Karamollaoğlu iktidarın 2023 vaatlerine ilişkin  "Son 10 yıldır sürekli olarak işaret edilen, iktidarın en sevdiği sloganı haline gelen 2023’ün bitimine ise sadece 4 ay kaldı. Günler, aylar ve yıllar geçti; geldi 2023 ve işte çoktan gidiyor bile. Tutulmayan sözlerle, suya düşen umutlarla, 180 derece sapma gösteren hedeflerle birlikte; işte geldi ve gidiyor 2023. İnsanımıza vadedilen neydi, gerçekte ne oldu? Hedefler nelerdi, sonuçlar ne oldu? AK Parti seçim kazanma hususunda başarılı, ülke yönetmede ise başarısız. Hedef yıllık tek haneli enflasyondu, sonuç aylık çift hanelere yaklaşan enflasyon oldu. Kişi başı milli gelirde hedef 25 bin dolardı, sonuç 10 bin doların dahi altına düşüş oldu. İstihdamda, ihracatta, yatırımlarda ve geri kalan onlarca başlığın hiçbirinde hedefler tutturulamadı; aksine her geçen yıl bu hedeflerden çok daha uzaklaşıldı. Bir insanın sözleri iddia, yaptıkları ise ispattır! Bir siyasi partinin de seçim öncesi verdiği sözler iddia, iktidar olduktan sonra bunları yerine getirmesi ise ispattır! Bir siyasi partinin seçim başarısı başka, bir iktidarın ülkeyi yönetme başarısı bambaşkadır." ifadelerini kullandı. 

Karamollaoğlu, iktidarın vatandaştan sabır istemesine ilişkin "Ferîdüddin Attâr, İlâhiname adlı eserinde şu soruyu sorar; “İbrahim gibi sözler söylüyorsun, ama neden Nemrutçasına harekette bulunuyorsun?” Seçim öncesi bal-şerbet vadedip, seçim sonrası neden millete zehir içiriyorsunuz? Hangisi gerçek sizsiniz? Seçim öncesi güzel vaatlerde bulunanlar mı, seçim sonrası acı faturayı millete kesenler mi? Bu milletten daha ne istersiniz? Yıllardır “seçime kadar idare et, seçimden sonra millete kemer sıktır” politikasını güdüyorsunuz! Hiçbir iktidara tanımadıkları zamanı size tanıyan insanlarımızdan hâlâ zaman istiyorsunuz!" ifadelerini kullandı. 

Karamollaoğlu iktidarın yeni anayasa arayışlarına ilişkin "Bu iktidar ne zaman başı sıkışsa; ya yeni bir anayasa tartışması başlatıyor, ya da yeni bir ekonomi modeli açıklıyor. Ne var ki Sn. Erdoğan’ın yeni dediği her şey ülkeyi eskisinden daha beter hale getirdi.Yeni ekonomi modeli dediler; ekonomiyi tarihin en derin krizlerinden birine sürüklediler. Yeni sisteme geçiyoruz dediler; ortada sistem diye bir şey bırakmadılar. Ve maalesef iktidar, yeni anayasa önerisinde samimi değildir. Sayın Erdoğan, anayasa tartışmalarını bir yerel seçim stratejisi olarak gündeme getirmektedir. Enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı konuşulmasın diye suni bir gündem oluşturma peşindedir" dedi.

Karamollaoğlu "adil paylaşım" konusuna ilişkin şu ifadeleri kullandı:

11 bin 400 lirayla milyonlarca aile bir ay hayatta kalmaya çalışırken, bir avuç insan bu rakamı bir akşam yemeğinde harcıyorsa, 20-25 bin lirayla işçi ve memurlar bir ay ailesini geçindirmeye çalışırken, bir avuç insan tek seferde bir takım elbiseye o parayı veriyorsa; O ülkede adaletin A’sından dahi bahsedilemez! Halk inim inim inlerken, iktidar ve yandaşları keyif çatıyorsa adil bir yönetimden kesinlikle bahsedilemez! Bir taraftan alın teriyle elde ettiği helal kazancıyla geçinemiyorsa insanlar, diğer taraftan yolsuzluk yapanlar cezalandırılmak yerine adeta ödüllendiriliyorsa; o ülkede ahlakın A’sından dahi bahsedilemez! Muhterem arkadaşlar; işte bu nedenlerle biz “Önce Ahlak ve Maneviyat” demeye devam edeceğiz! “Önce Adalet, her daim adalet ve herkese adalet” demeye devam edeceğiz. İsraf ve faiz ekonomisi değil, üretim ve istihdam ekonomisi demeye devam edeceğiz.