İsrail, cumartesi günü Gazze kentinin doğusundaki Derec Mahallesi'nde yerinden edilmiş binlerce sivilin sığındığı Tabiin Okulu'nda benzeri görülmemiş bir katliama imza attı. Savaş uçaklarından atılan bombalar büyük bir yangına neden olurken cesetlerin çoğunun kol, bacak ve başlarının bedenlerinden ayrıldığı, bazılarının ise yanarak tamamen kömürleştiği görüldü. Sivil savunma ekipleri ile bölge halkının, yıkımın ortasında parça parça haldeki uzuvları toplamaya çalıştığı "korkunç" görüntüler kameralara yansıdı.

Sosyal medyada yayınlanan bütünlüğünü yitirmiş ceset parçalarının, plastik poşetlerde toplandığı ve yaklaşık 70 kilogramlık her bir poşetin bir kişiye ait cenaze olarak sınıflandırıldığı görüntüler ise Filistinlilerin maruz kaldığı şiddet ve vahşetin ulaştığı seviyeyi gözler önüne serdi.

Gazze'deki hükümetin medya ofisinden dün yapılan açıklamada, cumartesi günkü saldırıda bombardımanın şiddeti nedeniyle 3 ailenin cesetlerine dahi ulaşılamadığı belirtildi.

"Babam, ağabeyim ve amcam şehit oldu; kardeşimin iki bacağı koptu"

Dünyanın kanını donduran, insanların izlemekte dahi zorlandığı okul katliamının tanığı Filistinli kız çocuğu Meram el-Cuğburi, yaşadığı dehşeti gözyaşları içinde anlattı.

Annesinin seccade aradığı için namaza geç kaldığını, saldırının çok ani olduğunu ve aşağıya indiklerinde okulun içindeki mescidin tamamen alev aldığını gördüklerini söyleyen Meram, şöyle konuştu:

İşgalci İsrail'den Lübnan'a fosfor bombalarıyla saldırı İşgalci İsrail'den Lübnan'a fosfor bombalarıyla saldırı

"Babam, ağabeyim ve amcam şehit oldu. Kuzenimin kolları ve bacakları koptu. El-Ehli Baptist Hastanesi'ne götürdüler ve orada can verdi. Kardeşimin iki bacağı koptu, 'yoruldum daha dayanamıyorum' diyor. Okulda güven içinde yaşıyorduk, kimseye zararımız yoktu, bizden ne istediler."

Okuldaki mescidin her yerinde ceset parçaları ve kan gördüğünü anlatan Meram, "İnsanlar şehitleri çıkarmaya çalışıyordu. Çok şehit çıkardılar. İnşallah bizim yaşadığımız acıların aynısını onlar da yaşar." dedi.

"Şimdi babam yok. Dayanağımız kalmadı, kimsemiz kalmadı"

İsrail'in, biricik babasını ondan aldığını dile getiren Meram, babasının her sabah ondan kahvaltı hazırlamasını istediğini, hazırlayınca da "Allah razı olsun kızım." dediğini anlattı.

Yaşadığı boşluğun büyüklüğünü sitem dolu sözlerle dile getiren Filistinli kız, şunları söyledi:

"Okulda düzenlenen Kur'an-ı Kerim ezber yarışması için bana ezber yaparsam 100 şekel vereceğini söylemişti, ama şimdi babam yok. Dayanağımız kalmadı, kimsemiz kalmadı. Ne para istiyoruz ne de başka bir şey, bize kaybettiklerimizi geri verin yeter."

"Biz onların yardımını istemiyoruz, bu savaşı durdursunlar yeter"

Meram, bacakları kopan kardeşinin halini gördükçe içinin parçalandığını ve 10 yaşındaki kuzeninin yüzünün ise tanınmaz halde olduğunu aktardı.

Filistinli kız, Arap ülkelerine sitemini ise şu sözlerle dile getirdi:

"Bize yardım göndereceklerini söylüyorlar. Biz onların yardımını istemiyoruz, bu savaşı durdursunlar yeter. Vallahi bir şey istemiyoruz, ne yiyecek ne içecek hiç bir şey. Kimsemiz kalmadı, yeter artık bu savaşı durdurun."