Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Özgür Özel'in dün Esenyurt Belediyesi önündeki konuşmasında galiz ifadelerle doğrudan Erdoğan'ı hedef aldığı belirtildi.

Özel'in, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en üst makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamının itibar ve şerefine karşı açıkça suç işlediği kaydedilen dilekçede, "Söz konusu suç teşkil eden konuşma görüntüleri ve içerikleri bütün kamuoyu önünde, görüntülü ve yazılı basın vasıtasıyla da tekrar edilmiştir." denildi.

Dilekçede, Özel'in üzerine atılı suçlardan en üst sınırdan cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapılması talep edilerek, "Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanlığı makamı nezdinde ve Cumhurbaşkanı'mız Recep Tayyip Erdoğan özelinde ağır bir hakarete uğramıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin itibarına ve şerefine karşı alenen suç işlenmiştir." ifadeleri yer aldı.

Özel'in konuşmasının içeriğine de yer verilen dilekçede, "Erdoğan'ın darbeciye, terör elebaşına, komplocuya ve diktatöre benzetildiği" vurgulanarak, "Şüphelinin müvekkili hedef alan ağır, tahammül edilmesi imkansız hakaret ve ithamları içerir yalan iddialara dayalı beyanları çok geniş kitlelere ulaşarak, müvekkilin aşağılanmasına, toplum önünde küçük düşürülmesine ve yıpratılmasına sebep olmuştur." denildi.

Dilekçede, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör örgütleriyle mücadelesinin herkesçe malum olduğu, Özel tarafından yapılan benzetmelerin Cumhurbaşkanlığı makamını, Türkiye Cumhuriyeti'nin saygınlığını zedelediği belirtildi.

Özel'in, herhangi fikri bir kanaatin sınırlarını aşan, devletin kurumlarını da aynı şekilde aşağılayan tahrik edici ve sövgü ifadeleriyle Erdoğan'a hakaret ettiği vurgulandı.

Saadet Partisi Kongresinde "Katil İsrail, iş birlikçi AK Parti" sloganları atılınca AK Partili isimler salondan ayrıldı Saadet Partisi Kongresinde "Katil İsrail, iş birlikçi AK Parti" sloganları atılınca AK Partili isimler salondan ayrıldı

Dilekçede, Özel'in Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasıyla ilgili "Dün yaşanan süreç tamamen hukuksuzluk, tamamen usulsüzlük, tamamen bir kumpasın tüm işaretlerini barındırmaktadır." sözleriyle İçişleri Bakanlığının ve mahkemelerin verdiği bir kararı Erdoğan'ın vermiş olduğu bir karar gibi gösterdiği anlatıldı.

Suç duyurusu dilekçesinde, Özel'in sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem ülke hem de dünya kamuoyunda öcü, makamını da saygınlıktan uzak bir makam gibi göstererek çok ciddi ve ağır bir suç işlediği bildirildi.

Dilekçede, Özel'in Türk Ceza Kanunu'nun "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" ve "iftira" maddelerine göre cezalandırılmasının sağlanması için gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması talep edildi.

Manevi tazminat davası

İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde ise Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan gözaltına alındığı ve kuvvetli suç şüphesi sebebiyle tutuklandığı hatırlatıldı.

Özer'in tutuklanıp görevden alınmasının ardından CHP'liler, DEM Parti'liler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çağrılar üzerine dün Esenyurt Meydanı'nda toplandıkları anlatılan dilekçede, davalı Özgür Özel'in burada kalabalığa hitap ettiği belirtildi.

Dilekçede, Özel'in konuşması sırasında devlet organları ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaret ve iftira niteliği taşıyan ifadeler kullandığı aktarıldı.

Özel'in söylemlerinin, Erdoğan'ın onur, şeref ve saygınlığına saldırı mahiyetinde olduğu ve kanunlarla koruma altına alınan kişilik haklarına yönelik ağır saldırı teşkil ettiği vurgulanan dilekçede, "Kamu nezdinde müvekkilimin itibarını sarsma amacı güdülmüş, davalının bu kasıtlı eylemiyle kamuoyunda müvekkilime yönelik güvensizlik ortamı yaratılması amaçlanmıştır. Müvekkilim Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın terörün her türlüsüne karşı olan duruşu herkesin malumudur." ifadeleri kullanıldı.

Özel'in konuşması sırasında Erdoğan'a göndermede bulunarak, hakkında "diktatör" ifadesini kullandığı ve sarf ettiği sözlerin Erdoğan'a yönelik akla mantığa sığmayacak ifadelerden oluştuğu aktarılan dilekçede, "Davalının ağır hakaret ve iftira niteliğindeki söylemleri medya yoluyla tüm ülkede yayınlanmış ve müvekkile atılan iftira tüm ülke nezdinde alenileştirilerek müvekkilin manevi bütünlüğüne telafisi mümkün olmayacak şekilde saldırıda bulunulmuştur." denildi.

Dilekçede, Erdoğan'ı itibarsızlaştırmaya yönelik kasıtlı ve gerçek dışı ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığına vurgu yapılarak, şu ifadeler kullanıldı:

"Müvekkilimin görevine yönelik çarpıtılmış iddiaların ortaya atılmış olması, yapılan bu ihlalin ulusal bir televizyon kanalında yayınlanarak alenileştirilmesi yani basın yoluyla gerçekleştirilmesiyle, müvekkilimin şahsına yapılan saldırı daha geniş kitlelere ulaşmaktadır. Böylece müvekkilimi hedef alan suçlayıcı ve kamuoyunun husumetine maruz bırakan ifadeler toplumun pek çok kesimine ulaşarak hakkında olumsuz bir algı oluşmasına sebep olmaktadır."

Meydana gelen manevi zararın telafisinin mümkün olmadığına işaret edilen dilekçede, "Müvekkilimin zarar ve mağduriyetinin bir nebze olsun azaltılması amacıyla sayın mahkemeye başvurarak, dava konusu eylem için 1 milyon TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur." ifadesi kullanıldı.