Mekke’nin Fethi'nin 1392’inci yıldönümü, Kur’ān-ı Kerîm tilâveti, sinevizyon ve sahne gösterilerinden oluşan bir programla kutlanacak.
Türkiye genelinde MGV ve AGD Mekke'nin Fethi kutlamalarının hazırlıklarını tamamladı. Gözler hem Malatya'da hemde Türkiye'nin her yerinde... Anadolu Gençlik Derneği (AGD) ve Milli Gençlik Vakfı (MGV) Genel Başkanı Salih Turhan, Mekke’nin Fethi programı ile ilgili konuştu.
Batı kültürünün kendi kültürümüz gibi yansıtıldığını ifade eden Turhan Mekke’nin Fethi programının önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı;
Bizim toplumumuzda, inancımızda, kültürümüzde hiçbir şekilde bizimle alakası olmayan birileri tarafından dayatılan, kendi tarihimiz kültürümüz, inancımız yok sayılarak bir program ortaya konulmaya çalışılıyor. Yılbaşı etkinlikleri ve yılbaşı sürecinde noel baba figürlerinden tutun alışveriş çılgınlığına kadar, ahlaki olarak ortaya konan bir sürü zafiyetler. Gençlerimizin kötü alışkanlıklar edinmesine sebebiyet verecek çalışmalar. Biz diyoruz ki bunlar yanlış.
“Ülkemizde batı kültürü kendi kültürümüz gibi yansıtılıyor”
Sonuç itibariyle insanların inançlarına karşı değiliz yani Batılı bir Hristiyan Kendi inancı gereği olduğunu söylediği, yılbaşı etkinlikleri ya da kültür olarak ifade ettiği etkinlik kutlamasına hiçbir şey demiyoruz kutlayabilir, kendi inancıdır, kendi kültürüdür. Nasıl doğru olarak görürse bu konuda biz ona hiçbir şey demiyoruz. Ancak öbür taraftan bizim itiraz ettiğimiz husus bizim ülkemizde, insanımıza, gençliğimize dayatılan batı kültürünün kendi gündemimiz, kendi kültürümüzmüş gibi yansıtılması.
“Mekke’nin Fethi programında iki temel gayemiz var”
Bize ne yılbaşından? Yani bu kültürün bize nasıl bir faydası var? bizim itirazımız bu. Ve yaptığımız Mekke'nin Fethi programında iki tane temel gayemiz var. Birincisi insanımızın, gencimizin, yılbaşı denilen, ortaya konulan Yol haritasının yanlısı olduğunu, bizim kültürümüzde, inancımızda böyle bir şeyin olmadığını, noel baba figüründen tutun, alışveriş çılgınlığına kadar, ilk defa alkolle tanışan gençlere kadar, alışveriş çılgınlığına kadar, bunların hiçbirisinin bizim tarihimiz, kültürümüz, inancımız açısından olmadığını ifade etmek, bu yanlışı ortaya koymak. İkincisi ve Mekke nefretindeki ruhu, fethin manasını, fetihteki mücadelenin aslında yılbaşıyla ortaya konulan etkinlikler ortaya konulan şeyden farklı olup insanı kurtarma mücadelesi olduğunu ortaya koymak adına bu programları yapıyoruz.
Mekke'nin Fethi nedir?
Hz. Muhammed, peygamber olduğu andan itibaren İslamiyet’i yaymak adına pek çok faaliyette bulundu. İlk zamanlar, İslam çağrılarını gizli kapaklı yapan Hz. Muhammed, zamanla bu çağrısını Mekke’nin geneline yaydı ve Mekkeli müşriklerin büyük tepkisiyle karşılaştı. Bu dönemde Ümeyyeoğulları ve Mahzûmoğulları kabilelerinin tepkisiyle Müslümanlardan bazıları Habeşistan’a göç ettiler. 622 tarihinde ise, Hz. Peygamber ve Mekke’deki tüm Müslümanlar, Medine’ye hicret etmek zorunda kaldılar. Bu göç, tarihe “Hicret” ismiyle geçti.
Hicret’ten sonra Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler arasındaki kavga devam etti. Mekkeliler, Medine’den Mekke’ye giden ticaret kervanlarını yağmalayınca iki taraf arasında savaşlar yaşandı. Bedir Savaşı (624), Uhud Savaşı (625), Hendek Savaşı (626) savaşlarının ardından Medineliler, Hudeybiye Antlaşmasıyla Müslümanların varlığını tanınmak zorunda kaldılar.
Fetih'in nedenleri
Hudeybiye Barışı ile her şey hallolmuş değildi. Çünkü Mekkelilerin, Müslümanlar üzerindeki olumsuz tavrı sürüyordu ve Mekkeliler, Hz. Peygamber’in İslam tebliğlerine kulak asmıyorlardı. Son olarak, Mekkelilerin müttefiki olan Beni Bekir kabilesi, Müslüman olan Huzaa kabilesine saldırınca Hz. Muhammed, Kureyşlilere ölen Müslümanların kan bedellerinin ödenmesini ve Beni Bekir kabilesi ile olan ilişkilerini sonlandırmasını istedi. Hz. Muhammed, Kureyşlilere gönderdiği haberde eğer bu taleplerini yerine getirmezlerse Hudeybiye Antlaşması’nın bozulacağını ve Mekke üzerine sefere çıkılacağını bildirdi. Mekkelilerin bu habere kulak asmamaları üzerine olası bir savaş kaçınılmaz oldu.
Mekke fethediliyor
Hz. Muhammed, “Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz." diyerek savaş kaidesini belirledikten sonra, 630’da 10 bin kişiden oluşan ordusu ile Mekke’ye 4 koldan girdi. Fetih sırasında sadece Halid bin Velid komutasında bulunan 4. Kol direnişle karşılaştıysa da savaş, Müslümanların galibe sonuçlandı.
Hz. Muhammed, Mekke’nin alınmasıyla genel af ilan etti ve Kureyş lideri Ebu Sufyan’a hiç kimsenin dokunmayacağını bildirdi. Akabininde Kabe’ye gidildi ve buradaki 360 put dualar eşliğinde parçalandı. Kabe’nin putlardan temizlenmesinin üzerine, Müslümanlar Kabe’yi tavaf ettiler. Böylece Mekke’nin fethedilmesiyle Mekke, bugün olduğu gibi Müslümanların ibadet ettiği kutsal bir yer haline geldi.