İstanbul’da AK Partili Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Şahintepe Mahallesi’ndeki kentsel dönüşümüne karşı hukuksuz olduğu gerekçesiyle açılan davalar sürerken, çok sayıda ev yıkıldı. Çetinkaya ailesi ise mahalle sakinleriyle beraber evlerinin bahçesinde 131 gündür nöbet tutuyordu. Bugün sabaha karşı saat 05.00 sıralarında gelen Çevik Kuvvet ekipleri, biber gazı kullanarak nöbet tutanları Çetinkaya ailesinin evinden uzaklaştırdı. Çetinkaya ailesinin evi yıkılırken, biber gazından etkilenen ve çıkan arbedede yaralananlar hastaneye kaldırıldı. Bu arada 10 kişinin de gözaltına alındığı belirtildi.
Sosyal Haklar Derneği hukukçularından Korkmaz Aslan yaşanan süreci ANKA Haber Ajansı'na anlattı. Şahintepe Mahallesi'nin kentsel dönüşüm için belirlenen rezrv alanın içinde kaldığını belirten Aslan, şunları söyledi:
“Hacımaşlı sürgünü olarak bilinen bir yeni imar uygulaması yapılıyor pandemi döneminde”
2012 yılında Kanal İstanbul projesi kapsamında çok büyük bir alan rezerv alan alan ilan ediliyor. Bu mahalle de o mahallelerden birisi. 2012’den sonra bir iki kere imar uygulaması ve imar planı yapılmış. Fakat gelen itirazlar neticesinde bunlar hayata geçememiş ta ki pandemiye kadar. Pandemiyle beraber imar uygulamaları, acele kamulaştırma kararları, devamında yeniden imar uygulamaları ve işte belediyenin kentsel dönüşüm uygulamaları son iki üç yıldır mahallenin huzurunu kaçırmış durumda. Yaklaşık 2-3 yıldır acele kamulaştırma işlemlerine karşı açılan davalarla beraber, imar uygulamalarına açılan davalar, belediyenin uygulamalarına karşı açılan davalarla bayağı bir dava açılmış durumda Şahintepe Mahallesi'nde. Aslında mahalle, kamuoyunun gündemine, ülke gündemine yeni halin taşınmasıyla ilgili alınan acele kamulaştırma kararıyla giriyor. Danıştay marifetiyle o karar kaldırılıyor. Akabinde Hacımaşlı sürgünü olarak bilinen (Arnavutköy Hacımaşlı Mahallesi'ndeki uygulamalar) bir yeni imar uygulaması yapılıyor pandemi döneminde. Vatandaşın haberi yok, evde. Evden çıkamadığı için itirazını da yapamıyor, davasını da açamıyor. Hacımaşlı’dan önceki imar uygulamasında ama Hacımaşlı imar uygulamasına davasını açabiliyor. Hacımaşlı imar uygulamalarıyla ilgili davalar açıldıktan sonra yüzlerce dava açıldıktan sonra bakanlık işlemden kısmen geri adım atacağını ifade ediyor, fakat belediye bu sefer bakanlığın bıraktığı yerden topu alarak mahallede ilk önce 7 sonra 16, 11 diye böyle bir sürü adayı kentsel dönüşüm kapsamına alıyor.
“Buradaki asıl mağduriyet aslında imar uygulamalarına dayanıyor”
Buradaki asıl mağduriyet aslında imar uygulamalarına dayanıyor. Yani rezerv alanı kararının üzerine yapılan imar uygulamaları, buradaki taşınmazlarla ilgili çok ciddi haksızlıkları beraberinde getirmiş. Adaletsiz düzenleme ortaklık payı (DOP) kesintileri, adaletsiz parçalamalar söz konusu. Pandemiden kaynaklı dava açamayan vatandaşlar geç de olsa bu Hacımaşlı uygulamasından sonra geçtiğimiz sene bu uygulamaya da dava açtılar. Yerleri küçültülen, yerleri parçalanan vatandaşlar, taşınmazlarının olduğu yere kentsel dönüşüm uygulamasıyla karşı karşıya kaldılar devamında. O kentsel dönüşüm uygulamaları da ciddi haksızlıkları ve adaletsizlikleri beraberinde getirdi. Hem yeri küçültülmüş yeri parçalanmış, yeri bir yerden mahalle dışına taşınmış olan vatandaş bazı taşınmazları var mahalle dışını taşınan vatandaşlar bu sefer hiçbir hukuki güvencesi olmayan hukuki sözleşmelerle adına sözleşme bile diyemeyeceğimiz metinlerle karşı karşıya kaldılar ve yüz binlerce liralık borçların altına girmek zorunda bırakıldılar. Özellikle mahallede ilk kentsel dönüşüm ilan edilen 7 adada.
Mahkeme, 'belediyenin bu adada artık kentsel dönüşüm uygulama yetkisi yoktur' dedi
Bu gördüğünüz bina zaten o ilk 2022’nin haziranında kentsel dönüşüm ilan edilen 7 adadan bir tanesi. Şu anda bulunduğumuz ada da işte geçtiğimiz senenin aralık ayında ilan edilen 16 adadan biri. Burada zaten çok fazla ev yokmuş bir iki tane ev varmış. Çetinkaya ailesi, o hukuka aykırı, kendisini korumayan, güvence altına almayan sözleşmeye imza atmamak için direnmiş davaları açtı. Devamında da davalarını açtı ve borç altına girmek de istemedi açıkçası. Birçok insanda olduğu gibi Çetinkaya ailesinin verdiği ilk tepki de bu oldu. Tek başlarına kaldığı için 6306 sayılı yasayı arkalarına alarak burada çoğunluğu elde ettiği için idare satış da gerçekleştirdi, ihaleyle satış da gerçekleştirdi. İhale ile gerçekleşen satış aslında hukuka aykırıydı. Çünkü belediyenin bu adada, daha doğrusu belediyenin şirketinin bu adada kentsel dönüşüm uygulama yetkisi o satıştan önce durdurulmuştu. Yetkisi durmasına rağmen o satışı yaptılar. O satış yapıldıktan sonra gene Çetinkaya ailesi yeni davalar açtı. Akabinde de bu sefer mahkeme iptal kararı verdi. Yani 'Belediyenin bu adada artık kentsel dönüşüm uygulama yetkisi yoktur' dedi. Ama ona rağmen bu sefer tahliye sürecini, yıkım sürecini başlattılar.
Bu evi korumaya çalışan insanlara hunharca saldırmışlar
131’inci gündür burada Çetinkaya ailesi. Ve Barınma Hakkı Meclisi'ndeki komşularıyla beraber direniş içerisindeydi kendi bahçelerinde. Cuma günü kalabalık bir polis gurubuyla gelinip elektirik kesmeye çalışıldı. Mahkeme kararı kendilerine sunulduğunda polisler durumu fark edip geri çekildiler. Fakat bu gece sabaha karşı saat 05.00 gibi artık hani sayıları binlerle ifade edilen Çevik Kuvvet polisi, zabıta, belediye personeli eşliğinde vatandaşla da hiçbir diyalog kurmadan, hiçbir görev yazısını da ibra etmeden, konuşmadan, uyarı da yapmadan direkt burada bekleyen, bu evi korumaya çalışan vatandaşlara hunharca saldırmışlar, gaz kullanmışlar. İnsanların gözlerine kasti bir şekilde gaz kullanmışlar, coplamışlar, kalkanlarıyla yıkmışlar. 2 tane yaralımız vardı. 78 yaşında bir teyzemiz hala hastanede başını betona çarptığı için. Ev sahibimiz de hastanedeydi. Yeni taburcu oldu. 4 tane resmi gözaltı, 10'a yakın da resmi olmayan gözaltı oldu.
Binlerce polis geldi bir tane gecekonduyu yıktı. Mahkeme kararı olmasına rağmen bunu yaptılar
Yani sabah 05.00'te binlerce polis geldi bir tane gecekonduyu yıktı. Mahkeme kararı olmasına rağmen bunu yaptılar. Çetinkaya ailesi, evi yıkılmış olsa da mücadelesine devam ediyor, taşınmazını, evini, mahallesini komşularla beraber korumaya devam ediyor. Davaları devam ediyor zaten. Tahliye davamız devam etmesine rağmen Çetinkaya ailesi konutsuz kaldı şu anda ki zaten bu yıkımı da o davaları konusuz bırakmak için yaptıklarını biliyoruz. Mahkemelerden yeni yürütme durdurma kararları, bir iptal kararı gelmeden bu yıkımı alelacele, hukuka aykırı bir şekilde görev yazısını göstermeden yaptılar.
İsmail Çetinkaya: 131 gündür hep böyle nöbet tuttuk
Evi yıkılan ve yıkım sırasında polisin kullandığı biber gazından etkilenen İsmail Çetinkaya, hastanedeki tedavisinin ardından tekrar evinin bahçesine geldi. Çetinkaya ANKA haber Ajansı'na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Dün akşam yıkılacağını anladık. Anladık derken mahallece komşuca 131 gündür hep böyle nöbet tuttuk. Her gün, bugün yıkılacak, yarın yıkılacak diye hep nöbet tuttuk. Komşularla beraber tüm emeği geçen insanlarlarla beraber nöbet tuttum. Bugün sabah ezanı okunurken evimizde yıkmaya geldiler. Galiba 300 tane polis beraber geldiler ve evimizi yıktılar.
Akşamları hep bizi takip ettiler
Akşamları bizi her şeyde (nöbette) takip ediyorlar. Yolda gezerken takip ediyor, polisler, zabıtalar, şunlar, bunlar. Burada boş bulduğu zaman gelip böyle evin içlerini de kontrol ediyorlar. Boş mu, dolu mu? Biz kapıya dayandık bizi oradan sürükleyerek dışarı çıkarttılar. Oradan biber gazı sıktılar. Daha ondan sonrasını hatırlayamadım. Komşular kolumdan tuttu, bir yere oturttu. Ondan sonra ambulans çağırdılar ambulansla beraber hastaneye gittik."
Mahalle sakini Nagihan Kamçi: biber gazı sıktılar, benim nefesim kesildi. Ters kelepçeyle çıkarıldım
Çetinkaya ailesiyle birlikte nöbet tutan mahalle sakinlerinden Nagihan Kamçi ise sabaha karşı yaşanan yıkım olayını şöyle anlattı:
"Zaten 131 gündür bir direnişimiz var. Bir seneye yakındır da davalarla koruyoruz burayı. Hani bu 131 gün direnişimizin başlaması. Ama bir seneye yakındır koruyoruz dava süreçleriyle birlikte. Biz her gece nöbet tutuyoruz. Zaten bu nöbeti geceli gündüzlüye çevirmiştik artık. Cuma günü bir geldiler, biz 'Belge gösterin 16 adayla ilgili iptal kararı var' dedik. Orada belge gösteremedikleri için geri döndüler. Burada da bayağı bir hareketli saatler oldu 2,5 saatlik. Sonrasında her gün Meclis'e gittik. Meclis'ten sonrada bir tedirginlik başladı. Burada zabıtalar kontrol ediyor. Polisler kontrol ediyor, yani hissediyorsun. Geceli gündüzlü ben de komşusu olarak bu mücadelenin içinde bulunan birisi olarak, davacı da olarak ayrıca mücadeleyi başlattık. Hep birlikte başlattık. Tabii aile bu direnişin en baş göstergesi. Onlar çok dirençli ve dirayetli davrandılar. Sabaha karşı 05.00 sularında geldiler ve her tarafı kapatarak geldiler. Hiçbir şey dinlemediler. Biz 'Kararlarınızı gösterin, evraklarınızı gösterin, sabahın 05.00'inde ne işiniz var' dememize rağmen burada itiş kakış oldu bayağı. Bu itiş kakıştan sonra biber gazı sıktılar bize. Hatta benim nefesim kesildi. Buraya içeriye geldik. Biber gazı sıkıldığı için insanlar düştüler yani. O ana kadar direniyorlardı zaten. Hiçbir açıklama yok. Buradaki halk zaten işinde gücünde. Yani hiç karakolla, mahkemeyle işi olmayan insanlar hayatları boyunca. Sayelerinde hepsini gördük, ters kelepçe yapılarak çıkarıldım buradan."
İBB, CHP Meclis Üyesi Hayrettin Özbakır: Rant kanalı iştahları kabartıyor
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi'nin CHP'li üyesi Hayrettin Özbakır da Şahintepesi'nde yaşanan gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
"Başakşehir Belediyesi yıllardan beri Şahintepe'deki vatandaşların arsalarına bir işgalci mantığıyla bir çökme operasyonu yıllardan beri düzenleniyor. Bu operasyonlardan biri de hatırlarsanız aylar önce buradaki Şahintepe'de yaşandı. Akşam yattınız, sabah bir kalkıyorsunuz, Şahintepe Mahallesi'nde bulunan arsa, Arnavutköy Hacıbaşlı Mahallesi'ne gitmiş vaziyette. Yani bir arsa nasıl akşam yattığınızda Şahintepe Mahallesi'nde olurda sabah Hacımaşlı Arnavutköy tarafına gider bunu Başakşehir Belediye Başkanı'na sormaya devam ediyoruz. Tabii ki buradaki vatandaşlarımızın açtığı davalarla bu reddoldu. Tekrar vatandaşlarımız arsalarını Şahintepede’de kazandı. Başakşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla Şahintepe'deki vatandaşın arsasına çökme operasyonuna devam ediyor. Bunun da en kötü örneklerini dün gece yaşadık. Elimde İsmail Çetinkaya ailesine ait olan mahkeme kararı da var. Buradaki vatandaşın haklı olduğuna dair vatandaşın arsasına yapılan işgalin yanlış olduğuna dair mahkemenin yürütme, durdurma kararı var. Fakat tabii ki dün gece ne yazık ki kolluk kuvvetleriyle birlikte zabıtalar dün gece vatandaşlarımızın evine gelip başlarına yıktılar. Kendilerini perişan hale getirdiler. Bizler CHP Başakşehir İlçe Örgütü olarak, meclis üyeleri olarak vatandaşların yanında olmaya devam ediyoruz. Ama tabii ki Şahintepe rant kanalı, buradaki bu iştahları her geçen gün kabarıyor. Geçtiğimiz perşembe günkü meclis oturumunda da Başakşehir Belediyesi yine AKP'lilerin oylarıyla 15 tane adayı kendi müteahhit firması olan Başakkent AŞ üzerinden Şahintepe'ye çökme operasyonuna devam etmektedir. Bizler tabii ki bu açılan davaların ve mücadelenin her zaman vatandaşın fakir fukaranın yanında olmaya devam ediyoruz.” (ANKA)