Türkiye'nin son yıllarda kaybettiği puanları toparlamak açısından çok önemli bir sezonun kırılma mevsimini geride bırakıyoruz. Adana Demirspor'un da dahil olduğu Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın da kayıpsız ilerlediği Avrupa sezonunda Galatasaray'da yüzleri güldürmeyi sürdürüyor.

İlk eleme maçlarında ortaya çıkan tablo dinamiği yüksek olmayan ve hazır rakipler karşısında insanı endişelendiren bir Galatasaray'ın ardından bugünlerde daha iyiye giden ve kendini Şampiyonlar Ligi'ne atan bir takım izliyoruz.

Atanınla tutanın iyi olacak sözünün hakim olduğu takımlardan biri olan sarı-kırmızılılar yeni sezona tam hazır olmadan bir başarı gösterdi. İşte bu başarıda sahadaki önemli faktörler dün olduğu gibi bugünde atanı ve tutanı iyi olan isimlerdi.

Galatasaray'ın bu noktaya gelmesinde muhakkak ki bütün oyuncuların bir emeği vardı. Ancak görünen köy diyor ki formsuz bir golcü hazır olmayan bir santrafor tecrübeli ama daha fit görünüme gelememiş forveti ile her an takımı sahada tutan ara sıra pas hataları ile sadece takımını üzen bir kaleci ile bu noktaya geldiğini gözteriyor.

Çok iyi ya da isimli oyuncularla sarı-kırmızılıların Şampiyonlar Ligi'ne ulaşmış olmasına sevinebiliriz. Ancak özellikle bugün gördüğümüz tablo bir kez daha bize gösteriyor ki bu takım daha hazır değil hatta henüz bir takım olabilmiş değil.

1-3-5-2 sistemli oyun anlayışını seven biri olarak 4'lü savunma hattı ile oynayan bir takımın nasıl oluyorda beklerin arkasına ya da savunmanın üstüne üstüne gelip arasından geçilebiliyor anlamış değilim. Aslında asıl anlaşılamayan nokta bir takımın bu kadar resmi maç yaptıktan sonra yeni sezona hala hazır olamaması. Böyle geniş bir kadroda bunun açıklaması dahi mümkün değil.

PAS KALİTESİ VE OYUN GÖRÜŞÜ

Öte yandan bugün bir kez daha pas kalitesinin ne kadar önemli olduğuna şahit olduk. Peki nedir pasın kalitesi. Bir topun istediğiniz kişiye ulaşması mıdır yoksa kendisine gelen herhangi bir topu arkadaşına gönderdiğinde onun ikinci hamlesini yapacak poziyonda hareket etmesi için hızına, yüksekliğine ve özellikle ritmine özen göstererek kaliteli dokunuş mudur?

Bu tamamen bir tekrar oyunu. Pasın kalitesi oyunun ritmine oyunun gücüne büyük destek sağlarken takımına ve rakibe göre poziyon almakta bir o kadar kıymetli. Bugün yeni yeni takıma uyum sağlayan Kerem Demirbay'ın iki ayağını da kullanabiliyor olmasının olumluluğunun kendisine ve takımına ne kadar büyük katkı sağladığına şahit olduk. Çocuklukten, gençliklten gelen bir tekrar alışkanlığı onu bu seviyeye çıkarmış olmalı. Yoksa profesyonel olmuş oyunculara bu yaşta pas nedir, Kerem'i örnek alın diyerek çözecek halimiz yok.

Sonuç olarak bugün 70. dakikaya kadar oyunun üstünlüğünü elinde bulunduran yediği golden 2 dakika sonra rakibi sahasında kabul eden sarı-kırmızılılar, gruplara kaldığında mevcut hatalarını ya da üzerinde duramadığı her şey için büyük acılar yaşayabilir. Bunun en basit örneği her maçta kalesini gole kapatamayan takımların başarılı olamadıkları gerçeği ile son turda iki maçta 3 gol yemek büyük soru işaretlerini doğuruyor.

Her şeye rağmen kazana kazana Türkiye'ye puanlar kazandıran takımlarımıza sonsuz teşekkürler.

MEHMET ALİ KAYACI