Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Eskişehir'deki mitinginin ardından Burdur'da vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu, "Evet bu seçimin büt’ü yok. Bu seçimin kazası da büt’ü de yok. Birinci turda alacağız ve Türkiye’de tarih yazacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, "Sizden sandığa giderken bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup sandığa gidin. Sandıkta oy kullanırken Allah aşkına ya kul hakkı yiyenlere oy vermeyin. Yolsuzluk yapanlara, sizin hakkınızı çalanlara oy vermeyin. Kul hakkı yemek en büyük günahtır demiyor mu yüce yaratan. En büyük günah işleyene oy vererek niye ortak oluyorsunuz? Niye oy veriyorsunuz onlara." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Burdur'da ilk defa oy kullanacak 14 bin 258 gencin olduğunu ifade ederken, "Hesabını yaptım. Madem ben hesap uzmanıyım, hesap adamıyım, hesabını yaptım. 14 bin 258 genç, ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Gençlerden söz istiyorum; sevgili gençler, demokrasi istiyor musunuz? Hukuk istiyor musunuz? Hak istiyor musunuz, adalet istiyor musunuz? Sevgi istiyor musunuz? O zaman Türkiye’nin kaderini değiştirmek sizin elinizde. 14 bin 258 gencin demokrasi için, hak için, hukuk için oyunu istiyorum. Söz mü, söz mü" diye seslendi. Cumhuriyet Meydanı'ndaki gençler Kılıçdaroğlu'na "Söz" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Allah şahittir çözeceğim"
Nasılsınız? İyi misiniz? Keyfiniz iyi mi? Daha da iyi günlere, güzel günlere hep birlikte ulaşacağız. Bu ülkeye sözüm var, bu ülkeye baharı, huzuru, kucaklaşmayı getireceğim. Kavgadan bıkmadık mı Allah aşkına? Ayrışmadan bıkmadık mı Allah aşkına? İşsizlik canımızı yakmıyor mu, yakıyor. Bu memlekete soğana muhtaç hale getirdiler. Bütün bunları çözeceğim. Allah şahittir çözeceğim.
14 bin 258 gencin demokrasi için, hak için, hukuk için oyunu istiyorum. Söz mü?
Burdur’a gelirken baktım, Burdur’da kaç genç ilk kez sandığa gidip oy verecek. Hesabını yaptım. Madem ben hesap uzmanıyım, hesap adamıyım, hesabını yaptım. 14 bin 258 genç, ilk kez sandığa gidecek ve oy kullanacak. Gençlerden söz istiyorum; sevgili gençler, demokrasi istiyor musunuz? Hukuk istiyor musunuz? Hak istiyor musunuz, adalet istiyor musunuz? Sevgi istiyor musunuz? O zaman Türkiye’nin kaderini değiştirmek sizin elinizde. 14 bin 258 gencin demokrasi için, hak için, hukuk için oyunu istiyorum. Söz mü, söz mü? Benim de Burdur’a ve Burdurlu gençlere sözüm var; sizin çektiğiniz bütün acılar, sıkıntılar, benim de acım, sıkıntım olacak. Siz rahata ermedikçe asla ben rahat etmeyeceğim. Siz huzura kavuşmadıkça, asla ben huzura kavuştum demeyeceğim. Bunun mücadelesini sizin için vereceğim. İnanın sizin için vereceğim.
Onlar parayı beşli çeteye veriyorlar. Dolayısıyla senin evini yapamazlar
Buraya gelirken Ağustos 2021’de Bucak Çobanpınar’da bir yangın çıkıyor ve iki ev yanıyor. Ağustos 2021’de söz veriyorlar, diyorlar ki ‘Biz bu evleri yapacağız.’ Ağustos 2022, şimdi geldik Ağustos 2023’e. Bu evler hala yapılmadı. Bana söylenen şu, ‘Allah rızası için şunu bir seslendirin, bizim sesimizi belki duyarlar, çünkü seni dinliyorlar, belki gelir bizim evleri yaparlar…’ Hiç meraklanma kardeşim, Çobanpınar’daki kardeşim, yapamazlar. Onlar parayı beşli çeteye veriyorlar. Dolayısıyla senin evini yapamazlar. Ellerinden gelse elindeki lokmayı alacaklar. Geleceğim, o evleri yapacağım, size teslim edeceğim, hiç endişe etmeyin.
Adaletten sapmayacaksınız
Eğer adalet istiyorsak ayrım yapmadan adalet istemek zorundayız. Devletin dini adalettir. Yüce yaratan kâinatı adalet üzerine inşa etmiştir. Adaletten sapmayacaksınız. İnsanların kimlikleriyle, inançlarıyla ayrıştırmayacaksınız. Kimseyi ötekileştirmeyeceksiniz. İnsan, yüce yaratanın yarattığı eşref-i mahluktur, yani en yüce varlıktır. İnsana saygı duymak… İnsanlar arasında ayrımcılık yapmak bizde yoktur, kitabımızda yoktur.
Hangi anne çocuğunun iyi beslenmemesini ister
Az önce Mansur Başkanı dinlediniz. Oy versin vermesin, herkese yardım ediyor. Fakir mi, bana oy verdin mi vermedin mi diye sormayız. O insanlık ayıbıdır. Açsa yardım yapacaksınız. Bu memlekette söz veriyorum, Burdur Meydanı’ndan söz veriyorum; Cumhuriyet sözü veriyorum, bu memlekette hiçbir fakirin fukaranın elektriği, doğalgazı, suyu kesilmeyecek. Binlerce kişinin doğalgazını kestiler. O aileleri gittim, ziyaret ettim. Dul bir kadın, iki çocuklu. Para yok, doğalgazını ödeyememiş, kesmişler. Ne yapacak bu anne? Ne yapacak bana Allah aşkına söyler misiniz? Hangi anne çocuğunun soğukta kalmasını ister? Hangi anne çocuğunun iyi beslenmemesini ister? Bunların tamamını çözeceğim.
Çiftçiye kırmızı mazot vereceğim. Ötv, kdv’siz olacak
Ben diyorum ki var olan sorunları çözeceğim. Çiftçiye kırmızı mazot vereceğim, ÖTV, KDV’siz olacak. Çiftçiye ucuz gübre, tohum vereceğiz. Çiftçinin Ziraat Bankası’na, bankalara, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini sileceğiz. Bunları dediğim zaman hemen çıkıyorlar koro halinde ‘Ey Kılıçdaroğlu, parayı nereden bulacaksın’ diye soruyorlar. Ben buradan Burdur Cumhuriyet Meydanı’ndan sesleniyorum, beşli çetelere gelince para gani, onlara her türlü paraya veriyorsun. Beşli çetelere vermeyeceğim, halka vereceğim. Çiftçiye, üreticiye, esnafa, sanayiciye vereceğim. Alın teri değerlidir, kutsaldır. Kim emek harcıyorsa, emeğinin karşılığını vermek zorundasınız.
O ailenin ayıbı değildir. Sosyal devlet dedikleri anlayışın yerine getirilmemesidir
Eğer bu memleketten çocuklar yatağa aç giriyorsa veya anneler çocuklarının karnını doyuramıyorsa veya anneler okula giden evladına, acaba beslenme çantasına ne koyabilirim diye düşünüyorsa, çocuğum bugün aç mı kalacak diye endişeleniyorsa bu siyaset kurumunun ayıbıdır, o ailenin ayıbı değildir. Sosyal devlet dedikleri anlayışın yerine getirilmemesidir.
Bankaya gidecek işçi, memur, emekli gibi parasını çekecek ve çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak
Sevgili anneler, Aile Destekleri Sigortası getireceğim. Hiçbir hanede, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her anne çocuğunu okula gönderirken huzur içinde gönderecek. Beslenme çantası olamayacak. Okula gidecek suyunu, sütünü, yemeğini, akranları ile arkadaşlarıyla beraber yiyecek. Huzur içinde karnı doyacak ve eve karnı tok gelecek. Çünkü öyle ailelerle karşılaştım ki çocuğuna ekmek arası salça sürüp çocuğuna veren anneler gördüm, dinledim. Sorunlarını çözmemiz lazım. Bir çocuk açsa hepimiz açız. Bir çocuk karanlıktaysa hepimiz karanlıktayız. Bir çocuğumuz soğukta kalıyorsa hepimiz soğukta kalıyoruz. Aile Destekleri Sigortası ile geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan bütün ailelere kadının bankadaki hesabına her ay en az asgari ücret kadar para yatırılacak. Hiçbir zaman onun yoksulluğunu, fakirliğini sosyal devletten başka kimse bilmeyecek. Bankaya gidecek işçi, memur, emekli gibi parasını çekecek ve çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak.
Hiç kimsenin yoksulluğu istismar konusu olmayacak
Nerede bir aile hekimi varsa orada sosyal hizmet uzmanları da olacak. Bunların yüzde 99’u kadın olacak. Bunlar evlere gidecekler, o ailelerle görüşecekler. O ailede kaç çocuk var, kirada mı oturuyorlar, kendi evleri mi, gelirleri var mı, üniversiteye giden çocukları var mı?.. Buna göre rapor düzenleyecekler ve bu raporun gereği olarak o ailede kadının banka hesabına para yatacak. Böylece sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Hiç kimsenin yoksulluğu istismar konusu olmayacak. Bazı anneler bunu anlattığımda dediler ki ‘Katılım bankasında acaba biz hesap açabilir miyiz, bize asgari ücret kadar altın hesabı açabilir misiniz’ diye. Vallahi de billahi de Bay Kemal’in sözü, eğer altın hesabı diyorsanız rakam değişmemek kaydıyla altın hesabı da açacağım. Gideceksiniz ve alacaksınız. Hiç kimseye bir başkasını muhtaç hale getiremeyeceğiz. Kadının güvencesi devlet olacak. Çünkü ev kadını, en büyük zorlukları çeken kadındır. Ailede bir sorun varsa o sorunu en iyi anneler bilir. Ben de rahmetli annem, baba ile aramızda mesafe var, babaya ulaşamazdık, bütün dertlerimizi annemize anlatırdık. Harçlık isterken bile babamıza söyleyemezdik, annemize söyledik, bize harçlık verir mi diye. Dolayısıyla anne ile çocuk arasındaki ilişki özel bir ilişkidir. Ve anneler çocukları her zaman çok iyi yerlerde görmek isterler.
Kul hakkı yiyenlerin de burnundan getireceğim. Bana bu fırsatı siz vereceksiniz
İşsizlik varsa, üniversiteyi bitiren bir çocuğun işsizliği varsa anne baba, onu boğazından keserek üniversiteye götürmüş, okutmuşsa ve bu çocuk sınavları kazanıp, sözlü sınavda mülakatta eleniyorsa, hakkı yeniyorsa, kul hakkı yeniyorsa onun da hesabını soracağım. Bay Kemal onun da hesabını soracak. Kul hakkı, yedirmeyeceğim, kul hakkı yiyenlerin de burnundan getireceğim. Bana bu fırsatı siz vereceksiniz.
“Vallahi de billahi de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek”
Kılıçdaroğlu yurttaşlardan “Her şey çok güzel olacak” sloganını atmalarını istedi ve slogan atan yurttaşlara eşlik etti. Kılıçdaroğlu, “Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Vallahi de billahi de ayrımcılık kalkacak, vallahi de billahi de hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Vallahi de billahi de işsizlikle mücadele edeceğiz” dedi.
“Evet bu seçimin bütü yok”
Bir gencin açtığı pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, “Evet bu seçimin büt’ü yok. Bu seçimin kazası da bütü de yok. Birinci turda alacağız ve Türkiye’de tarih yazacağız” dedi.