GÜNDEM

Gazeteci Metin Cihan belgelerle ortaya koydu: Dikenli teller Filistin yoluyla İsrail'e gidiyor

Gazeteci Metin Cihan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, iktidarın "İsrail ile ticareti kestik" demesine rağmen, TÜİK'in verilerini ortaya koyarak Filistin üzerinden İsrail'e dikenli tek gönderildiğini açıkladı.

Abone Ol

Gazeteci Metin Cihan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları dile getirdi: 

İsrail katliam yaparken, Filistinliler hayatta kalmaya çalışırken, bakın biz ne yapıyoruz? 

TÜİK verilerine göre, katliam devam ederken Filistinlilere gönderdiğimiz makyaj malzemesi %354321 artmış ve yaklaşık 3544 katına çıkmış.

Dalga geçer gibi..

Tabii aslında ne oluyor? İsrail'e gönderdiğimiz makyaj malzemesini ticaret yasağına rağmen yine gönderebilmek için resmi evraklarda Filistin'e göndermiş gibi gösteriyoruz.

Resmi rakamlar şöyle;

2023 Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında ihraç edilen makyaj malzemesi tutarı

  • Filistin: 202 $
  • İsrail: 1.259.272 $

2024 Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında ihraç edilen makyaj malzemesi tutarı

  • Filistin: 715.931 $
  • İsrail: 0 $

Kaynak:

http://rapory.tuik.gov.tr/18-10-2024-09:27:32-104389249720637952431893513347.html


http://rapory.tuik.gov.tr/18-10-2024-09:31:16-1656517521684177758544600899.html

Pes ediyorum. Bu seriye son olarak bunu ekliyorum. Bu alçaklığın ötesi var mıdır bilmiyorum. 

İsrail'e Dikenli Tel göndermeye devam ediyoruz ve bunu da Filistin'i kullanarak yapıyoruz. 

Bildiğiniz gibi İsrail'in Mescidi Aksa etrafına çektiği dikenli telleri biz göndermiştik. Büyük tepki gelince ticaret yasağı çıktı. Şimdi ne yapıyoruz? Gümrük çıkış evraklarında Filistin yazıp yine İsrail'e gönderiyoruz. 

TÜİK verilerine göre İsrail'e düzenli olarak dikenli tel gönderdiğimizi aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. İsrail ile ticaret kısıtlaması geldiği aydan itibaren dikenli telleri artık Filistin üzerinden gönderdiğimizi de görebilirsiniz. Hatta Ağustos 2024'te dikenli tel ihracatında rekor kırmışız çünkü İsrail'in yakıp yıkıp işgal ettiği topraklarda daha çok dikenli tele ihtiyacı olmuş.

Linkini de vereyim kendi gözlerinizle görün: https://rapory.tuik.gov.tr/19-10-2024-07:54:12-13809467691047396835713833121.html

İsrail ile ticaretin devam ettiğini ve yasaktan sonra sadece kılıfına uydurduklarına dair birçok delil ortaya çıktı. İlk günden itibaren, sektörde çalışan insanlardan çok sayıda bilgi geldi ancak sadece herkesin teyit edebileceği resmi kaynaklarla kanıtlayabildiklerimi paylaştım.

İsrail gazeteleri de Netanyahu'nun kararı ve özel izni ile bu ticaretin Filistin maskesi altında sürdüğünü yazdı. Çünkü Türkiye'nin tedariği kesilirse İsrail zarar görür diye açık açık ilan ettiler. 

Biz, hükümet ve devlet politikası olarak, lafta Filistin'i gerçekte İsrail'i desteklediğimiz için böyle bir çözüme gittik. MÜSİAD dahil sanayicilerin ve tüccarların da istediği buydu. 

Yetkililer, onların güdümlü gazetecileri ve hatta troller kafasını kuma gömmüş durumda. Bu konuya hiç giremiyorlar. Keşke utandıkları için olsa ama daha çok duyulup konuşulmasından korkuyorlar.

1 yıldır İsrail ile ticareti araştırıyorum, kanıtlıyorum, paylaşıyorum. En net gördüğüm şeylerden biri ticaretin kutsallığı oldu. Net olarak söylüyorum, bizi yönetenler açısından ticaret dinden daha kutsal. Bunu normal karşılayabilirsiniz ama riyakârlık arşa çıkmış.

Gördüğüm bir diğer şey, hamaset dolu laflarla beraber aslında ne kadar İsrail etkisi altında olduğumuz. Elbette ABD, AB ve NATO bağımlılığı bunda belirleyici rol oynuyor. 

Gücünü ve servetini kaybetmekten ölesiye korkan ve ülkesini hem ekonomik hem sosyal olarak buhrana sürüklemiş birinin otoritesi altında yönetilen bir ülkeye her şeyi yaptırabiliyorlar. 

1 yıldır İsrail ne istediyse aldı bizden. Sadece kameralar karşısında boş boş atıp tutmaya izin verdi. 

Dikenli Tel tedariğimiz büyük tepki toplamıştı, seçim sonuçlarını bile etkilemişti. İsrail bizim iktidarı o kadar teslim almış durumda ki, yine de göndereceksin diyor. Hem de, alay eder gibi, Filistin'i araç ederek göndereceksin diyor. Hem de daha çok göndereceksin diyor. Kuzu kuzu yapıyoruz. 

Bu mekanizmayı planlayan, kuran ve işleten siyasilerimiz ve patronlarımız çok da rahatsız değiller. Sonuçta parasını alıyorlar. Sadece duyulmasın bilinmesin konuşulmasın istiyorlar.