Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Cumhuriyetin Yüzüncü Yılına Girerken Türk Dış Politikası’ programına katıldı.

Burada konuşan Kalın, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken sadece kendi çıkarlarımız için değil, bölgesel ve küresel, barışa ve istikrara da katkı verecek şekilde adımlar atmaya çalışıyoruz. Hepimiz güvende olmadan, hiçbirimiz güvende olmayacağız. Güvenlik meselesinde, terörle mücadelede birtakım yapay hiyerarşi inşa eder ve bunları başka ülkelere empoze edemezsiniz. Benim güvenliğim herkesin güvenliğinden önce gelir, diğerlerinin güvenliği beni ilgilendirmiyor diyemezsiniz. Dediğiniz takdirde herkesi ateşe verirsiniz. Çünkü güvenlik bütüncül bir kavramdır” diye konuştu.

Ermenistan’la ilişkilerimiz hızlı şekilde normalleşecek”

Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecine de değinen Kalın, şu ifadeleri kullandı;

Önümüzdeki 10 yıl içerisinde çok güzel adımlar atılacak. Sadece Azerbaycan ile de değil, Ermenistan’la da ilişkilerimiz hızlı bir şekilde normalleşecek. Ermenistan ile Azerbaycan’ın imzalayacağı barış anlaşmasıyla bütün Kafkasya’ya barış, huzur ve refah dönemi getirecek.

Bundan hepimiz istifade edeceğiz. Hatta bundan en fazla Ermenistan yararlanacak. Çünkü Ermenistan denize erişimi olmayan, 3 milyonluk nüfusuyla küçük bir ülke. Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinin normalleştirmesi en fazla Ermenistan’ın kalkınmasına fayda sağlayacak.

Ermeni diasporasının zannettiğinin tersine Ermenistan’ın Türkiye ve Azerbaycan’a olan ihtiyacı, açıkçası ABD, Fransa veya başka yerlere olan ihtiyacından çok daha fazladır. Bugün açıkça ifade etmek gerekirse Ermenistan, hala Rusya’nın askeri vesayeti ve ekonomik gücünün kontrolü altındadır.

Var olmaya çalışan, kendini Batı ittifakının bir parçası gibi konumlandırmaya çalışan bir ülkedir. Buradan çıkış Ermenistan’ın da faydasına olacaktır. Bunun için en doğru yöntem de Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerini normalleştirmek.

Rusya-Ukrayna savaşıyla yeni küresel bir dünyanın inşasına doğru gidildiğini belirten Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ne yeni ne de dünya aslında”

Dünyada yeni bir güç dengesine, yeni bir güç dağılımına ihtiyacımız var. Ukrayna savaşını ortaya çıkaran sebepler neyse onlar ortadan kalkmadan yeni bir güç dengesinin ve herkesin sahiplendiği, güvende hissettiği bir küresel düzenin inşa edilmesi mümkün olmayacak.

Şartlar ortadan kaldırılmadan savaşın kalıcı bir şekilde sona ermesini beklemek fazla iyimser yaklaşım olur. Rusya ile Batı arasında yeni bir küresel anlaşmanın, pazarlığın, dengenin inşa edilmesi gerekiyor.

Yaklaşık 30 yıldır cebelleştiğimiz yeni dünya düzeni; ne yeni ne de dünyaydı aslında. Hep kriz üretmeye devam etti. Gerçeklik başka bir yerden akıyor. Bu küresel güç dengelerinin yeniden doğru bir zemine oturtmadan bu savaşları önlemek mümkün olmayacak.