DİSK-AR, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı “Ağustos 2024 Hanehalkı İşgücü Araştırması’’ sonuçlarının ardından ''İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu''nu yayınladı.
TÜİK’in bugün yayımlanan Ağustos 2024 Hanehalkı İşgücü Araştırması (HİA) sonuçlarına göre, mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,5 mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsizlik oranı (âtıl işgücü) ise yüzde 27,2 seviyesinde gerçekleşti. TÜİK’e göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde dar tanımlı işsiz sayısı Ağustos 2024’te 3 milyon 55 bin oldu.
Geniş tanımlı işsiz sayısı 11 milyon 4 bin
DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre ise mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Ağustos 2024’te 11 milyon 4 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre 2023 Ağustos ayında yüzde 9,2 olan dar tanımlı işsizlik Ağustos 2024’te yüzde 8,5 olarak gerçekleşti.
Son bir yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 2,2 mlyon arttı
DİSK-AR’ın verilerine göre son bir yılda geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 23’ten yüzde 27,2’ye, son 1 yılda geniş tanımlı işsiz sayısı 2,2 milyon kişi artarak 8,8 milyondan 11 milyona yükseldi.
DİSK-AR’ın raporunda yer alan önemli saptamalar şöyle:
''Zamana bağlı eksik istihdamda artış devam ediyor. Ağustos 2024’te mevsim etkisinden arındırılmış HİA verilerine göre işsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 35,7 ile geniş tanımlı kadın işsizliği olmaya devam ediyor. İkinci yüksek işsizlik kategorisi yüzde 27,2 ile geniş tanımlı işsizliktir. Resmi işsizlerin yaklaşık yüzde 86’sı işsizlik ödeneği alamıyor. Geniş ve dar tanımlı işsizlik farkı yaklaşık 18,7 puan.''
''Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı''
Raporda işsizlikle mücadele için yer alan öneriler ise şu şekilde sıralandı:
''İşsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları ve ödenek miktarı iyileştirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına son verilmelidir. Fondan işverenlere dönük teşvik ve destekler sona erdirilmelidir. Kamu istihdamının artırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması yaşamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır. İşbaşında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. Uluslararası çalışma normları doğrultusunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.’’