Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Ankara’da partisinin genel merkezinde medya temsilcileriyle bir araya geldi.
Davutoğlu, Filistin meselesinin tüm dünyanın ana gündem maddesi olduğunu belirterek şunları söyledi;
-Filistin meselesi’ diyorum; çünkü bilinçli bir şekilde uluslararası ve Türkiye’de, ‘İsrail’e yapılan saldırı, İsrail saldırı altında, İsrail’deki gelişmeler’ diye yankılanıyor. Halbuki burada mağdur halk Filistin halkıdır.
-Değişik kapasiteler, değişik faaliyet alanlarıyla ilgili uluslararası ilişkilerin bütün konularına yoğunlaştığım gibi Filistin meselesine de hem akademik hem diplomatik hem de siyasi hayatta köklü bir tecrübeye sahibi oldum.
-Özetle 75 yıldır işgal altında olan ve 56 yıldır da Mescid-i Aksa’nın her gün işgal edildiğini, her gün Doğu Kudüs’ün Müslüman ve Hristiyan karakterinin tahrip edildiğini gören bir halktan bahsediyoruz.
-Bugün Gazze’de öyle bir atmosfer var ki; Gazze’de bir terör örgütü var ve İsrail’e saldırıyor. Öyle bir tablo yok. Gazze’de yaşayan 2 milyon insan ki Gazze dediğimiz topraklar bizim en küçük vilayetimiz olan Yalova’nın yarısı kadar bir yer, orada bulunan halkın yüzde 70’i 1948 ve 1967 savaşında babalarının topraklarından sürülmüş insanlar.
-Tabii dün ve evvelki gün yayımlanan bazı görüntüler hepimizi rahatsız etti. Bizim evrensel hukukta kadınlara ve çocuklara dokunulmaz. Neden bu olaylar şimdi yaşandı? Bu boşlukta olmuş bir olay değil. Filistinlilerin operasyonu bir sürpriz operasyonu şeklinde ama böyle bir olayın gelişimi sürpriz değil.
-Aylardır Mescid-i Aksa’da Türk kamuoyu ve hükümet, hükümete yakın medya İsrail’le normalleşme telaşında olduğu için bunları Türk kamuoyuna yansıtmadı. Filistin meselesi sadece Arapların melesi değildir. Filistin meselesi sadece Müslümanların meselesi de değildir. Filistin meselesi bir insanlık meselesidir.
“Görevde olsam…”
-Türkiye de dahil olmak üzere bazıları Filistin melesesini anmamaya özen göstererek iliişki kurmaya özen gösterdiler. Bu Filistin tarafında büyük bir sükut hale yol açtı ve yalnız bırakıldı hissine yöneldiler ve ‘kendi kaderimizi elimize almalıyız’ dürtüsü Filistin halkını ele geçirdi. Bir halk tarihten silinmek istenirken o halkın ayağa kalkmasını kimse tenkit edemez.
-CHP’den İYİ Parti’ye, TKP’den TİP’e, Vatan Partisi’nden Refah Partisi’ne teşekkür etmek istiyorum. Türkiye’de bütün siyasi kesimler, ‘Filistin’in yanındayız’ diye açıklama yaptılar. İki parti açıklama yapmadı; AK Parti ve MHP. Sayın Erdoğan’ın açıklaması ise eminim tarihe çok kötü bir kayıt olarak geçecek.
-Her konuda açıklama yapan Bahçeli hala bir açıklama yapmadı. Eski başdanışmanı, eski bakanı, eski başbakanı ve her şeyden önce aynı odada Filistin için fiilen başbaşa ağladığımız sayın Erdoğan’a şu anki haline ben ağlıyorum. Şu anda görevde değilim ama görevde olsaydım kayıtsız şartsız Filistin’i desteklerdim.
-Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir eylemin bütün İslam dünyasına ve insanlığa dönük olacağını ilan eder ve Mescid-i Aksa’ya dönük herhangi bir emrivaki karşısında Türkiye’nin İsrail ile bütün ilişkilerini gözden geçireceğini ilan ederdim.
-İslam İşbirliği Teşkilatı’nı derhal toplantıya çağırırdım. İslam İşbirliği Teşkilatı’ndaki Kudüs Komisyonu Başkanı olan Fas Kralı ile temasa geçer ve komisyonun derhal toplanması talebinde bulunurdum.
-BM Genel Sekreterine doğrudan telefon ederek 1948’de kurulmuş olan Kudüs Komisyonu’nun toplanıp Kudüs’ün hala Osmanlı’ya atıfla tanınmış olan BM hukukuna göre dini mekanların korunması ile ilgili teamülün teminat altına alınmasını talep ederdim.
-Derhal İsrail ve Filistin tarafı ile temas kurar ve derhal ateşkes için devreye girerdim. Derhal esir değiş tokuşu için devreye girerdim.
“Eski yol arkadaşınızla el sıkışmaya çekiniyorsunuz”
-Sayın Erdoğan’ı yüz yüze tebrik etme imkanı hiç olmadığı için buradan tebrik edeyim. TBMM açılışında bütün partileri anayasaya katkıda bulunmaya ve temasa geçmeye davet eden Erdoğan, AK Parti kongresinde 4 partiye davetiye göndermedi.
-Bizimle bayramlaşma da yapmazlar biliyorsunuz. Bu 4 parti arasında biz de varız. Çok meraklı değiliz ama zihniyeti, mantığı gösteriyor. 23 Eylül’de Filistin’i yok sayan Netanyahu ile Birleşmiş Milletler’de gülerek el sıkıştınız.
-Ama o günlerde bütün bu mücadeleyi veren eski yol arkadaşınızla selamlaşmak ya da onun arkadaşlarını AK Parti kongresine davet etmekten bile çekiniyorsunuz; bu nasıl bir gurur, bu nasıl bir kibir? (DHA)