Depremin yıktığı Hatay'da hava kirliliği: Halk kanser riskiyle karşı karşıya!

Abone Ol

Deprem bölgesi Hatay'da enkaz kaldırma çalışmalarında, yasağa rağmen "yerinde ayrıştırma" ve "susuz enkaz kaldırma" uygulaması devam ediyordu. Uzmanların özellikle hava kirliliği ve solunum yollarında sağlık sorunlarına yol açmasına dikkat çektiği uygulamalar kentte yaşayan depremzede yurttaşların da tepkilerine neden oluyordu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Temiz Hava Hakkı Platformu, deprem bölgesindeki yoğun toz (partikül madde) kirliliğine kamuoyunun dikkatini çekmek ve yetkilileri önlem almaya çağırmak amacıyla Hatay Tabip Odası Antakya binasında AirBeam adlı portatif sensörlü hava kalitesi ölçüm cihazı ile, 7 Haziran-23 Ağustos 2023 tarihleri arasında ince partikül madde (PM2.5) ölçümü yaptı. TTB’den yapılan açıklamaya göre kentteki hava kirliliğinin limit değerlerin çok üzerinde olduğu ortaya çıktı.

Altı aydır resmî ölçüm yapılmıyor!
Açıklamada, Hatay Antakya şehir merkezindeki resmî hava kalitesi ölçüm istasyonunun depremin ilk günü olan 6 Şubat 2023 günü saat 04.00’te yapılan son ölçümden günümüze kadar (28.08.2023) devre dışı kaldığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmî hava kalitesi izleme sitesinde geçtiğimiz 6 ay boyunca bu istasyon için altı aydır hiçbir hava kalitesi ölçümünün raporlanmadığı belirtildi.

DSÖ limitleri aşıldı!
İnce partikül maddelerin özellikle yıkım ve enkazların taşınması sırasında ortaya çıkan kirleticilerin mikroskobik düzeyde göstergesi olduğu belirtilen açıklamada 24 saate en yakın yapılan ölçümlerin konu edildiğinin altı çizildi.

Haziran ayında farklı sürelerde ölçüm yapılabilen 16 günün tamamında, temmuzda ise ölçüm yapılabilen 7 gün boyunca Dünya Sağlık Örgütü limitlerinin sürekli aşıldığı vurgulanırken ayrıca, ölçüm yapılan 3 aylık süre içinde şehir merkezinde sıkça yaşanan elektrik ve internet kesintileri nedeniyle düzenli ölçüm yapılamadığı, ancak elde edilen kısıtlı verilerle bile kentteki hava kalitesine dair bir ön değerlendirme yapılabileceği belirtildi.

TTB ve THHP ölçümlerine göre:

  • 10-11 Haziran günleri 22 saat 13 dakikalık kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 48 µg/m3 olarak tespit edildi. Bu değer DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değerinin üç katından fazla. Aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değeri 185 µg/m3.
  • 16-17 Haziran günleri 23 saat 16 dakikalık kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 16 µg/m3 olarak ölçüldü. Bu da kılavuz değerin üstünde.
  • 10-11 Temmuz günleri 21 saat 10 dakika süren kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 17 µg/m3 olarak tespit edildi. Bu değer DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değerinin üstünde. Aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değeri 121 µg/m3olarak kayda geçti.

Denetim yapılmıyor!
Bölgedeki ağır hasarlı binaların çokluğu ve yoğun yıkım çalışmalarının ortamda ağır bir toz (partikül madde) kirliliği oluşturduğunu vurgulayan kuruluşlar, halk sağlığını yaşamsal düzeyde tehdit eden bu kirliliğe karşı denetim yapılmadığına ve önlem alınmadığına dikkat çekti.

Halk kanser riskiyle karşı karşıya
Açıklamada, “Bölgedeki yoğun yıkım çalışmaları sonucu ortaya çıkan partikül madde kirliliği başta akut ve kronik solunum hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açmaktadır" denildi.

Yıkım çalışmalarında yer alan emekçiler başta olmak üzere, sürekli yıkım tozuna maruz kalan halkın kanser riskine maruz kaldığı bilimsel bir gerçeklik olduğu, partikül madde kirliliğini önlemek için alınacak önlemlerin TTB ve ilgili meslek örgütleri tarafından defalarca kamuoyu ve yetkililerle paylaşılmış olmasına rağmen, hızlı, plansız ve önlemsiz yıkım çalışmaları devam ettiği, bölge halkı sistematik bir sağlık hakkı ihlaline maruz bırakıldığı vurgulandı.

Önlemler sıralandı
Temiz Hava Hakkı Platformu ve Türk Tabipler Birliği, Hatay başta olmak üzere deprem bölgesinde alınması gereken önlemleri sıraladı:

  • Tüm deprem bölgesindeki hava kalitesi izleme istasyonları bir an önce devreye alınmalıdır.
  • Bölgedeki tüm istasyonlarda PM2.5 parametresinin ölçümüne zaman kaybetmeksizin başlanmalıdır.
  • İstasyonlardan elde edilen verileri içeren hava kalitesi durumu ve raporlar www.havaizleme.gov.tr ve valilik web sitelerinden eksiksiz ve sürekli olarak yayınlanmalıdır.
  • Meteorolojik gelişmeleri de dahil eden bir modelleme çalışması ile enkazlardan kaynaklı tozun yerleşim alanları üzerinde dağılımı tespit edilmeli, enkaz depolama alanları ve yerleşim alanları bu modelleme sonuçlarından yararlanarak konumlandırılmalıdır.
  • Yıkımlar bir plan dahilinde ve çalışanlar dışında insanlar yıkım alanından uzaklaştırılarak yapılmalıdır.
  • Yıkım, enkaz transferi ve enkaz depolama alanlarında boşaltılması esnasında sulama yapılmalı, taşıyıcı kamyonların üstü seyir halinde tozumayı önlemek için kapatılmalıdır.
  • Çalışanlar mutlaka koruyucu ekipman ile donatılmalı ve bu ekipmanların kullanımı zorunlu hale getirilmelidir.