Gazeteci Metin Cihan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
İsrail, petrol ihtiyacını aslen Azerbaycan'dan ve Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı üzerinden karşılıyor. Aracı konumdaki Türkiye, bu ticaretten varil başına 80 Cent alıyor.
BTC Boru Hattı'nı Erdoğan yönetimindeki Türkiye Varlık Fonu'na ait BOTAŞ işletiyor.
BOTAŞ verilerine göre Ceyhan'dan her ay milyonlarca varil petrol sevkiyatı yapılıyor. Bunun ne kadarı İsrail'e gidiyor bilmiyoruz. Enerji Bakanımızın açıklamasına göre petrolün hangi ülkeye gittiği konusunda bizim bir etkimiz ya da yetkimiz bulunmuyor. Petrolü Azerbaycan satıyor. Biz sadece payımızı alıyoruz. Bu ticaret bugün de aynen devam ediyor.
Türkiye bu konuda bir yaptırım uygulayabilir mi diye merak ettiğim için ilgili anlaşmaları okuyorum.
BP ile yapmış olduğumuz anlaşmaya göre her ne sebeple olursa olsun petrol sevkiyatının aksaması halinde BP'ye tazminat ödüyoruz.
Öte yandan, hem BP ile hem Azerbaycan ve Gürcistan ile yapılan anlaşmalar, bölgede hangi gelişme olursa olsun boru hattının faal kalmasını esas alıyor. Hatta, gerektiğinde ülkelerdeki iç hukukun boru hattı lehine düzenlenmesi taahhüt ediliyor.
Anlaşma maddeleri öyle bir düzenlenmiş ki, yarısından çoğu Türkiye topraklarından geçen, Türk limanında tankerlere ulaşan, %6,5 hisse sahibi olduğumuz bu boru hattına dair karar alamıyoruz. Dolayısıyla, İsrail'e bu konuda yaptırım uygulayamıyoruz. Galiba aşırı yetkili Cumhurbaşkanımızın da elinden bir şey gelmiyor.
Bill Clinton, Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı Anlaşması'nı ABD'nin en büyük dış politika başarılarından biri olarak tanımlamıştı.
Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı anlaşmasına göre çatışma/terör halinde bile petrol akışını sağlamakla yükümlüyüz. Bu ticaret, insan haklarından ve devlet egemenliğinden bile üstün sayılıyor. Buna karşılık, Ceyhan'dan tankerlere yüklenen her bir varil petrolden 80 Cent pay alıyoruz.