Antalya’da yediemin otoparklarında yıllardır bekleyen hacizli araçlar, ekonomik kayıp olarak dikkat çekiyor. Çeşitli bölgelerindeki yediemin otoparklarında yıllardır bekleyen hacizli araçlar, hem çürümeye terk ediliyor hem de milli servet kaybına yol açıyor. Kent merkezinde binlerce otomobil ve motosikletin bulunduğu bu otoparklarda, araçların büyük çoğunluğu hem yazın sıcağına hem de kışın yağışlarına maruz kalıyor.
33 milyon TL değerinde lüks araçlar çürüyor
Yediemin otoparklarında, aralarında 1 milyon dolar (yaklaşık 33 milyon TL) değerinde lüks otomobillerin de bulunduğu çok sayıda araç bulunuyor. Bu araçların açık alanda kalması nedeniyle hızla değer kaybettiği ve çürümeye başladığı gözlemleniyor. Otopark işletme sahipleri, İcra ve İflas Kanunu'nun 6 aylık süresinin etkin bir şekilde uygulanmasının bu duruma çözüm olacağı görüşünde birleşiyorlar.
3 bin araç atıl durumda
Antalya Otoparkçılar ve Oto Yıkamacılar Derneği Başkanı Hakan Topçu, kentteki üç otoparkta yaklaşık 30 bin metrekare alanda 3 bin araç barındırdıklarını belirtti. Topçu, bu araçların yüzde 80'inin icra nedeniyle bağlandığını, yüzde 20'sinin ise trafik, sigorta, muayene eksiklikleri veya kaza nedeniyle otoparkta bulunduğunu ifade etti. Bazı araçların 20 yılı aşkın süredir otoparkta beklediğini kaydeden Topçu, icradan bağlı olan araçların, araç sahiplerinin maddi imkanı olması halinde geri alınabileceğini, aksi takdirde icra tarafından satılması gerektiğini vurguladı.
Topçu, “Yakalama haciz koyan kişi ya da kurum bunun satışından sorumlu olması lazım. Depolarda 20 senedir araçlar duruyor. Bu bir milli servet. Ülkemizin ekonomik anlamda seferberliğe girdiği şu dönemde, tasarruftan bahsettiğimiz şu dönemde, burada biz bu şekilde devam ettiğimiz sürece sadece dolarları yakıyoruz. 2 sene açık alanda otoparkta kalan bir araç boyası olduğu gibi tamamen değişiyor. Çürüme de olan araçlar oluyor” dedi.
Ekonomiye kazandırılması gerekiyor
Topçu, otoparklardaki 3 bin aracın yüzde 60'ının atıl, yüzde 40'ının ise yeni olduğunu ve ihaleye çıkabilmesi için süresi dolan araçların hızlı bir şekilde satılarak çürümeye değil ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirtti. Topçu, “Burada devletin kasasına para girecek, eğer vergi ve sigortadan bağlı varsa, mevcutta olan borcu da tahsil edecek. Bir an önce buna bir çözüm bulunması ve hızlandırılıp ekonomiye kazandırılması gerekiyor. Geçen yıl icra dairelerinin fiziki olarak araçların tespitini yapmaya başladığı tarih 2023'ün 4'üncü ayı. Bugüne kadar bizim otoparktan 287 tane araç tespit edilmiş, bunun 189'u satışa çıkarılabilmiş, bu araçlardan da 50 tanesi satış işlemi görmüş, bunun 5 tanesi satılmamış. Havanda su dövüyoruz. 1 yıl olmuş ancak günde 1 tane bile araba satamamışız. Bana göre icra iflas kanununda köklü değişiklik yapılması gerekiyor. 6 ay içerisinde alınmayan araçların satıldığı yönündeki kanun zaten vardı. Bu yeni çıkan bir kanun değil. Önemli olan bu kanunun işler hale gelmesi" diye konuştu.
Motosikletlerde durum daha kötü
Hacizli motosikletlerin durumu ise daha içler acısı. Topçu, “2 bin lira değeri olan bir motosikleti icradan bağladığınız zaman, satışa çıkarmak için 3-4 bin lira masraf yapmanız lazım. Masrafı da satışa eklediğiniz zaman 2 bin liralık motosiklet, 8 bin liradan verilmek zorunda. Bu şekilde satılmıyor ve bekleye bekleye çürüyor, en sonunda hurda olarak alınıyor. Motosikletlerin hacizli olarak otoparka bağlanmaları yanlış. Eğer bir ekonomik değeri varsa, lüksse onlar olabilir ancak diğer motosikletlerin üzerine satılamaz şerhi konulup vatandaş binebilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Otopark işletmecileri ve yetkililer, hacizli araçların ekonomiye kazandırılması için İcra ve İflas Kanunu'nda etkin değişikliklerin yapılması gerektiği konusunda hemfikir. Bu doğrultuda, 6 ay içerisinde alınmayan araçların hızlı bir şekilde satılması ve elde edilen gelirin devlet kasasına aktarılması öneriliyor. Ayrıca, düşük değerli motosikletlerin hacizli olarak otoparklara çekilmek yerine, üzerine satılamaz şerhi konularak vatandaşların kullanımına bırakılması gerektiği belirtiliyor.
Antalya'da yediemin otoparklarında yıllardır bekleyen hacizli araçlar, gerekli adımlar atılmadığı takdirde milli servet kaybı olarak kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
