların hepsini ayaklar altına almak zorundayız, başka yolu yok! Çünkü buralar sadece birer hizmet vesilesi ve aracıdır. Bugün bu tabela altında olur yarın başka bir tabelanın altında, tabelayı kutsamanın bize bir faydası yok bu büyük bir vebal. Her hangi bir yere ait olabilirsiniz ama nereye ait olursanız olun aidiyetçi, cemaatçi, grupçu olmadan ümmet adına hayır olan bir şey yapıldığında "ben ordayım" demek durumundayız. Eğer biz bunu aşağıda sağlarsak inanın yukarıyı da zorlayacağız, o zaman bizi ayırmaya çalışan insanların o ayırma sermayelerini ortadan kaldırmış olacağız. Bu yapmazsak herkes elindekini korumanın sevdasına düşse ve herkes kendini mutlak doğru görse bu tam olarak düşmanın istediğidir. Yapmamız gereken birlik olma adına vesileleri çoğaltmaktır, eğer bunu yapabilirsek Allah'ın izniyle bizde küfrün önünde tek bir millet oluruz. 

Haber: Hümeyra Kaya