Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı olabileceği yönündeki karar vermişti.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olamayacağını belirterek YSK’ya itiraz dilekçesi sunan eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan, başvurunun reddedilmesi ve Erdoğan’ın adaylığına onay verilmesi üzerine konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı.

Kazan, AYHM'ye verdiği dilekçede, "Anayasada yer alan dönem sınırlaması kuralı, YSK dahil bütün organ, makam, merci ve kişileri bağlar. Türkiye 2017 değişikliği ile sistemi değiştirmiştir, tek adam rejimine geçilmiştir gibi yorumlarla 2018 seçimini yeni sistemin ilk seçimi, 2023 seçimini de ikinci seçimi saymak asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

'5 Nisan günü AİHM’ne başvurumuzu yaptık'
Kazan'ın konuya ilişkin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama şöyle:

“Biz, yoğunlaşan seçim haberleri nedeniyle, bu kararı tartışmayı ertelemiştik. Ama bilinmesini isteriz ki, hemen 5 Nisan günü AİHM’ne başvurumuzu yaptık. YSK’ya göre, ‘önceki Cumhurbaşkanı’ ile ‘yeni Cumhurbaşkanı’ kullanılan lafız dışında özdeş değilmiş. Çünkü, 2017 değişikliğiyle yetkiler genişletildiği gibi, Cumhurbaşkanlığı seçimi de TBMM seçimiyle aynı gün yapılmaya başlanmış. Dolayısıyla, YSK'ya göre ilk birlikte seçim 2018 seçimi olduğu için, artık birinci dönem 2014 seçimiyle başlatılamazmış. Ancak, 2018 seçimi ilk seçim, 2023 seçimi ikinci seçim sayılırmış. YSK kullandığı lafız tanımıyla cumhurbaşkanı sözcüğünü kastediyor. Hemen 2007 ve 2017 değişikliklerindeki başlıklara bakıyoruz. İkinci bölümde yürütme başlığı aynı. Ve sonra, iki metinde de cumhurbaşkanı sözcüğü yer alıyor.

'Erdoğan dahil, herkes anlamına gelir'
Devam ediyoruz, and içmesi başlıklı 103. maddeye hiç dokunulmamış. Yani, Erdoğan 2014’te ve 2018’de aynı andı içmiş. Bu nedenle, bir yargıçlar grubunun, anayasada kullanılan lafzı yok sayması olacak şey değildi. Unutmayalım ki, 101/2’de, hiç ayrım yapılmadan, ‘bir kimse en fazla iki kez seçilebilir’ deniliyor. Bu cümledeki bir kimse, Türkçemizde (eğer bir istisna konulmamışsa) Recep Tayyip Erdoğan dahil herkes anlamına gelir. Zaten 2014 seçimiyle 12. Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın, 2018 seçiminden sonra da 12. Cumhurbaşkanı sayılması, YSK kararındaki kullanılan lafız dışında özdeşlik yoktur yakıştırmasının yanlışlığını gösterir.

Bu konuda hiç konuşmaması gereken TBMM Başkanı ile Adalet Bakanı ‘yasal engel yoktur’ diyordu. Erdoğan kronometrenin sıfırlandığını söylüyordu. Oysa itiraz dilekçemizde adlarını bildirdiğimiz ikisi dekan 18 anayasacı, derslerde Erdoğan’ın bir kez daha aday olamayacağını anlatıyordu. Ne yazık ki, YSK kronometrenin sıfırlandığı sonucuna vardı. Hemen meslektaşım Av. Serkan Cengiz’i arayıp konuştum. Yetki belgesini kargoya verdim. O da hiç geciktirmeden başvuru formunu doldurup AİHM’ne gönderdi. Kendisine teşekkür ederken, kamuoyunun bilgisine sunuyorum.”