Vilnius'taki NATO Zirvesi öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pazartesi günü yaptığı açıklamada, bir yılı aşkın süredir yaşanan inişli çıkışlı sürecin ardından İsveç'in NATO üyeliğini ilerleteceğini söyledi. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yapılan görüşmenin ardından yapılan açıklamada, NATO'nun Türkiye'nin güvenlik kaygılarını gidermek için terörle mücadele çalışmalarını artırmayı, İsveç'in de Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği teklifini desteklemeyi kabul ettiği belirtildi. Erdoğan ise İsveç'in üyeliğinin parlamentosunda onaylanması için çaba göstermeyi kabul etti. Macaristan'ın da aynı yönde adım atması beklenirken, İsveç'in NATO'ya girişi çok yakında netleşebilir.
Her iki taraf da bundan kârlı çıkıyor
Aylardır NATO liderleri Türkiye ve İsveç arasında bu anlaşmanın sağlanması için çalışmalarını sürdürüyorlardı. Bu anlaşma artık klasik bir siyasi kapışmanın göstergesidir: Erdoğan hem NATO üyesi hem de Doğu ve Batı'yı birleştiren stratejik konumunu kullanarak İsveç'ten tavizler koparıyor ve böylece hem Türkiye'yi güçlendiriyor hem de NATO'nun genişlemesini destekliyor. Önümüzdeki günlerde, son birkaç hafta, gün ve hatta saat içinde kapalı kapılar ardında neler yaşandığını ve Erdoğan'a bu değişimi gerçekleştirmesi için ne kadar çaba sarf ettiklerini öğreneceğiz. Eğer bu hamleyi kendi çıkarlarına uygun görmeseydi tavrını değiştirmezdi. Peki bundan sonra ne var? ABD-Türkiye F-16 durumunu yakından takip etmek gerekiyor.
Erdoğan, Putin'i zayıf mı gördü?
Prigozhin isyanı ve Kremlin'in belirsiz karşılığı rejimin zayıflığına işaret ediyor. Erdoğan'ın Türkiye'deki başarısız 2016 darbesine verdiği karşılık bu gibi bir belirsizlik içermiyordu. Erdoğan darbeden sonra Putin'e güvenmenin doğru olmayacağı sonucuna varmış olabilir.
ABD'nin Türkiye'ye F-16 uçakları ile ilgili olarak ne yapabileceği henüz bilinmiyor. Eğer bir mutabakat varsa, detaylar önümüzdeki haftalarda netleşecektir. Anlaşmanın ne kadar doğru olduğu ayrıntılara bağlı olacak.
Kaynak: Atlantic Council