Batı Trakya'daki Türk azınlıklar, Yunanistan'ın ayrımcı tutumuyla erken yaşta yüzleşmeye başlıyor. Batı Trakya’da çocuklar anaokullarından itibaren asimile edilmeye çalışılıyor. Çocukların ana dilde eğitim hakkının engellendiğini ve daha üst sınıflarda öğretmen bulunamadığı gerekçesiyle Türkçe verilmesi gereken dersler Yunanca veriliyor.

Batı Trakya Türklerinin haklarının Lozan Antlaşması'yla güvenceye alındı ancak sahip oldukları pek çok hak farklı şekillerde ihlal ediliyor. Azınlık okulu açma ve işletme hakkına sahip oldukları halde okul açmak için izin alamıyorlar ve müfredattaki pek çok değişiklik isteklerinin dışında gerçekleşiyor.

Yunanistan'daki okullardan farklı olarak Türklerin azınlık okulları var. Bu okullar, iki dilli eğitim yapan ve iki farklı müfredatı olan ama tamamen azınlığa ait okullar. Azınlığa ait olan bu okulların idari ve eğitim kadrosu hem Yunan hem de Türklerden oluşmaktadır. Düzenlemeler geliştirmek, çağa ayak uydurmak için bazı dersler Türkçe müfredattan Yunanca müfredata alınmıştır. Örneğin bir düzenleme olduğunda branş öğretmen bulunmadığında Yunan eğitimci tercih ediliyor ve bir daha o alan için Türk bir eğitimci gelmiyor. Bu durum ise Türk öğrencilerin aleyhine oluyor.

Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü Vaizi ve bir dönem Batı Trakya Azınlık Okulları Encümenler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi olan Mehmet Emin Ahmet azınlık okulu idaresi veya veliler, Yunan öğretmenlerle sorun yaşadıklarında şikâyetlerinin dikkate alınmadığını belirtti. "Milli Eğitim, çocukları taciz ettiği için, şiddet uyguladığı için şikâyet ettiğiniz bir öğretmeni bir yıl sonra cezalandırmak yerine aynı okula müdür yapabiliyor." dedi.

Türk azınlıklar kendi okullarında etkinlik yapmak istediklerinde de birçok bürokratik engelle karşı karşıya kalıyor. Okulda herhangi bir program yapılmak istense devlet birimlerinden ‘izin’ almak zorunda kalınıyor. Yasalarda belirtilen imkânlar şuan ne yazık ki Batı Trakya Türklerine uygulanmıyor. Bu durum ise apaçık ayrımcılığın temelini güçlendiriyor.

Batı Trakyalı çocuklar anaokulunda ana dilde eğitim alamıyor

Azınlık okullarının fiziki imkânları da ne yazık ki bir o kadar yetersiz, birçok kitap ise fotokopi olarak kullanıyor. Öğrenciler okullarda 30 yıl önceki müfredat üzerinden eğitim alıyor. Müfredatın güncellenememe nedeni ise iki ülke arasında bir neticeye varılamaması.

Eğitim alanındaki en büyük ihlallerden biride anaokulu eğitimi. Anaokulları, tüm Yunanistan'da mecburi hale geldi. Anaokulları da iki dilli olmalıydı ancak Yunan devleti ‘Anlaşmada anaokulu yok’ dedi ve günümüzde hala anaokullarında Türklere bile Yunanca eğitim verilmektedir.  Ne yazık ki Batı Trakya Türklerinin onayı alınmadan bu kararlar verildi ve uygulanıyor.

Batı Trakya Türklerinin dini sembollerine müdahale ediliyor

Batı Trakya Türkleri ellerindeki haklarının verilmesini istiyor. Sahip oldukları hakları kısıtlamalar ve düzenlemeler yüzünden ihlal edilsin istemiyor.

Türkler Yunanistan’da günlük yaşamlarında ibadet etmeleriyle ilgili sıkıntı yaşamıyor ancak İslam'ın sembolleri kabul edilen alanlarda zorluklar yaşıyorlar. Örneğin müftüye müftü kıyafeti giydiği için ceza verilebiliyor, camilerin idare edildiği vakıflara atamalar yapılarak azınlıkların din özgürlüğüne müdahale ediliyor.

Azınlıkların saldırıya uğraması iç siyasetle alakalı

Türk azınlık Mecliste temsil ediliyor ancak bu temsiliyet sembolik düzeyde kalıyor. Mecliste Türk milletvekili seçilmeyen bir dönem yok ancak zor şartlarda görev yapıyorlar. Azınlık ile ilgili konularda Türk milletvekilleri kendi iradelerini ortaya koyamıyor.  Belediye idaresine gelseler de bürokratik engellere takılıyorlar.