Geçtiğimiz pazar günü gerçekleşen Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) Genel Yetenek- Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri oturumu ile ilgili soru çalma iddiaları gündeme geldi. Konu ile ilgili gözlerin çevrildiği Ölçme Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan açıklamada ise ‘soru çalma iddialarının asılsız olduğunu’ açıklanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilerleyen saatlerde başkan Halis Aygün’ü görevden aldı. Devlet Denetleme Kurumu’na ise olayın araştırılması yönünde talimat verdi. Süreç içerisin de yaşananları Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, tv5.com.tr’ye anlattı.
?Röportaj: Ali Ekber Mete
❓KPSS ’de yaşanan skandal ile ilgili neler söylersiniz?
“Yayınevi ve ÖSYM arasında ekonomik menfaat ilişkisi olabilir”
Geçtiğimiz günlerde yapılan KPSS’de çıkan soruların bir Yayınevi’nin hazırladığı sorularla benzerliğinin olduğu ortaya çıkmıştır. Herkes bu işin nasıl yapıldığını konuşuyor. Hepimiz kabul edelim ki, yirmi tane sorunun aynı şekilde hatta dört-beş soruya ait şıkların sırasını bile değiştirmeden alarak KPSS’de kullanılması çok mantıklı bir iş değildir. Hiçbir akıllı insan böyle bir hata yapmaz. Bu durumun ortaya çıkmasında birkaç tane olasılık olabilir. Birinci olasılık soru hazırlamakta geç kalmış olan ÖSYM değerli gördüğü Yedi İklim yayınevinin bir test kitapçığından bu soruları ödünç almış olabilir. Böyle bile olsa yirmi tanesinin alınmasında yine gariplik vardır. İkinci bir olasılık ise bu yirmi sorunun bir otorite (örneğin Millî Eğitim Bakanlığı) için değerli görülmüş olmasıdır. Bunların muhakkak sınavda sorulmasını istemiş olabilir. ÖSYM’de bu talebe uyarak, olduğu gibi soruları almış olabilir. Çünkü ÖSYM kurumların istediği şekilde sınav yapmak zorundadır. Eğer böyle bir talep geldiyse, o talebi karşılıyor olabilir. Fakat yirmi sorunun istenmesi kabul edilebilir değildir. Böyle bir durum da olamaz. Bir başka olasılık ise ekonomik çıkar sağlama meselesi olabilir. Yayınevi ile ÖSYM’deki bazı kişiler anlaşarak, böyle bir iş birliği içerisine girmişlerdir. Yirmi soruyu duyurdukları herkesten belli bir para almış olabilirler. Bu durumun ÖSYM idaresinden geçmesi mümkün değil gibi görünüyor. Çünkü orda da sınavın son şeklini kontrol edenler var. Ancak o kontrolü yapanlar, soruların Yedi İklim ’in test kitabında olduğunun farkında değillerdir. Böyle olasılıklar da var.
❓2010 yılında da benzer durum olmuştu. Yine soruların çalındığı yönünde iddialar vardı. 12 yıl sonra aynı durum yaşanıyor. Bunun sebebi nedir?
“Soru çalmalar son 20 yılda arttı”
Bunun birkaç tane nedeni olabilir. Birincisi bu durumun alışkanlık haline gelmesidir. Bazı kesimler bunları kendi çıkarları, yandaşları için bir avantaj olarak kullanabilirler veya kullandırtabilirler. Bu olay sadece on iki yıl öncesi değil daha öncesinin de problemiydi. Fakat bu kadar büyük çapta değildi. Hırsızlıklar, soru çalmalar oluyordu ama onlar küçük ve münferit olaylardı. Son on beş-yirmi yılda yapılanlar ise pek çok insanı etkileyen büyük hırsızlıklar düzeyinde. Diğer bir neden ise yaşanan ekonomik zorluklar neden olmuş olabilir. İnsanlar artık devlette çalışarak, geleceklerini kurtarmak istiyorlar. Tek açık kalan yolda bu. Eğer bu sınavı geçerlerse bunu başarabilirler. Onun için hem KPSS’de hem de üniversite giriş sınavında soru çalmaların, yolsuzlukların yaşanmasının bir nedeni de budur. Bir diğer neden ise toplumdaki genel ahlak kurallarının zayıflaması olarak söyleyebiliriz. İnsanlar özellikle son on beş-yirmi yılda ekonomi, siyaset ve eğitim gibi alanlarda yaşanan yolsuzlukları gördükleri için bunu kanıksar hale geldiler. Bu ahlaksızlıklar geçmişte olduğu gibi bizi etkilemiyor. Çünkü hepsi normalleştirilen faaliyetler haline geldi. Bazılarının gözünde KPSS’de veya YSK’de soruları çalmak büyük bir olay değil. Bu yüzden de soru çalmakta bir mahsur görmüyorlar. Hiçbir zaman haksızlık ettikleri insanların ne kadar zor durumda kaldıklarını anlayamıyorlar. Yaptıkları yolsuzluklara bu yüzden devam ediyorlar.
❓ÖSYM Başkanı Halis Aygün’ün görevden alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Araştırma iyi yapılmazsa ÖSYM’ye duyulan güven azalır"
Cumhurbaşkanımız tarafından atanan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün’ün böyle bir olayın ardından görevden alınması normal. Aksine göreve devam etmesi durumu zorlaştırır. Yapılacak araştırmanın şeffaf olabilmesi için bu adım doğrudur. Cumhurbaşkanımız, Devlet Denetleme Kuruluna bu olayın araştırılması işini tevdi etti. Umarım en kısa zamanda olayın nasıl cereyan ettiğini, nasıl bir mekanizma işlendiğini, kimin bunlardan faydalandığını, kimlerin hatalı olduklarını Türk toplumuna açıklarlar. ÖSYM’nin bundan sonra güvenini koruyabilmesi için sağlıklı bir araştırmanın yapılması ve sonuçlarının açıklanması şarttır. Eğer bu yapılmazsa Merkezi sınavlara duyulan güvenin azalacağını düşünüyorum.
❓Bundan sonraki süreç nasıl işletilmeli?
"Bu sınav iptal edilmeli"
Bu sınav iptal edilmeli. Önümüzdeki hafta yapılacak olan, Öğretmenlerin Alan Bilgi Sınavı da ileri bir tarihe ertelenmeli. En azından Devlet Denetleme Kurulu araştırmasını bitirerek, sonuçlarını ortaya koysun. Yeni atanacak başkan ile birlikte, yeni bir sayfa açılmalı. ÖSYM gibi hatalarına rağmen objektif davranabilmiş, sınavlar yapabilmiş bir kurumun geleceği için bu önemlidir.