Japonya, 12 yıl önceki depremin ardından yaşanan tsunamide zarar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki radyoaktif atık suyu Pasifik Okyanusu'na boşaltmaya başladı.

İki yıl önce Japon hükümeti tarafından imzalanan ve geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından onaylanan atık suyu tahliye planı bugün uygulamaya geçti.

Santralin işletmecisi Tokyo Elektrik Enerjisi Şirketi (Tepco) yerel saatle 13.03'ten itibaren tahliye işleminin başladığını duyurdu ve tahliye sırasında "herhangi bir anormallik tespit etmediklerini" aktardı.

Japonya, daha önce açıklanan plana göre, ilk aşamada 7 gün içinde 7 bin 800 ton atık suyu okyanusa boşaltacak. Mart 2024'e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun tahliyesi planlanıyor.

Çin Japonya'dan tüm deniz ürünleri ithalatını yasakladı

Onaylandığından beri komşu ülkelerden eleştiri alan tahliye planı hakkında Çin, “yapılanların bencil ve sorumsuzca olduğu” yorumunu yaptı. Çin Japonya'dan tüm deniz ürünleri ithalatını askıya aldı.

Çin Gümrükler Genel İdaresi'nden yapılan açıklamada, kararın, "Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun denize boşaltılmasının yol açtığı nükleer serpinti riskini önlemeyi, Çinli tüketicilerin sağlığını ve ithal gıdaların güvenliğini korumayı amaçladığı" belirtildi.

Güney Kore Başbakanı Han Duck-soo ise Japonya hükümetinin yaklaşık 30 yıl devam edecek radyoaktif atık suyun tahliyesine ilişkin bilgileri "şeffaf" şekilde açıklamasını umduğunu söyledi. Öte yandan Güney Kore'de bugün Japonya'nın Seul Büyükelçiliği'ne protesto için girmeye çalışan 16 öğrenciden 4'ü gözaltına alındı.

ABD Büyükelçisi Çin'i suçladı, Fukuşima'dan balık yiyeceğini açıkladı

Öte yandan ABD'nin Tokyo Büyükelçisi Rahm Israel Emanuel, bugün radyoaktif atık suyun okyanusa tahliyesine başlanan Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'nin yakınlarındaki kenti 31 Ağustos'ta ziyaret edeceğini ve boşaltma kararına desteğini göstermek için orada balık yiyeceğini bildirdi.

Kyodo News'a konuşan Emanuel, ay sonu yapacağı ziyaret sırasında balıkçılar, bölge sakinleri ve yetkililerle görüşeceğini ifade etti.

Japonya'nın atık suyu boşaltma kararına desteğini göstermek için Fukuşima'dan balık yiyeceğini kaydeden Emanuel, aynı zamanda deniz ürünlerinin satıldığı pazarı da gezeceğini belirtti.

Emanuel, tahliye planının "tamamen şeffaf ve bilimsel verilerle desteklendiğini" ileri sürerek, Japonya'nın "doğru yolu izlediğini" belirtti.

Japonya'nın planını eleştiren Çin'i "kendi nükleer atıkları konusunda pervasız olmakla" suçlayan Emanuel, Çin'in kendi nükleer santrallerinden boşalttığı atık sudaki radyoaktif miktarının Fukuşima'ya kıyasla çok daha fazla olduğunu ileri sürdü.

Fukuşima'daki nükleer felaket

Tokyo hükümeti, eleştirilere karşı, okyanusa tahliyesi planlanan radyoaktif atık suyun temiz suyla seyreltildiğini, böylece sudaki radyoaktif materyal miktarının insan sağlığı ve çevre için zararlı kabul edilen oranların 40'ta 1'i kadar altında olduğunu savunuyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, santralde yaptığı incelemelerin ardından 4 Temmuz'da yayımladığı raporda, Japonya'nın atık suyun tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirmişti.

Mart 2011'de Japonya'nın Fukuşima bölgesinde dünyanın en büyük nükleer facialarından biri yaşanmıştı. Pasifik Okyanusu'nda 9,1 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan tsunamiyle Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'nde art arda patlamalar yaşanmış, santral ünitelerinde soğutma sağlanamadığı için reaktörlerin 3'ünde çekirdek erimesi olurken, radyoaktif maddeler okyanus ve atmosfere hızla yayılmıştı. Deprem ve tsunamide yaklaşık 20 bin kişi yaşamını yitirmişti. Radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi "tahliye bölgesi" ilan edilmiş, yüzbinlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.