Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Görevlisi  Kaya, AA muhabirine deprem bölgelerinde kurulan çadır kentlerin birçok riski beraberinde getirdiğini söyledi.
Yaşanan felaket kadar sonrasının da önemli olduğunu vurgulayan Kaya, afet yönetiminin bütün unsurlarıyla ele alınması ve bütün olumsuzlukların göz önünde bulundurularak çalışma yapılması gerektiğini dile getirdi.


Deprem sonrasında bölgede kurulan çadır kentlerin yer seçiminin ve çadırlar arasındaki mesafenin göz ardı edilmemesi gereğinin altını çizen Kaya şunları kaydetti:

"Çadır kent yeri seçilirken bu yerleşim alanı önceden herhangi bira afet barındırıp barındırmayacağının önceden belirlenmesi gerekiyor. İklime bağlı olarak meydana gelecek afet türlerinden bir diğeri de yangınlardır. Çadır kentlerde mevsime bağlı olarak soba kullanılıyor. Ayrıca çadır içlerinde yemek pişirirken gazlı ocak da kullanılıyor. Geceleri de soğuğa karşı sobalar yakılıyor. Bu nedenle yangına karşı bilinçli ve duyarlı olunması büyük önem taşıyor. Çadırkentlerde her çadır arasında 2 metre, büyük çadır arasına ise 4 metrelik bir alan olmalıdır. Çıkabilecek yangınlar ikincil büyük afetlere can ve mal kaybına neden olacaktır. Ayrıca çadırkentlerin kurulduğu anların zeminleri de önemlidir. Halı saha gibi yanıcı maddelerin olduğu alanlar seçilmemelidir. En iyi zemin alanları olarak toprak ya da beton zeminler seçilmelidir."


Kaya, deprem bölgelerinin bir an önce çadır kentlerden kurtarılarak konteyner kentlere veya geçici konutlara geçilmesi, yaşam alanlarının burada oluşturulması gerektiğini de ifade etti.