Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, istihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek, finansal düzelmeyi sağlayacak her tedbiri alacak uygulayacak sonuçlandıracak ve ortaya çıkan zenginliği milletin her bir ferdine yayacak bir politika izlediklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de politikamızı hayata geçirirken önümüze çıkan zorluklar var. Her şeyden önce sadece arz-talep ilişkisi üzerine kurulu iktisadi teorilerin ülkemizde tam karşılık bulamadığı bir gerçektir. Bunun sebeplerinden biri bilhassa küresel ekonominin dümenini elinde tutan güçlerin Türkiye’ye yönelik siyasi yaklaşımlarının ekonomik mantığın önüne geçmesidir. Açık konuşmak gerekirse siyasi, ekonomik ve askeri olarak güçlenen dolayısıyla kendi politikalarını belirleyip hayata geçiren bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden de sürekli gizli açık engellemelere, kural dışı uygulamalara maruz kalıyoruz.
Ülkemizin durumunu farklı kılan bir diğer sebep ise kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır. İnsanımızın tasarruf alışkanlığında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Önemli bir kısmı da yastık altında duran bu varlıkların iktisadi işleyişi dolayısıyla istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Onun için gelin. Milletime sesleniyorum. Biz verim ekonomisinden yana olalım. Tasarruf ekonomisinden yana olalım. İsraf ekonomisini bir kenara koyalım. Bunun ne benim milletimin kendisine ne de devletime hiçbir faydası yoktur.”
“Yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici gücüdür”
Erdoğan, gayrimenkul ve otomobil piyasasındaki gelişmelere dikkat çekerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yükselen fiyatlar sebebiyle gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hale gelmesi de üretim artışının hak ettiği yeri ulaşmasını engelliyor. Bu gerçekler çerçevesinde tamamen siyasi kaygılarla sözde değerlendirmelerin ne ülkemize ne milletimize ne de yaşanan sorunların çözümüne zerre kadar faydası vardır. Türkiye gibi rezerv para veya petrol, doğalgaz gibi karşılıksız gelir sağlayan kaynaklara sahip olmayan bir ülkenin tercüme değil telif iktisadi analizlere ve çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Ülkemizin en büyük talihsizliği dünyadaki gelişmeleri ülkemizin gerçekliği ile meczederek milletimizin önüne ufuk açıcı teoriler koyacak iktisatçılardan uzun yıllar boyunca maalesef mahrum kalmasıdır. Biz yaşadığımız tecrübeler ışığında ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çıkış yolu olmadığına kanaat getirdiğimiz için kendi politikamızda ısrar ediyoruz.
Geçtiğimiz 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma, enerji, konut başta olmak üzere tüm alanlardaki yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici güçlüdür. Hamdolsun bu sayede ticaretten sanayi tarımdan turizme, istihdamın ve üretimin lokomotif olan her alanda çarklar harıl harıl dönmektedir. İhracatımız ve turizmimiz neredeyse her ay rekorlar kırarak yoluna devam ediyor. Ülkemiz giderek artan bir şekilde uluslararası yatırımcıların ilgisini çekiyor. Yaptığımız her görüşmede ülkemize milyarlarca, 10 milyarlarca dolarlık yatırım sözü alıyoruz. Bu yatırımların ağırlıklı kısmını birilerinin iddia ettiği gibi varlık satışı değil istihdama ve üretime dönük projeler oluşturuyor. Cari dengemizin en önemli handikabı olan enerji ithalatımızı keşfettiğimiz doğalgaz ve petrol rezervleri ile kademe kademe azaltacak olmamız hareket alanımızı daha da genişletiyor.
Memur ve emekli maaşları
Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili bir huzursuzluk ortaya çıktı. Kamu işçisi, memuru nasıl ortada bırakmadıysak çalışanından emeklisine hiç kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz. Ek bütçede deprem bölgesinin kalkınmasını sağlayacak projelere verdik. Hem bütçe gelirlerini artırmaya hem de bütçe dışı kaynak sağlamaya yönelik çalışmalarımızın semerisini gördükçe kendini mağdur hisseden tüm kesimlerin gönlünü mutlaka alacağız. Bunu da çok gecikmeden yılbaşı civarı neticeye ulaştırmayı bekliyoruz. Milletimizin serinkanlı olarak bize güvenmelerine ve ülkelerinin geleceğine sahip çıkmayı istiyorum.
Otomobil stokçuluğu ve kira fiyatları
Gün sonunda yüksek kazanç sağlamış gibi görünen bu süreç herkesin hanesine zarar olarak yazılacak sonuçlara gebedir. Hiç kimsenin bilerek ve isteyerek ne kendisine ne evlatlarına ne de ülkesine böyle bir kötülük yapacağına ihtimal vermiyorum. Şayet ihmali ve kastı olanlar çıkarsa devlet olarak biz de gereğini yapmaktan çekinmeyiz. Ticaret Bakanlığımız otomobil piyasasında görülen stokçuluğun önüne geçmek için denetimlerini artırdı. Kira fiyatlarıyla ilgili ne gibi adımlar atacağımızla ilgili değerlendirmelerimiz sürüyor.” (DHA)




