Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili Diyarbakır’da açıklamalarda bulundu.
Bozdağ, depremle ilgili soruşturmalara ilişkin, “Depremde yıkılan binalarla ilgili soruşturmada 7 bin 598 müstakil binada delil tespiti tamamlandı, 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldı, 184'ü tutuklandı” açıklaması yaptı.
Bakan Bozdağ yaptığı açıklamada, "Enkaz kaldırma çalışmalarını yıkılan binalarda tamamladık. Vefat edenlerle ilgili kimliklendirme tamamen tamamlanmış oldu. Diyarbakır'da vefat edenlerden kimliklendirilmeyen kalmadı. Vefat edenlere tekrardan başsağlığı diliyorum" dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
184 KİŞİ TUTUKLANDI
Deprem sürecinden sonra adli süreçlerin sağlıklı işlemesi amacıyla tüm çalışmalar yürütülüyor. Adli soruşturmalar nedeniyle ceza soruşturmasına esas olmak üzere binalardaki delil tespit işlemleri devam ediyor. Aksi yöndeki beyanların gerçeği yansıtmadığını belirtmek isterim. 7 bin 598 bilirkişi incelemesi yapıldı. 184 kişi hakkında tutuklama kararı verildiğini, 71 kişi hakkında yakalama kararı verildiğini, 55 kişi hakkında gözaltı kararı olduğunu, şu anda 2 kişinin gözaltında olduğunu burada ifade ediyorum.
Deprem bölgelerinde hırsızlık vakalarına baktığımızda 351 vaka olduğunu görüyoruz. Yağma konusuna gelince vaka sayısı sadece 4'tü. Tutuklama sayısı da 4'tür. Adli veriler yağma konusundaki algı operasyonunun gerçeği göstermediğini yansıtmaktadır. Dolandırıcılıktan 7 kişi tutuklandı.
ISİAS OTELİ HAKKINDAKİ İDDİALAR
Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Isias Otel'de KKTC'den gelen 35 kardeşimiz hayatını kaybetmişti. Allah'tan rahmet diliyorum. Ersin Tatar, aradı ve benden adli konularda bilgi aldı.
Kamuoyunda Isias otelle ilgili gizlilik kararı verildiğine dair iddialar var. Gizlilik kararı verilen herhangi bir soruşturma yoktur.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise deprem sonrası fahiş kira artışlarına değinerek, "Fahiş kira artışları, deprem bölgesinin deprem kadar acıtıcı bir gerçeğidir. Bu bizi üzmektedir. Buradan da karakollarımızdan 112'ye kadar, her türlü kamuda başvurulabilecek noktaya kadar başvurmalarını istiyoruz. İnsanlara ikinci bir afet yaşatmanın gereği yok" dedi.
Soylu'nun açıklamaları şu şekilde:
Yer kürenin en büyük depremlerinden biri. Bu afetin büyüklüğünü deprem olarak tanımlamak bu afeti tam olarak anlatamamak gibi bir anlayışla bizi karşı karşıya bırakır. Şu anda ne kadar enkaz kaldırılacağını dahi aşağı yukarı hesap edebiliyoruz. Milyonlarca ton. Biz Antakya'da hesap yaptık, 15 milyon ton. Süratle gidilirse 3-4 ay içinde bitirilebilecek bir enkaz. 26 binin üzerinde toplam arama kurtarma çalışması yapılan bina var.
3 Hollanda büyüklüğü olan 110 bin kilometrekarelik bir alanda depremle karşı karşıya kaldık. Devlet olarak da millet olarak da bu konuda bütün ülkemizin tüm unsurlarıyla bu afete karşı direndik, bugün 20. günündeyiz. Bir taraftan arama kurtarma tamamlandı, diğer taraftan enkaz çalışması başladı. Yemek, giysi ulaştırıldı.
FAHİŞ KİRA ARTIŞI
Fahiş kira artışları, deprem bölgesinin deprem kadar acıtıcı bir gerçeğidir. Bu bizi üzmektedir. Buradan da karakollarımızdan 112'ye kadar, her türlü kamuda başvurulabilecek noktaya kadar başvurmalarını istiyoruz. İnsanlara ikinci bir afet yaşatmanın gereği yok. Çıkarmak isterse mahkeme karar verirse çıkartır, böyle bir şeyi şu anda kiracıdan istemek doğru bir yaklaşım değildir. Kiracı çıkartmak doğru bir yaklaşım değildir.
"ASKER ÇIKMADI İDDİALARI ASILSIZ"
Deprem sabahı askerin çıkmasına müsaade edilmedi diye speküle edildi. Biz depremin yaralarını sarabilmek ve burada deprem travmasından etkilenen vatandaşlarımızın buradan travmalarını ortadan kaldırabilmek için topyekün mücadele ederken birileri de yalan mücadelesine devam ediyorlar. Deprem saat 04.17'de oldu, biz saat 05.00 gibi AFAD'daydık.
04.21'de Cumhurbaşkanımıza depremle ilgili ilk bilgiyi verdik. Ki o zaman deprem merkeziyle ilgili tam çözülme olmamıştı, deprem çözüldü, 7.7 olduğunu kendilerine arz ettik ve biz hemen AFAD'a geçiyoruz dedik. 4. seviye alarm verdiğimizi söyledik, uluslararası yardım istediğimizi söyledik. Uluslararası yardım istediğimiz yerde kendi askerimiz, jandarmamız, polisimiz zaten teyakkuz halinde.
Fahiş fiyatla beraber milletimizin canını acıtanların peşindeyiz. Bunları yanlarına bırakmayacak, OHAL'in bu konudaki imkanlarını kullanacağız.