MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

Teröre karşı tepki gösteren ve yerel seçim hazırlıklarına ilişkin konuşan Bahçeli, "Hiçbir terörist ya da yandaşı dağda, bayırda, ovada, belediyede, şehirde ve de TBMM'de barınmamalı, tutulmalıdır. Hepinizin bildiği gibi terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür." dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Gazi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay hakkında verdiği karara da tepki gösteren Bahçeli, "Mahkum Can Atalay ile ilgili kararında Meclis'te derhal okutulmasını istiyoruz." diye konuştu.

Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:

İçine girdiğimiz hiçbir mücadelede yüzümüz kara çıkmamıştır.

2024'te bizi bekleyen iki mühim siyasi dönüm noktası vardır. Bunlar hem partimiz hem de ülkemiz adına ciddi gelişmelere sahne olacaktır. İlk dönüm noktası 17 Mart 2024 tarihinde demokratik şölen havasında planladığımız 14. Olağan Büyük Kurultayımızdır. Kurultayımız, yeni yüzyılın şuurunu taşıyacaktır.

İkinci siyasi dönüm noktası da 31 Mart seçimleridir. Partimizin 55. yılı münasebetiyle 55'er isimden oluşan belediye başkan aday listelerimizi 10 Ocak 2024, 11 Ocak 2024, 15 Ocak 2024'te milletimizle paylaştık.

Erdoğan Mısır'da: Tüm dini grupların bir arada yaşadığı, terörden arınmış bir Suriye çağrısı yaptı Erdoğan Mısır'da: Tüm dini grupların bir arada yaşadığı, terörden arınmış bir Suriye çağrısı yaptı

CHP’ye tepki

Diğer partiler de adaylarını açıklamaktadır. CHP'de işler iyice sarpa sarmış, aday tespitinde kriz ve karışıklık gün yüzüne çıkmıştır. İçeriden demlenen, dışarıdan yemlenen CHP yönetimi akli melekelerini kaybetmekle kalmamış istikametini hepten şaşırmıştır.

Terör ve bölücülük mağduru milletimizin güçlü iradesi demlenmiş CHP'den hesap sormaya yeterlidir. Kendi içinde kavgalı ve kutuplaşmış siyasi partinin yerel yönetimlerden ayıklanması geldiğimiz bu aşamada artık bir demokrasi namusudur.

"Kilit mahiyetindeki seçimler"

31 Mart 2024 tarihinde Türk siyasi tarihindeki kilit mahiyetindeki seçimlerinin yapılacak olması bizim dikkat, diyaret, tedbir, temkin ve heyecanımızı yoğunlaştırmamızı gerekmektedir. Büyüklük taslayanlardan kurtuluş 31 Mart'ta olacak.

31 Mart'ta İstanbul muradına kavuşacak. Mevsimlik belediye başkanlığı yapan bış zamanlarında belediyeye uğrayan bunun dışında her taşın altından çıkan şahsa İstanbullu kardeşilerim son yapacağı tezkeresini eline tutuşturup Saraçhane'den yollamaktır.

Cumhur İttifakı'nın kesin ve ezici başarıya ulaşması için insan üstü emekle çalışmak öncelikli görev ve sorumluluğumuzdur. Vatanımızın her yöresinde vatandaşlarımızla buluşacağız. Yerel yönetimlerdeki ölü toprağını kaldıracağız.

"İsrail ve ABD hesabını verecek"

Bir günah adasında serveti olan insanlık defolarının kız çocuklarına iğrenç muameleleri bir skandal ve barbarlıktır. İsrail masum halkın kanını dökerken ABD'de sinagog altındaki yasa dışı tünellerden insan ticaretine, pedofiliye ve organ mafyasına dair bulgular elde edilmiştir. Batı'nın çürüyen toplum bünyesinin saçtığı habis virüsler aynı anda dünyanın diğer coğrafyalarına da bulaşmaktadır. Bize göre hakim uluslararası sistem çöküş aşamasına geçmiştir.

21. yüzyılda soykırım suçu işleyen İsrail'in Lahey'deki yargılanması yeni gelişmeleri tetikleme ihtimali taşıyor. ABD'nin de itibar kaybettiği açıktır. İnancım odur ki İsrail ve ABD günü geldiğinde damla damla akıttıkları kanların hesabını mutlaka vereceklerdir.

Bilhassa Amerikalılar, ABD'ye sahip çıkmalı. Tarihin hiçbir döneminde zulüm ayakta kalmış, kan dökerek, sömürerek, yağmalayarak varlığını sürdürebilmiş bir devlete tesadüf edilememiştir. ABD, sözde müttefik bir ülkedir ancak Türkiye'ye karşı yapmadığı kötülük, oynamadığı oyun, tezgahlamadığı saldırı, saçmadığı nifak neredeyse son 74 yıldır yapmadığı kalmamıştır.

Teröre tepki

Ekonomik krizlerin altına bakınız, terör saldırılarının , bölgesel gerilimlerin arkasına bakınız, yine aynı mihrak çıkacaktır. FETÖ'nün, DAEŞ'in, PKK'nın, YPG'nin, kimliksiz STK'ların sahipleri açık açık söylüyorum, Brüksel-Washington hattındadır. Artık yeter diyoruz. Türk Milleti ve Türkiye diriliş ve yükselişe geçtikçe ya bir terör saldırısı ya da bir yaptırım tehdidi ortaya çıkmaktadır.

7 Ekim 2023'te başlayan İsrail saldırılarına eşzamanlı olarak Türkiye'ye yönelik terör kartı devreye sokulmuş, 31 vatan evladı şehit edilmiştir.

40 yıldır kanlı eylemleriyle PKK terörünün bir sonuç değil bir vasıta bir amaç değil bir araç olduğu bilinmektedir. PKK'nın Türkiye üzerinde emelleri olan her develtin kullandığı, uluslararası ve uluslarüstü bir baskı ve pazarlık aracı olarak şiddete ve teröre başvurduğu ortadır.

Yıllardır PKK terörü ile haklı mücadelemize köstek olan, terörizmin çok sayıda can kaybına göz yuman uluslararası camia, İsrail saldırılarında sessiz kalarak ikiyüzlü siyasetini bir kez daha sergilemiştir.

Terör son bulmalı, şiddet ortadan kalkmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ne ve kahraman TSK'ya inancımız tamdır.

Hiçbir terörist ya da yandaşı dağda, bayırda, ovada, belediyede, şehirde ve de TBMM'de barınmamalı, tutulmalıdır. Hepinizin bildiği gibi terörle mücadele aslında bölücülükle mücadelenin sadece bir bölümüdür.

"60 km'yi bulacak bir huzur hattı kurulmalı"

Irak'ın kuzeyindeki dağlık alanı içerisine alacak şekilde derinliği 60 kilometreye inen, buradan Hatay'a uzanacak Türkiye'nin güvenlik ve geleceği için huzur hattı kurulmalı. Bu hatta sinek bile sokulmamalıdır.

"Biz aziz vatanın derdindeyiz"

"AYM kararlarını uygulamamanın gerekçesi olmaz" diyen Bay Zühtü'ye sormak isterim ki acaba şehitlerimizin dökülen kanlarının gerekçesini analarımızın gözyaşlarını izah edecek yürek sende ve senin gibi gibi düşünen diğer mahkeme üyelerinde var mıdır? Sen yanlış mahkeme kararının derdindesin biz aziz vatanın derdindeyiz.

Mahkum Can Atalay ile ilgili kararın da Meclis'te derhal okutulmasını istiyoruz.