Kazdağları'nda maden problemi

Abone Ol

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çanakkale'nin Lapseki ilçesinde Nurol Holding'in açmayı planladığı altın gümüş madeni için 158 bin ağacın kesileceğini duyurdu. Bölgenin su kaynaklarına da maden için el konularak köylülerin susuz kalma tehlikesi altında olduğu belirtilerek projenin durdurulması için “Çanakkale'de, Ormanı, Tarımı, Yaşamı Yok Eden Altın Madenlerine Hayır” denilerek imza kampanyası başlatıldı.

Sözcü’den Mustafa Sarıipek’in haberine göre “Nurol Holding'i ekolojik yıkımlara yol açan altın madenciliği projelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz” diyen Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği'nin 15 bin istemli imza kampanyasında 3 günde 10 binin üzerinde imza toplandı.

‘ALTIN MADENCİLİĞİ PROJELERİNDEN VAZGEÇ’

Nurol Holding'in Çanakkale Lapseki'de açmayı planladığı yeni altın madeni neleri olumsuz etkileyecek?

4 milyon 269 bin 100 metrekarelik (426,91 hektar) orman ekosistemini yok edecek.

Köylere, yaşam alanlarına (1500) metre, içme ve sulama suyu amaçlı Bayramdere Barajı'nın mutlak koruma sınırına yalnızca 750 metre.

Bölgenin su kaynaklarına maden için el konulacak, tarım ve hayvancılık ile uğraşan köylüler susuz kalacak.

Kuş cenneti olan Çardak lagünü, projenin yer aldığı Dumanlıdağ'dan gelen su kaynakları ile besleniyor, dolayısıyla tehlike altında.

Bölgenin kültürel varlıklarını ve somut olmayan kültürel mirasını tehlikeye atan ve 13 yıl sürecek olan proje kapsamında sadece 80 kişi istihdam edilecek.

‘ŞİRKET ÜÇÜNCÜ MADENİ AÇMAK İSTİYOR’

Açıklamada, “Nurol Holding'e bağlı TÜMAD Madencilik A.Ş. tarafından Çanakkale ili Lapseki ilçesinde ve Balıkesir ili İvrindi ilçesinde 2017 yılından bu yana altın madeni projeleri yürütüyor. Her iki proje kapsamında da çok geniş orman ekosistemleri yok edildi, yer altı ve yüzey sularının akışları değişti, hava, su ve toprak kirlendi.

Bu iki proje yetmezmiş gibi Nurol Holding, Eczacıbaşı'ndan devir aldığı ruhsat ile Lapseki'de üçüncü bir altın madeni ocağını açmak istiyor. Projeye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu' kararı verildi, karar sivil toplum örgütleri ve yörede yaşayan vatandaşlar tarafından 06 Ocak tarihinde dava edildi” denildi.

‘AYNI BÖLGEDE 4 AYRI METALİK MADENCİLİK RUHSATINA DAHA SAHİP’

Şirketin yeni finansmanını Temmuz 2020 tarihinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (AİKB), Akbank ve Ziraat Bankası konsorsiyumu ile 255 milyon ABD Doları tutarında refinansman anlaşması ile sağladığının da belirtildiği açıklamanın devamı şöyle:

“Şirket, aynı bölgede 4 ayrı metalik madencilik ruhsatına daha sahip. Tüm bu projelerin hayata geçmesi halinde tarımın gözbebeği olan Lapseki Bölgesi devasa maden çukurları, pasa dağları ile dolu bir cehenneme dönecektir. Lapseki'nin kirazı, şeftalisi, Bayramdere Barajı, Çardak Lagünü tehdit altındadır.

1980'li yıllardan ve özellikle de 2002'den itibaren sayısız kez değiştirilerek, sömürge madenciliğinin önünü açan kamusal düzenlemeler, ülkemizin yer altı kaynaklarını yerli ve ulus ötesi şirketlerin talanına açmıştır. Avrupa'nın çoğu ülkesinde yasaklanan siyanürlü altın madenciliği ne yazık ki ülkemizde serbesttir. Ülkemizde de acilen yasaklanmalıdır.”

‘ALAMOSGOLD'U GÖNDERDİĞİMİZ GİBİ, ONLARI DA GÖNDERECEĞİZ’

“Bizler, sivil toplum örgütleri ve yöre halkı olarak sömürge madenciliğine ve bu projelere karşı mücadelemize devam edeceğiz” denildi.

Açıklama da ayrıca, “Alamosgold'u gönderdiğimiz gibi, diğer şirketleri de göndereceğiz. Nurol Holding'i ekolojik yıkımlara yol açan altın madenciliği projelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Bu çağrımız aynı anda Nurol Holding nezdinde altın-gümüş olmak üzere tüm diğer vahşi metalik madencilik şirketlerinedir.

Kazdağları'nın üstü altından değerlidir. Altın madenciliğinin kamu yararı yoktur, altında ölüm vardır. Altın madenciliğinden vazgeçin” ifadeleri yer aldı.