İmamoğlu: 28 Mayıs’ta ‘dur’ demezsek, daha büyük sıkıntılar bizi bulacak

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy’de vatandaşlarla buluştu. İktidarın, ülkeye çok kirli, yalan ve iftira üzerine kurulu bir seçim dönemi yaşattığını belirten İmamoğlu, “28 Mayıs'ta buna ‘dur’ demezsek, daha büyük sıkıntılar bizi bulacak. Bu iktidar, bize çözüm üretmeyi değil, ne yazık ki başka duyguları yaşatıyor” dedi.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, mesaisinin büyük bölümünü Anadolu Yakasına ayırdı. Sabah saatlerinde Ümraniye Madenler Mahallesi'ndeki ‘Yuvamız İstanbul’ kreşinde öğrenim gören çocuklarla sohbetler gerçekleştiren İmamoğlu, Saray Mahallesi'nde bulunan Fatih Sultan Mehmet Sanayi Sitesi esnafını ziyaret etti.

44-ibb

“BİR MÜSLÜMANIN UZAK DURMASI GEREKEN BÜYÜK GÜNAHLAR VARDIR”

Göreve geldiklerinden bu yana Çekmeköy'e yaptıkları hizmetleri örneklendiren İmamoğlu, coşkulu kalabalığa özetle şu konuşmayı yaptı:

* “Siyaset, iş yapmaktır, çözüm üretmektir. Biz, onu yerine getiriyoruz. Fakat bu iktidar, bize çözüm üretmeyi değil, ne yazık ki başka duyguları yaşatıyor. Ve bunları sizlerle paylaşmak, beni üzüyor ama paylaşmak zorundayım. Bu iktidar dönemi, bize birtakım düşmanlıkları, birtakım kötülükleri anlatıyor. Akıllarını o kadar yitirdiler ki, Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na -25 milyon insan oy verdi neredeyse- oy verdi diye, teröre destek sunduğunu ifade edecek kadar içleri kötülük dolu. Ama bu iftiralarının, bu yalanlarının göreceksiniz artık zamanı bitmek üzere. Bunları gelip bizim yüzümüze de söylemeye cesaretleri yok.

* Sayın Kemal Kılıçdaroğlu biliyorsunuz kaç kez davet etti? ‘Gel kardeşim, karşı karşıya oturalım, tartışalım' dedi. Gelebildiler mi? Ne diyor Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımız, ‘Gel kardeşim, bütün yalanlarını tek tek çürüteceğim' diyor. Ama Sayın Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmıyor. Yüzleşmekten çekiniyor. Yüzleşmekten kaçıyor. Çünkü söylediklerine kendileri bile inanmıyor. Bakın inançlı bir insanın, bir Müslüman’ın uzak durması gereken büyük günahlar vardır. Yalan konuşmak büyük günahtır. İftira atmak büyük günahtır. Gıybet yapmak büyük günahtır. Ama bunlar, bu günahları işliyorlar.

“MİLLET İTTİFAKI'NDA İŞLER ŞEFFAF YÜRÜYOR, CUMHUR İTTİFAKI'NDA GİZLİ…”

* 14 Mayıs seçimlerinin iki net sonucu var sevgili hemşehrilerim; unutmayın. Bir tanesi; hükümet, milletten güven oyu a-la-ma-mıştır. Nokta. İki; karşımızda yüzde 7'nin üzerinde oy kaybetmiş bir iktidar partisi vardır. Dolayısıyla, bugün her 100 kişiden 2 kişi, bugünün iktidarına karşıdır. Doğru mu? Karşı. İstemiyor. Yüzde 49'lardan, 50'lerden, 30'lara düştüler. Onun için her gün erimektedir. İşte bu sebeple Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak yapmak zorunda kaldığı siyasi partilerin kıskacının altına girmiştir. Dikkat edin; Millet İttifakı'nı oluşturan partiler arasında her uzlaşmanın bir metnini sayfalarında bulabilirsiniz. Mutabakat metnimiz var. Girin Cumhuriyet Halk Partisi’nin sayfasına, orada görürsünüz. Her şeyimiz kayıt altında.

* Milletimizle açıkça paylaştığımız mutabakat metnimiz var. Milletten gizlimiz, saklımız yok. Her şeyi oradan görebilirsiniz. Ama Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu ittifak içerisinde, aralarındaki anlaşmalardan herhangi bir bilginiz var mı? Çünkü Erdoğan’la onu destekleyen parti liderleri arasında her şey gizli yapılıyor. Biz açık yapıyoruz, onlar gizli. Altı partiyle ortaklığımız var. Mutabakat metnimiz var. Her şeyimiz şeffaf. Ama onlar gizliyorlar. Dolayısıyla hangi çözüm önerileri, hangi konular, ne anlaştılar; hiçbir açıklamaları yok. Milletine açıklayamıyorlar yaptıklarını. Çünkü dışarıya başka görüntü veriyorlar, kendi içlerinde başka pazarlıkları yürütüyorlar. Bu gizli kapaklı siyaseti Türkiye’nin başına getirmeyeceğiz. Onlara, hep birlikte güle güle diyeceğiz.

“ÇOK KİRLİ, YALAN VE İFTİRA ÜZERİNE KURULU BİR SEÇİM DÖNEMİNİ YAŞATTILAR”

* 28 Mayıs’ta buna ‘dur' demezsek, daha büyük sıkıntılar bizi bulacak. Çok kirli, yalan ve iftira üzerine kurulu bir seçim dönemini bize yaşattılar. Benim içimi yakıyor. Niye biliyor musunuz? Millet İttifakı'na ve bizlere yapılan ‘terörle iş işbirliği' suçlaması… Her gün konuştular. Uydurma filmler hazırladılar. Bu ne biliyor musunuz? Bunun adı; çaresizlik. Bunun adı; kıskançlık. Bu iftira kampanyası çok acı. Niye biliyor musunuz? Bu tür konulara girerek, insanlara atılan iftiralar; insanları bölen, milletimizin arasına atılmış dinamit gibidir. Yazık, günah. Allah hiçbir insanı iftirayla yüzleşmeye mecbur bırakmasın.

* Biz, onların yaptığı gibi iftirayla, yalanla konuşmayacağız. Biz bunlara net olacağız. Seçim dönemi ne zaman başladı, terör grupları hemen açıklama yapmaya başladılar. Bütün terör odakları, yaptıkları her açıklamaya bir video çekiyorlar, yayınlıyorlar. Bir bakıyorsun ki kime yarıyor? Ne tesadüf, Erdoğan’a yarıyor. Bak sen. Allah aşkına, her seçim aynı şeyi yaptılar. İlk seçim bitti. Bunun zararı ortada. Ama yine durmuyorlar, hala devam ediyorlar. Bunların son sözü acaba niye Erdoğan’ın işine yarıyor? Hiç düşündünüz mü? Bunlar hala konuşmaya devam ediyorlar. Ama Erdoğan’ın işine yaramasına rağmen, Sayın Cumhurbaşkanı çıkıyor diyor ki, ‘Bak bunlar Kılıçdaroğlu’nu istiyor.' Yahu bu kadar kirli, bu kadar kötü bir süreci bu milletin başına siz bela ediyorsunuz.

“ŞİMDİ ÖNLEM ALIRSAK, HEP BİRLİKTE BU CANIM ÜLKEYİ DÜZE ÇIKARTIRIZ”

* “Buraya gelmişken, ekonomik krizden bahsetmek zorundayız. Bu krizin daha başındayız. Sevgili hemşehrilerim, benim güzel komşularım; uçurumun kıyısında geziyoruz. Ama hala kurtulma şansımız var. Şimdi önlem alırsak, hep birlikte bu canım ülkeyi düze çıkartırız. Ekonomiyi bu hale getirenlerden bir an önce kurtulmalıyız. Bir güne bile tahammülümüz yok.  Krizden de kurtuluruz, bütün sıkıntılardan da kurtuluruz. Ekonomiyi batıranları da bu görevden uzaklaştırmanın tek yolu var. 28 Mayıs’ta görevimizi yerine getireceğiz. Bu ülkeyi sorgusuz, sualsiz sığınmacılarla doldurdular. Öyle değil mi?

* Yahu sığınmacıların bir ülkeye girişi, bir sistemle olur. Uluslararası hukuk vardır. Bu hukuka uygun bir süreç yönetirsiniz. Bunlar ne yaptılar? Hatırlayın 7-8-10 sene önceyi. ‘Biz büyük devletiz. Bunlar bizim kardeşimiz. Gelin, gelin, gelin…' Ne oldu? Sorgusuz, sualsiz 10 milyona yakın sığınmacı oldu. Bizim dini bayramlarımızda, milli bayramlarımızda biliyorsunuz ulaşım ücretsiz. Tramvayın kapısında binlerce sığınmacı. Tramvaya binemiyor insanlarımız.

* Ne tesadüf ki, bu binlerce sığınmacının da tamamı erkek. Nasıl bir sığınmacı bu? Milletine, memleketine gitsin, orada çalışsın, mücadele versin. Bu ülkeye çalışmaya gelen her başka ülke vatandaşına kapımız açık. Onun kuralı var, kaidesi var, izni var; gelirsin çalışırsın. Burası büyük ülke, başımızın üstünde yerleri var. Ama sorgusuz, sualsiz olmaz, olamaz. Onun için bütün bunlardan, ekonomik sorunlardan, sığınmacı sorunundan, aynı zamanda milletimizi bölen bu akıldan kurtarmanın günü, 28 Mayıs’tır. Doğru mu? Hazır mıyız 28 Mayıs’a. Herkes hazır mı? Size söz. Her şey çok güzel olacak