Geçtiğimiz günlerde bir sebeple yeni açılan Bostancı-Parseller metrosuna yolum düştü ve bindim. Binerken "ne kadar da bana hitap etmeyen bir metro" diye içimden geçirdim. Kastetdiğim şey o bölgede oturup metroyu kullanıp kullanmamak değildi tabii ki... Daha sonra kendime "peki bana hitap eden metro hangisi?" diye sordum.
Metroların da bir ruhu vardır. Mesela ilk olarak Yenikapı - Kirazlı metrosundan bahsedelim. Orta ve yoksul kesimlerin yaşamayı tercih ettiği semtlerden geçen M1b metrosunda genellikle insanlar gergin ve stres doludurlar. Ekmek kavgası içerisindedir. Bu metroda sosyo-ekonomik seviyesinin düşüklüğü hem konuşulan konulardan hem de insanların birbirine karşı davranışlardan kolaylıkla anlaşılabilir. Zor bir metrodur, binenlerin dikkatli olması şarttır.
Yukarda söylediklerimin bir kısmı M1a yani Yenikapı - Havalimanı metrosu için de geçerlidir. İncirli durağından sonra insan profili biraz değişmekle beraber genel olarak aynı özellikleri taşır.
Üsküdar - Çekmeköy metrosunda ise durumlar biraz farklıdır. Anadolu yakasının sosyal, kültürel ve ekonomik düzeyleri İstanbul'un geneline nazaran daha yüksek olan kitlesi kendi kalitesi belli eder. Yaşlı, hamile ve engellilere karşı daha duyarlı insanlar olduğunu hemen fark edebilir düzeydedir. İnsana verilen değer, hemen dikkatleri çeker.
Taksim - Hacıosman metrosu, İstanbul'un ruhunu taşıyan hatlardan biridir. Bu metro hattı, şehrin kalbinde başlar ve Boğaziçi'nin hemen yanından geçerek Hacıosman'a kadar uzanır. İşte bu hat, İstanbul'un farklı renklerini ve dokusunu bir araya getirir. Gece geç saatlerde bile hareketliliği ve enerjisi malumdur. Turistlerin ve İstanbulluların kucaklaştığı, farklı dillerin ve kültürlerin birbirine karıştığı bir atmosferde seyahat edilir.
Kadıköy - Kartal metrosu ise Kadıköy’e yaklaşırken yoğunluğun ve temponun arttığı uzaklaşırken de sakinliğin vücut bulduğu enteresan deneyimler sunar. Kendinizi, çeşit çeşit insan profilinin içinde bulabilirsiniz. Her bir durağının size sunabilecek aktiviteleri mevcuttur. Sahra-ı Cedid favorimdir ?
Marmaray hattı, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan büyülü bir köprü gibidir. İki kıtayı birbirine yaklaştıran bu hat, farklı coğrafyaların ve yaşamların bir araya geldiği noktadır. Bir ucu Gebze taraflarında farklı hayatlar yaşanırken diğer bir ucu Halkalı’da da farklı hayatlar yaşanır. Yenikapı ile Söğütlüçeşme arası da farklı hayatların buluşma noktasıdır.
Sonuç olarak, İstanbul'daki metro hatları yalnızca taşıma araçları değil, aynı zamanda şehrin zengin dokusunu ve çeşitliliğini yansıtan birer anıttır. Her hat, kendi hikayesini anlatır ve farklı toplulukları, yaşam tarzlarını ve duyguları bir araya getirir. İstanbul'un metroları, şehrin kalabalığında bir arayışa çıkanlar için gizemli kapılar açar ve her bir yolculuk, yeni bir maceranın başlangıcı olabilir.