Ekonomist Selçuk Geçer TV5'te yayınlanan Haber Merkezi programında Mustafa Mehdigil'in sorularını yanıtladı.

2023 yılı, 2022'den daha kolay daha iyi bir yıl olmayacak diyen Geçer’in açıklaması şu şekilde:

 Başka bir konuyu söyleyeyim size 2023 yılı, 2022 daha kolay daha iyi bir yıl olmayacak. Bakın hem Türkiye için hem dünya için söylüyorum bunu. Nereden çıkartıyoruz bunu?

Bugün Avrupa'da enerji krizi zirve yapmış durumda.  Bugün Amerika'da beklenen enflasyon beklentilerinin üzerinde gelmiş durumda ve kemikleşmiş yapışkan bir enflasyon var. Dolayısıyla kemikleşmiş yapışkan enflasyon öyle ya da böyle üzerine çıkmak için Amerika adresi faiz artışlarına devam edecek. Yetmiş beş baz puan konuşuluyordu, şimdi yüz baz puanlık faiz artışı bekleniyor FED tarafından. Evet. Avrupa Merkez Bankası'nın sadece yetmiş beş baz puan faizi arttırıp duracağı söyleniyordu.

Şimdi önümüzdeki dönemlerde de yine faiz artırımlarını şahin bir şekilde yapacağı konuşuluyor. Bu finansal risk. Bunu bir tarafa koyuyorum. Faiz riski yani piyasa daralacak. Avrupa'da, Amerika'da, dünyada piyasalar daralıyor.

Bu sizin ihracatınızın düşeceği anlamına gelir. Bu sizin dış ticaret açığınızın artacağı anlamına gelir. Bu sizin cari açığınızın patlayacağı anlamına gelir. Bu sizin ekonomik dengelerinizin bozulacağı anlamına gelir. Bu sizin borç bulmakta daha da zorlanacağınız ve borç maliyetlerinizin yükseleceği anlamına gelir.

Metal üreten fabrikalar üretimlerini ya durduruyorlar ya da yarı yarıya indiriyorlar. Bu da şu demek. Yarı mamul dediğimiz ürünlerde inanılmaz fiyat artışları olacak. Siz yarı mamul ithal ediyorsanız da son ürün ithal ediyorsanız da Avrupa'dan aldığınız malların tamamının fiyatı yükselecek. Ne var bunların içerisinde? Beyaz eşya var, makine var, teçhizat var, otomobil var.

Elektronik ürünler var. Aklınıza gelebilecek tüm ürünlerde ciddi fiyat artışları olacak. Peki ben bunu kafamdan mı uyduruyorum? Hayır. Yine Avrupa'da yapılan anketlere göre her iki ülkeden birisi pardon düzeltiyorum. Her iki firmadan birisi Fiyat artışına gitmeyi planlıyor. Önümüzdeki üç ay içerisinde. Yani bu şu demek. Avrupa bir yandan daralacak, bir yandan fiyat artışlarını devam ettirecek. Yani enflasyonu oluşacak. Bu Türkiye'nin hem ithalatın hem ihracatının çökmesi anlamına geliyor dış ticaretinin çok ciddi problemlerle karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Bir başka nokta senin orta vadeli programın zaten her şeyi itiraf ediyor.  Ben daha orta vadeli program açıklanmadan önce sizinle de katıldığım yayınlarda söylüyordum. Türkiye'de yıl sonunda yüz beş, yüz on hatta yüz on beş milyar dolar civarında bir dış ticaret açığı bekliyorum diyordum. Herkes böyle bakıyordu. Yok ya o kadar da olmaz diyordu.

Orta vadeli programı lütfen herkes incelesin. Orta vadeli program diyor ki, iki bin yirmi ikinin sonunda yüz beş milyar doların üzerinde bir dış ticaret açığı olacak. Evet. Yüz beş milyar dolarlık dış ticaret açığı. Şimdi, yüz beş milyar dolarlık dış ticaret açığı ne demek biliyor musunuz? Otuz yedi milyar dolarlık turizm gelirini çıkartırsanız hedef o yaklaşık altmış yedi ile yetmiş milyar dolar arasında cari açık demek. Bu dövizde kırılma etkisiyle yükseliş anlamına gelir.

Bakın kırılma etkisiyle yükselişten bahsediyorum. Öyle üç lira yükselecek, beş lira yükselecekten bahsetmiyorum. Beş Nisan bin dokuz yüz doksan dörtte olduğu gibi çarpan etkisiyle yükselmesi anlamına gelir. Bu da eşittir ekstra bir enflasyon anlamına gelir.

Bu kadar yüksek bir enflasyon ortamını karşılayacak bir gelir kurgusu Türkiye'de yok. Sanayi üretimi yok. Tarım üretimi yok. Ve ithalat nedeniyle fiyatlarınız ekstra olarak artmaya devam ediyor.