Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, TV5'te Mustafa Mehdigil'in sunduğu Günden Yansıyanlar programına konuk oldu. 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçim sonuçlarına ilişkin konuşan Enginyurt seçim akşamı Saadet Partililer ve Demokrat Partililerin çok çalıştığını ancak Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki (CHP) değişim isteyenlerin bahanesi olarak gösterildiklerine dikkat çekti.
Yerel seçimlerde iyi bir ders verilmesini vurgulayan Enginyurt, emekleri görmezden gelen, ihanet eden ve emekleri çalanlara bir ders verilmesi gerektiğini belirtti. CHP'deki değişim polemiğinde sol kesimi kendilerine getirmek amaçlı üzerlerinden siyaset yapıldığını ifade eden Enginyurt, “Solun oyu yüzde 70’di de biz mi yüzde 25’e düşürdük?” dedi.
Yerel seçimlerde iş birliğine ve ittifaka gerek olmadığını söyleyen Enginyurt, 31 Mart yerel seçimlerine kendi amblemleri ile gireceklerini açıkladı.
Enginyurt'un açıklamasının tamamı şu şekilde;
Şartları ilan edeceğiz
Bütün Türkiye'yi bir üçten bir uca dolaşıyorum. 105 gün oldu tatil yapmadan bütün Anadolu'yu geziyorum, dolaşıyorum. Millet hakikaten çok kötü bunların söylediği hiçbir şeye artık inanmıyorlar. Herkes yerel seçimleri bekliyor yerel seçimlerde millet, Adalet Ve Kalkınma Partisi’ne ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bence bir ders verecektir. Bizim esas olan o milletin ders vereceği noktada 31 Mart seçimlerine daha hazırlıklı, daha güçlü adaylarla sokağı tanıyan, halkın yanında olan adaylarla bizim 31 Mart seçimlerine katılmamız gerekiyor, hazırlanmamız gerekiyor. Onun için biz zaten Demokrat Parti olarak bugün Genel İdare Kurulumuzu yaptık önümüzdeki hafta belediye başkan adaylığı başvurularını açıklayacağız kabul ettiğimizi şartları ilan edeceğiz. Türkiye'de 81 vilayette 900 küsur ilçede Demokrat Parti amblemiyle seçimlere katılma kararı aldık.
“Ders verme zamanı gelmiştir”
İş birliği yapacağımız hiçbir bölge yok çünkü dün akşam bir televizyon kanalındayım kendine solcu diyen kişi, siyaset bilimci, diyor ki, “Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi'nin diyor, bu ittifaka bir oy bile katkısı olmadı” diyor. “İYİ Parti'yle CHP diyor, omuz omuza verdiler, bu sonuç İYİ Parti, CHP sonucudur” diyor. Ben orada da söyledim bu kadar insanları aşağılayan, hele hele Demokrat Parti ve Saadet Partilileri sabah 8 - gece 2 mücadele eden bu insanlara böylesine yok farz edip, emeklerini çalan, emeklerine ihanet eden, emeklerini görmezden gelen bu siyasetçilere bir ders verme zamanı gelmiştir. Bunlar siyasetçi falan değil bunlar maalesef kendinden başkasını düşman gören kirli bir zihniyet bunlar.
“Solun oyu yüzde 70’di de biz mi yüzde 25’e düşürdük?”
Ben biliyorum, sahadayım 1. Bölge’de İstanbul'da 267 bin oy artışı var. Saadet Partili kardeşlerimle ben Demokrat Parti'yle birlikte sabah sekiz gece iki çalıştık. Türkiye'nin neresinde mitinge gittiysem nerede bir çalışmaya gittiysem etrafım Saadet Partisi, Demokrat Partililer de doldu. Bakıyorum sırf CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu'nu yıkmak isteyenler, değişim isteyenler bahanesi olarak bizi gösteriyorlar, bizim üzerimizden siyaset yaparak solu güya kendine getirmeye çalışıyorlar. Dün akşam söyledim solun bu ülkede oyu yüzde 70’di de biz mi yüzde 25’e düşürdük? Cumhuriyet Halk Partisi kırk beş yıldır oy oranındaydı da biz mi yüzde yirmi beş almasını sağladık Yüzde 48’i nasıl aldı Kemal Kılıçdaroğlu? Nereden aldı Sayın Kılıçdaroğlu yüzde 48’i? Bu 48 içerisinde sadece insanların oyu var.
“İşbirliğine gerek yok”
Sağcıları bu kadar aşağılayan bir zihniyet olamaz, olmamalı. Dolayısıyla ben diyorum ki seçimlerde iş birliğine de gerek yok ittifaka da gerek yok. Kim ne alacaksa çıkıp kendi amblemiyle kendi ismiyle seçime girmeli ve almalıdır diye düşünüyorum.