Arık, azarlığa nasıl başladığını, şimdiye kadar kaleme aldığı çocuk kitaplarını ve ileriye dönük hedeflerini anlattı.
Asıl mesleğinin sınıf öğretmenliği olduğunu belirten Arık, mesleğe ilk olarak Gaziantep'te bir köy okulunda adım attığı bilgisini paylaştı.
Oradaki çocuklara kısa hikayeler, kısa metinler kaleme aldığını dile getiren Arık, "Bu metinlerin çocuklar tarafından çok sevildiğini gördüm, çeşitli eğitim platformlarında paylaştım. Çok olumlu tepkiler aldım ve bu, motivasyonumu çok yükseltti." ifadelerini kullandı.
Arık, yazdığı metinlerin çok beğenilmesi üzerine çocuk kitapları yazma kararı aldığını ve ilk olarak "Kırmızı Yanak Güneşini Arıyor", daha sonra da "Süper Böcek Kıtkıt" ve "Benim Zürafam Uçabilir" kitaplarının yayımlandığını aktardı.
"Benim Zürafam Uçabilir" 450 bin adet sattı
"Benim Zürafam Uçabilir" kitabının, yazarlık kariyerinde dönüm noktası olduğuna işaret eden Mert Arık, "Bu kitapla birlikte Türkiye yayıncılık sektöründe çok eşine benzerine rastlanılmayacak bir satış rekoruna ulaştık. Kitap iki buçuk yılda 450 bin adet sattı ve dünyanın birçok ülkesinde satışa sunuldu. Çeşitli dillere çevrildi. Sonra yapım şirketleri bunu çizgi film yapmak istediler ve şu anda Blu TV'de yayınlanıyor. Üçüncü sezonumuzu da yazdık. Yakın zamanda yayınlanacak." dedi.
Eserleri Timaş Çocuk etiketiyle okurlara ulaşan Arık, kitap yazmaktaki amacının çocukların yaşına ve bilişsel seviyelerine uygun içerikler üretmek olduğuna dikkati çekerek, "Bu hedef doğrultusunda kitaplarımız devam etti. 'Uzaya Giden Tren', 'Çantamdan Fil Çıktı', 'Ayvayı Yedik Müzesi' ve son olarak da 'Dinozorumun Saklandığı Yer' kitaplarım çıktı. Yayınlanmış şu an yedi kitabım var." diye konuştu.
"Benim Zürafam Uçabilir" dizisinin ardından sinema filmi de yapmayı hedeflediğini söyleyen Arık, şunları kaydetti:
"Dünyada ses getirecek, dünya çocuklarına ülkemizi doğru bir şekilde tanıtacak sinema filmleri yapmak istiyoruz. Sektörde dünyanın çeşitli ülkelerinde de Türkiye'ye bakış açısı olarak bu ülkeden çıkan hikayelerin çok merak edildiğini, Türkiye'de nasıl hikayelerin yazıldığına dair müthiş bir ilgi olduğunu gördük. Yakın zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığımızla birlikte Belgrad'da bir panel gerçekleştirdik. Türkiye'deki çizgi film sektörünün ne kadar büyüdüğünü anlattık. Oradaki ilgi inanılmazdı, bizi çok mutlu etti. Dünyadan da takip ediliyor olmak bizi çok motive ediyor. Bu alanda tüm dünya çocuklarına içerik üretmeye devam etmek istiyorum. Hayallerim bu yönde."
Arık, bir yandan da çocukların hayal kurması adına kitap yazmaya devam etmek istediğini belirterek, "Her şey bir hayalle başlıyor, buna inanıyorum. Bütün kitaplarımda hep bunu fısıldıyorum. Çocuklara 'hayal kuralım' diyorum. Çünkü bir çocuk hayal kurarsa başarmak için ilk adımı atmış olur. Ben hep birlikte hayal kurarak bu ülke çocuklarının daha çok şeyi başaracağına inanıyorum ve bu duygularla yazmaya devam ediyorum." değerlendirmesini yaptı.
"Yemek belgesellerinden ilham alıyorum"
Kitap yazarken farklı türde belgesellerden ilham aldığını anlatan Arık, "Yemek belgeselleri de beni inanılmaz bir şekilde yazmaya motive ediyor. Çünkü yemekler de hayal gücünün somutlaşmış bir halidir. Bir yazar, bir senarist olarak buralardan besleniyorum diyebilirim." şeklinde konuştu.
Yazdığı kitabı kızlarına ve öğrencilerine mutlaka okutup geri bildirim aldığına işaret eden Mert Arık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben her karne gününde öğrencilerime kendi kitabımı hediye ediyorum. Onlar için de tabii çok güzel bir anı oluyor. Aslında benim en iyi eleştirmenlerim onlar diyebilirim. Çünkü her yazdığım metni, senaryoyu onlara da okuyorum, tepkilerini ölçüyorum. Onların tepkileri, yorumları çok çok değerli. Yine aynısını kızlarımla da yapıyorum. Özellikle büyük kızım Rüya okuduğunda bana not veriyor. Çok keyifli oluyor ve gerçekten de onların yorumlarının ne kadar doğru olduğunu sahaya indiğimde, okullara gittiğimde, etkinliklerde, fuarlarda görebiliyorum."