Hocalı Katliamı'nın üzerinden 31 yıl geçti fakat acısı bugün de Azerbaycanlıların kalbinde tazeliğini koruyor. Her yıl Hocalılıları mağlup halk olarak anan Azerbaycanlılar, ordularının 2020'de 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı'nda kazandığı zafer dolayısıyla 3 yıldır şehitlerini galip bir halk olarak anıyor.

İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılan bu katliam, hiçbir zaman unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpti. Azerbaycanlıların şimdi tek istediği, Hocalı Katliamı'nın faillerinin yargı önüne çıkartılması ve adaletin yerini bulması.Tasarımsu (3)-66

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı işgal için harekete geçti.

Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı.

Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek, esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamlarından birini gerçekleştirdi.

Daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden hala haber alınamadı.

Katliamda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti.Tasarımsu-77

Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve şahit ifadeleri, Hocalı sakinlerinin kafa derilerinin soyulması, kurak, burun, cinsel organlarının kesilmesi, gözlerinin çıkartılması gibi kadın, yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmaksızın akıl almaz işkencelere maruz kaldığını açıkça kanıtlıyor.

Katliamın kurbanları arasında boynu vurularak, yakılarak katledilenlerin yanı sıra karnı süngülenen hamile kadınlar da var. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor.

Azerbaycan'a göre, Hocalı'da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmeleri'nin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eş değer eylemler olarak görüldü.

Bugüne kadar 18 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 24 eyaletinin meclisi, Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etti.Tasarımsu (2)-68

Hocalı'da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını istiyor.

Azerbaycanlılar, Ermenilerin Hocalı'da katlettiği 613 kişiyi anmak için Bakü'deki Ana Feryadı Anıtı'na akın etti. Ana Feryadı Anıtı'nda ilk önce Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in katılımıyla resmi tören düzenlendi, ardından anıt halkın ziyaretine açıldı.

Azerbaycan bayrakları ve posterlerle anıta gelenler, karanfil bıraktı. Katliamdan kurtulmayı başaran Hocalılılar ve hayatını kaybedenlerin yakınları da anıtı ziyaret etti.123456-11

Şehit yakınları ve vatandaşlardan bazıları dua okurken bazıları da 31 yıl önce yaşanan acı olayı hatırlayarak gözyaşlarını tutamadı.

"Dünyanın sağır ve dilsiz olduğu katliamlara karşı uluslararası hukuk çalışmamıştır"

Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı, büyükelçilik çalışanları ve Bakü'deki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri de Ana Feryadı Anıtı'nı ziyaret ederek Hocalı Katliamı'nın kurbanlarını andı.

Büyükelçi Bağcı, ziyaret sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada 1. Karabağ Savaşı'nda Ermenilerin çok sayıda katliam yaptığını, o dönemde kaybolan 3 bin 860 Azerbaycanlının akıbetinin bugün de belli olmadığını söyledi.1234567-7

Bağcı, "Dünyanın sağır ve dilsiz olduğu katliamlara karşı uluslararası hukuk çalışmamıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı 4 karar da uygulanmamıştır ancak 30 yılın acısı, sızısı ve yurt özlemi 44 günlük vatan muharebesi ile sevince, coşkuya ve zafere dönüşmüştür. Türkiye, Azerbaycan'ın haklı davasında her zaman olduğu gibi o gün de bugün de yanındadır ve arkasındadır. Bugün Türkiye ve Azerbaycan, 'Birlikte daha güçlüyüz.' diyerek ilişkilerini en ileri seviyeye taşımıştır." ifadelerini kullandı.