İzmir- İstanbul otobanında seyir halindeki 34 BJC 892 plakalı otomobilin sürücüsü Fatih Uzun ile 48 TC 377 plakalı aracın sürücüsü Hüseyin Tayfun Üçgül arasında trafikte tartışma çıktı. Birbirleriyle küfürleşen taraflar araçlarını yol kenarına çekerek tartışmayı sürdürdü.
Fatih Uzun’un, Üçgül’e yumruk salladığı ancak isabet etmediği, Üçgül’ün ise Fatih Uzun’un dizine tekmeyle vurup yaraladığı, ardından da “Kimin kim olduğunu bilemezsin” dediği belirtildi.
Eşleri de şahit oldu
Fatih Uzun’un ise “Senin plakan TC, bütün Cumhuriyet Savcıları ve mafyalar benim elimde, bu yere düşmenin hesabını sana soracağım, bu iş burada bitmedi” diyerek tehdit ettiğine yer verilen iddianamede bu olaya tarafların eşlerinin de şahit olduğu aktarıldı.
Fatih Uzun’un bacağının kırıldığı, olayla ilgili kamu davası açılmasına yeterli şüphe olduğu, Hüseyin Tayfun Üçgül’ün ‘alenen hakaret’ ve ‘kasten yaralama’ suçlarından yargılanması gerektiği iddianamede belirtildi.
Yapılan araştırmada Hüseyin Tayfun Üçgül’ün Dalaman İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli narkotik polisi olduğu öğrenildi. Hüseyin Tayfun Üçgül hakkında 6 yıl 10 ay hapis istendi.
Planlı davrandı
Hüseyin Tayfun Üçgül’ün eşi Özlem Üçgül, internet üzerinden zayıflama çayı sattığını, 7 yıldır kendi işini yaptığını, yanında 15 sigortalı eleman çalıştırdığını belirterek, “Bütün mal varlığı şirketimin üzerinedir, şirket de bana aittir. Benim olan eşimindir. Eşimin olan da benimdir” dedi.
“Mağduru oynamak istiyor”
Eşinin 18 yıldır devlete hizmet ettiğini söyleyen Özlem Üçgül, avukat Fatih Uzun’u 3 ay önceki mevzuyu arife günü paylaşıp, adli tatile denk getirip eşinin, çocuklarının ve ticari itibarını zedelemek için planlı davrandığını iddia ederek, “Mağduru oynamak için bu yola başvurdu. Mahkemeden önce böyle bir yola başvurup, toplumda algıyı değiştirmek istedi. Avukat olması bütün işleri kolaylaştırdı. Konu tamamen saptırıldı. Art niyet arıyorum” diyor.
“Olay Maserati değil”
Özlem Üçgüle göre olay Maserati değil. Trafikte olan bir durum. Karşı tarafın bu olay üzerine hazırlandığı iddiasını şu ifadesiyle destekliyor:
“Sosyal medyadan fotoğraflarımızı alıp, Maserati arabayla eşimin fotoğrafını yan yana koyup Bu arabayı hangi yollarla aldı algısı yaratıldı. Karşı tarafın çocuğuyla fotoğraf paylaşıp, topluma farklı bir algı yaratmaya çalışması hoş değil. Çocuklarım bayram günü sosyal medyada ve televizyonlarda babalarının boy boy fotoğraflarını görüp soruyor. Burada mağdur olan kim, kimin çocukları?”
“Ayağı sakattı”
Özlem Üçgül, olay sırasında avukat Fatih Uzunun ayağının sakat olduğunu, karşılaştıklarında topalladığını anlatıyor. İlk ifadesinde. Arabalarında da kamera olduğunu düşünemeyip ifadeyi farklı verdiğini, sonra kamera olduğunu öğrenince ifadesini değiştirdiğini söylüyor, Olay günü şahsın alkollü olduğunu, ya da kasıtlı yaptığını hatta “ayağında sorun olduğunu anlattım. Böyle bir kırıktan da haberim yoktu” diyor.
Üzerime kayıtlı üç villa bir restoran var
Narkotik Şubede göçmen kaçakçılığından davası kabarık olan bir insan bu birimde çalışabilir mi? diye soruyor Özlem Üçgül ve devam ediyor:
Mal varlığımızı saklayan insanlar değiliz. Mal beyanında hepsi mevcut. Bütün mal varlığım şirketimin üzerinedir, şirket de bana aittir. Benim olan eşimindir. Eşimin olan da benimdir.
Sosyal medyada paylaşılan motosiklet emniyet teşkilatına ait. Eşim görev yaparken kaza geçirdi. Kazadan sonra tedirgin olup, motosiklet kullanmaması konusunda ricada bulundum. Daha sonra motosikleti emniyet müdürlüğüne geri verdi.
Üzerime kayıtlı 3 villa, 1 restoran, 1 iş yeri, 2 otomobil bulunuyor. Eşimin işçi olduğu yönünde ifade verdiği asılsızdır. Dalaman İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde narkotik şubede değil, farklı bir birimde görevini sürdürüyor.
Polis lüks araca binemez, polis rüşvet yer, polis milleti değil mi söylemleri onurumu ve gururumu incitiyor. Sosyal medyadan hakaret içerikli aşağılayıcı tanımadan kelimeler sarf eden kişiler hakkında da hakkımı arayacağım. (DHA)