Saadet Partisi Genel Başkan Vekili ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Elazığ’da iş dünyası temsilcileriyle toplantı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Arıkan, şunları söyledi:

Son dakika: İstanbul Avcılar'da 3 büyüklüğünde deprem Son dakika: İstanbul Avcılar'da 3 büyüklüğünde deprem

"Şahsiyetli bir dış politika ortaya koymamız gerekiyor"

"Ülke olarak dünyada çok büyük tehlikeler var sıkıntılar yaşıyoruz. Bir yılı aşkın bir süredir Filistin'de bir katliam yaşanıyor. Filistin Araplarla çözsün bu problemi diyebiliyoruz. Netenyahu katliam başladığında dedi ki bu savaş sadece Gazze ile sınırlı kalmayacak. Daha geniş bir coğrafyayı kapsayacak. Bir ay önce savunma bakanları çıktı dedi ki; bu savaş Orta Doğu'ya yayılacak.  Bunlar bu açıklamaları yaparken, bizim burada Gazze'de olan bitenlerden bize ne Beyrut'ta olan bitenlerden bize ne deme lüksümüz yok. Bir çok iş sahibi ihracat yapıyor. Belki de bölgeye ihracat yapan firmalarımız vardır. Herkesin bir tedirginliği söz konusu. Bugünkü ticaretimizi tedirginliğin ötesine evriltmeye işaret etmek istiyorum.

"Türkiye'de artık kuru ekmek üzerinden siyaset yapma dönemi bitti"

50 yıllık, 100 yıllık planlardan bahsediyorum. Akşamdan sabaha olan şeylerden bahsetmiyorum. İsrail'in bizi bombalaması, bize saldırması emin olun çok uzak bir ihtimal değil. 1999 depreminde dönemin ABD Başkanı Bill Clinton Türkiye'ye gelmişti. Geldiği esnada da TBMM'de bir konuşma yapmıştı. Demişti ki; önümüzdeki 25 yıl boyunca bu coğrafyada gerçekleşecek hadiselerin kararları bu çatı altında alınacak. Bugün 25. yılın içindeyiz. Çok önemli tehlikelerin, çok önemli gelişmelerin arifesinde olduğumuz bir süreçteyiz. Burada şahıslar, partiler üzerinden bir değerlendirme yapmadan konuşuyorum. Türkiye'de artık kuru ekmek üzerinden siyaset yapmak, cambaza bak prensibi üzerinden siyaset yapmak, geleneksel muhalefet anlayışı ile iktidar ne yaparsa yapsın, yanlıştır mantığıyla siyaset yapma dönemi bitti. Türkiye'de yeni nesil siyasetini ortaya koymamız gerekiyor. Hedef Türkiye. Bunu bilmemiz lazım. İki tane müdahale edemedikleri ülke kaldı. Bunlardan biri İran, biri Türkiye. İran da topun ağzında. Olan biteni hep beraber yaşıyoruz. Allah korusun Türkiye'ye sıçramaları an meselesi. 

"Türkiye'de 22 milyon kişi icralık vaziyette"

Belki bizim de çok da göremediğimiz ama TÜİK'in istatistiklerine baktığımızda Türkiye borçlu bir ülke. Yapılan kamuoyu yoklamalarında Türkiye'nin yüzde 71'i borçlu olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu kamuoyu yoklamalarının neticesi. Borçlu olan yüzde 71'in de yüzde 56'sının borçlarının bankaya olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Diğer taraftan Türk- İş'in verilerine göre açlık sınırı 21 bin lira. Bir kamuoyu yoklaması simit, ayran ve çaydan müteşekkil üç öğün yemek yiyen 4 kişilik bir ailenin TÜİK verilerine göre 22 bin 600 liralık bir gelire ihtiyacı var. Asgari ücreti hepimiz biliyoruz, emekli maaşlarını hepimiz biliyoruz. Türkiye'de Adliyelerde hukuk davası açılmış icra dosyalarının sayısı 22 milyona ulaşmış. Kaç seçmen var; 60 milyon. Her 3 kişiden 1'i şu anda icralık vaziyette."

"Borçlandık, aç kaldık, işsiz bırakıldık"

Türkiye üzerinde oyunlar oynandığını, eğitim, sağlık, ekonomi gibi konular üzerinden yıpratıldığını belirten Arıkan, şöyle devam etti:

"Borçlandık, aç kaldık, işsiz bırakıldık. Maalesef TÜİK de burada verilerle oynuyor. Orada bakılması gereken şu. Geniş tabanlı işsizlik oranlarına bakmamız gerekiyor. Oradaki oran da yüzde 25. Dört kişiden biri şu anda işsiz. 'Benim fabrikam var ama üniversite mezunu benim verdiğim şartlarda çalışmıyor ' diyenler olacaktır o zaman eğitim sistemini gözden geçirmek gerekiyor. 4+4+4 başta olmak üzere, üniversiteden bu kadar çok mezunun olması konusuna kadar eğitim sisteminin tekrar masaya yatırılması gerekiyor. Ama son 20 yılda 8 tane milli eğitim bakanı değişti. Her bakan sadece 2,5 yıl görev almış. Her biri bir önceki Milli Eğitim Bakanı’nın politikalarını elinin tersi ile itmiş, sıfırdan bir politika ortaya koymuş. Neticede ne olmuş? 19 yaşında 27 suç sabıkası olan katil 27 yaşındaki polisi İstanbul'un ortasında bıçaklayarak öldürdü. Bugünkü eğitim sistemi başladığında daha bu çocuk doğmamıştı. Bugünkü eğitim sisteminde böyle bir katil maalesef yetişmek durumunda kaldı. Bunları söylerken şunu ifade edeyim. Ne kişilerle, ne kurumlarla bizim bir derdimiz yok. Gidilen yol ile alakalı yanlış gördüğümüz şeyleri düzeltmek için hamleler yapmaya gayret gösterdiğimizi belirtmek isterim.

"Bu sene 9 ayda 950 milyar ödemişiz"

Geçen yılın bütçe görüşmeleri vardı. Muhalefet bir çok şey söyledi, iktidar bir çok şey söyledi. En nihayetinde bütçe geçmiş oldu ama bütçenin tamamına yakınını faiz ödemeleri gerçekleştirdi. 2024'ün ilk 9 ayına baktığımızda 950 milyar Türk lirası faiz ödemesi yapmışız, 9 ayda. Bu hafta 2025'in bütçesi görüşülecek. 2025'in tahmini bütçesinde ne kadar faiz ödemesi var diye baktığımda, 1 trilyon 950 milyar. Bu sene 9 ayda 950 milyar ödemişiz. 2025'te 1 trilyon 950 milyar faiz ödemesi koymuşuz. Geçtiğimiz ay 167 milyar Türk lirası borç ödememiz vardı. 167 milyar borcun 127 milyarı faiz. 40 milyarı anapara, 167 milyar borcu ödeyebilmek için de tekrar 217 milyar borçlanma durumunda kaldık. Bu şekilde devletin ekonomisini sürdürülebilir bir şekilde yönetmesi mümkün değildir. Kat be kat artan faiz gerçeği ile karşı karşıyayız."