Kahramanmaraş’ta oturan Ahmet Kalaylı, depreme 8 aylık hamile eşi ve 3 çocuğuyla yakalandı. Evleri ağır hasar alınca ailesi ile İzmir’in Çiğli ilçesindeki Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Cihannüma Kız Öğrenci Yurdu’na yerleştirilen Kalaylı, depremde yaşadıklarını anlattı.
‘Kıyametin koptuğunu sandık’
Bir tekstil fabrikasında vardiyalı olarak çalışan Kalaylı, deprem sırasında vardiyadan döndüğünü ve henüz uyumadığını belirterek, “Dışarıda kar yağıyordu, eşimle çay demleyip, oturduk. Çocuklarım uyuyordu. Uyanık olmam da bir mucizeydi. Deprem bir felaketi andırıyordu. Kıyametin koptuğunu sandık. Camlar patladı. Ayakta duramıyorduk. Çocukları kucağıma aldım. Kendimizi dışarı attık. Eşim de 8 aylık hamile. Yaşadığımız korkuyu unutamıyorum. Kuzenlerimi kaybettim. Evimiz ağır hasarlı olduğu için yıkılacak. Yeni bir hayat kurmak zorundayız. Hem ev hem de iş arıyoruz. Deprem bölgesinden geldiğimiz diğer ailelerin de evleri yıkılacak” dedi.
‘Birbirimize sarılıp ağladık’
Hatay’da depremi yaşayan 4 çocuk annesi Mine Alataş da tüm hayatlarını geride bıraktıklarını belirterek İzmir’e geldiklerini ve çaresizlik içinde beklediklerini söyledi. Eşinin vefatının ardından bir kızını evlendirdiğini bir oğlunun da Gaziantep’te öğrenci olduğunu belirten Alataş, “Deprem olduğunda uyuyorduk. Kızımın ‘Anne’ diye bağırdığını duydum. Oğlum da geldi, birbirimize sarılıp, ağladık. Sallantı uzun sürdü ve giderek hızlandı. Ceketimizi alıp, dışarı çıktık. İskenderun’da yollar çatlamıştı. Dışarısı soğuktu. Burada 4 gün geçirdikten sonra trenle İzmir’e geldik. AFAD, bizi buraya yerleştirdi. Bundan sonra gider miyiz, kalır mıyız, bilmiyorum. Evimiz, eşyalarımız, hayatımız orada kaldı. Çaresizlik içinde bekliyoruz. Arkadaşlarımı, tanıdıklarımı kaybettim. Apartman hasarlı, artık kimse oturmuyor. Tek çaremiz; buraya gelmekti” diye konuştu.