Bosna Hersek'te 1992-1995'te yaşanan savaş sırasında elektrik üretimi için halk tarafından yapılan küçük hidroelektrik santralleri, Ukrayna'da benzer kaderi paylaşan insanlar için umut oldu.

Bosna Hersek'in doğusundaki Gorazde'de yaşayan halk, savaş yıllarındaki acı ve zorlukla mücadelede kendi ürettikleri hidroelektrik santrallerini Drina Nehri'ne yerleştirerek karanlık gecelere ışık tutarken, bu fikir 30 yıl sonra Ukrayna'da yeniden hayat buldu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Bosna-Podrinje Kantonu Başbakanı Edin Culov, Avrupa Birliği (AB) Ofisinin kendileriyle iletişime geçerek, savaş döneminde yapılan santrallere ilişkin görsel ve çizim talep ettiklerini anlattı.

Gorazde Radyosu üzerinden yaptıkları anonsla insanlardan savaş santrallerine ilişkin bilgileri topladıklarını belirten Culov, "Elimizdeki bütün bilgileri 7 gün içerisinde toplamayı başardık. Topladığımız tüm resim ve çizimleri buradaki AB Ofisi üzerinden Ukrayna'ya gönderdik." dedi.

Culov, bir dönem Bosna Hersek'te yapılan savaş santrallerinin Ukrayna'da da yapıldığı bilgisini aldıklarını ifade ederek, "Savaşta insanlar ellerindeki malzemeleri kullanarak santraller yaptı. Umuyorum bu fikir Ukrayna'daki ailelerin de soğuk kış gecelerini aydınlatmaya olanak sağlamıştır." diye konuştu.

SAVAŞ DÖNEMİNİN ILK ELEKTRIK SANTRALİNİ ARABA TAMIRCİSİ YAPTI

Bosna Hersek'ten farklı olarak Ukrayna'da seri üretime geçildiğini belirten Culov, "Gorazde'deki savaş döneminin ilk elektrik santralini merhum Juso Velic yapmıştı. Kendisi araba tamircisiydi. Savaşta sağlık ocağındaki yaralıların fener ışığıyla tedavi edildiğini görünce elektrik üretmeye karar vermişti." ifadelerini kullandı.

Culov, o günleri çok iyi hatırladığını söyleyerek, şöyle devam etti:

"Tüm santraller köprülerin ayağına bağlanırdı. Köprüler nasıl dayandı hala şaşkınım. Bunlar öyle büyük santraller değildi. Günlük işçilik. Her zaman bir şeyler eksik olurdu. Üzerine dal düşerdi, bir yerleri yamulurdu. Elektrik olmadığı için metal, el matkabıyla delinirdi. Nehirdeki su seviyesi de sürekli değişirdi. Bunların hepsi santralden üretilen elektriği etkilerdi. 350 voltluk bir cihazı çalıştırdığınızda her şey yanardı."

SAVAŞ DÖNEMİ SANTRALLERİ ZORLUK VE GURURUN SEMBOLÜ

Savaşta 15 yaşında olan ve santrallerin yapımına yardım eden Mirsad Kadric ise o dönem insanların lazım olan malzemeleri kendi evlerinden getirdiklerini anlatarak, "En çok varil ve demir borulara ihtiyaç olurdu. Tekerlekler daha çok ahşaptan yapılırdı. Şimdi dediğimi mühendisler daha iyi anlayacaktır. O dönem araç redüktörü bulabildiğimiz için çok şanslıydık." dedi.

Redüktör üzerinde sağlanan dişli sistem sayesinde kablolar üzerinden 20 evin ışığının yanabildiğini anlatan Kadric, "Santraller büyük sorumluluk demekti. Her gün gidip kontrol ediyorduk. Yükselen nehir, üzerine düşen ağaç dalları büyük sorunlara neden oluyordu." diye konuştu.

Kadric, santral tamirinin ise akrobatik hareketler gerektirdiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"15 Şubat'ı hiç unutmayacağım. Ben ve kuzenim yine santral tamiri için yola çıkmıştık. Drina Nehri'nin üzerinden botla bozulan santrale gidecektik ancak kıyıdakiler bizi çektikleri ipi gevşetince santralin üzerine çıktık. Bot delindi. Hava sıfırın altında. Suya girip kıyıya ulaştık. 15 Şubat'ta hiçbir neden yokken soğuk suda yıkanmıştım"

Kadric, santrallerin hem zor savaş günlerini anımsattığını hem de büyük bir gurur kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.