Bakan Yusuf Tekin açıkladı: Türkçe ortalaması 70 olmayan sınıf geçemeyecek
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, katıldığı canlı yayında, temel eğitim yönetmeliğinin detaylarına ilişkin açıklama yaptı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ÜLKE TV'de canlı yayınlanan Akşam Baskısı programında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Yeni mülakat sisteminin detaylarını açıklayan Bakan Tekin, okullarda test sınavı sisteminin kaldırılmasını arzu ettiklerini söyledi.
Bakan Tekin'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Test sistemini kaldırmayı arzu ediyoruz"
"Öyle bir dönem başlasın ki anadil eğitiminin güçlü olduğu, geleneksel değerlerimizi okul bahçelerinde yaşayabildiğimiz bir ortam olsun istiyoruz. Bu dönemin ana ruhunu burada aramak gerekiyor. Onun dışında konuştuğumuz mevzuat düzenlemeleri bunun aparatları. Önümüzdeki haftada bir yönetmelik yayınlanacak. Çocukların daha hareketli, daha fazla kelimeyle konuşması, Türkçeyi doğru kullanmasını odağa alan bir başka yönetmelik yayınlayacağız.
Herkesin çok eleştirdiği çocuklarımız 'Test, tost' oldu eleştirisini ortadan kaldırmayı arzu ediyoruz. Yeni dönemde test sınavı sisteminin kaldırılmasını arzu ediyoruz. Bu tedbirleri alırken bakanlığına başladığım tarihten itibaren 30-40 tane öğretmenler odası toplantısı yaptık. Bu toplantılarda rutin değil."
Mülakat sistemi nasıl olacak?
Görevin gerektirdiği zorunluluklar. Şimdi kamuoyunda herkes eğitim şart diye başlıyor sonra da sürecin öneminden bahsediyor. O zaman bu cümleden iyi bir öğretmen seçmek için bizim seçme mekanizmasını da iyi analiz etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ben bir Milli Eğitim Bakanı olarak diyorum ki öğretmeni seçerken hem akademik anlamda, uzmanlık alanıyla ilgili olarak alan bilgisini iyi test edebilmeliyim, hem alan bilgisi yeterince olan arkadaşların ders anlatmasıyla ilgili bildiklerini öğrencilerle paylaşmasıyla ilgili bilgisi test etmeliyim hem de bakanlığın müfredatı, programını uzmanlığıyla nasıl örtüştürüyor.
Benim açımdan öğretmenliği tüm mesleklerden daha önemli görüyorum. Burada kendi üstüme bir sorumluluk alıyorum. İkinci kısım adalet. Benim üstüme düşen şey Cumhurbaşkanımıza ulaşan şikayetleri giderecek adil, objektif ve şeffaf bir mülakat mekanizması oluşturmak.
Üçüncü olarak da bize öğretmen atamalarıyla ilgili mevcut mevzuatta kanun diyor ki KPSS puanını, sonrasında 3 katı aday mülakata davet edilir ve mülakat notuna göre atama yapılır diyor. Böyle bir mevzuat varken üstüme düşen görevi yapmam gerekiyor. Sadece mülakat notuyla atama yapılmasını doğru bulmadık. Yüzde 100 mülakat etkisini yarıya düşürüyoruz dedik. Adalet, şeffaflık ve benzeri konularda tedirginliği olan kişilere de bir garanti verdim.
Ne tür tedbirler alabiliriz diye oturduk. Dedik ki mülakat komisyonlarını oluştururken alana vakıf, tecrübeli öğretmenlerimiz olsun, uzman ve başöğretmenlerin yer aldığı bir komisyon kurmamız gerektiğine karar verdik.
İki, madem adaletle ilgili endişelerin olmaması için çaba sarf ediyoruz aday kendisine ait jüriyi bilmezse dolayısıyla torpil yapacak bir ortamı da oluşturamayacak. Dolayısıyla aday kendi mülakatında bulunacak jüri üyelerinin kim olduğunu bilmeyecek.
Komisyon üyeleri de önüne gelecek adayın kim olduğunu bilmeyecek. Komisyon üyelerine sadece numara vereceğiz.
"Dört, dedik ki aday ben çok başarılıydım ama hakkım yendi gibi bir durumla karşı karşıya kalmayalım diye aday mülakat esnasında kendisine sorulan soruya verdiği yanıtı sınavın son kısmında bir kağıda yazsın. 'Bana şu soru soruldu ben de şöyle cevap verdim.' diye altına yazsın ve komisyona teslim etsin. Bu da bir tedbir."
"Mülakatlarda kamera bulunacak"
"Bir başka tedbir de dedik ki kamera kaydı olsun. Bir de açık çek veriyorum. Bu konuda fikri olan siyasetçi, sendikacı, gazeteci, sosyal medyadan laf atmak yerine bana desin ki 'Siz şu tedbiri alırsanız içimiz rahat edecek.' Onu da söylesin bana bunu da koyalım müfredata."
Mülakat kaldırılacak mı?
"Mülakat yapacak mıyız, yapmayacak mıyız? Benim üzerime düşen şey mülakatın yapılabilmesi için Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın söylediği gibi adalet ve şeffaflığı sağladım şu anda."
60 bin öğretmen ataması
"Ben bakan olarak mümkün olan en fazla sayıda ve mümkün olan en kısa sürede Milli Eğitim Bakanlığı ailesine dahil etmeyi arzuluyorum. Hangi branştan kaç atama yapacaksınız sorusuna gelirsek. Her yıl Ekim ayı itibariyle hangi branştan kaç tane öğretmen eksiğimizin olduğu belli olmuş olur. Şu andaki rakamlar 60 binin üzerinde. Şu anda bu rakam en son norm hesaplamasına göre yapılmış rakamlar. Bizim ihtiyacımız, eksiğimiz 60 bin civarında. Hazine ve Maliye Bakanlığımızla bunun hesabını yaparız."
"Bastığımız ders kitaplarının sonuna kadar arkasındayız"
"Bastığımız ders kitaplarının sonuna kadar arkasındayız. Öğrencilerimizin hiçbir yardımcı kitaba ihtiyaçları yok. Ancak şöyle bir şey var. Okullara gidiyoruz, yardımcı kitap aldıran öğretmen arkadaşlarla görüşüyoruz, çok fazla velilerden öğretmenlere çocuklara baskı yapılması isteği var. Çocuklarımızın nerede basıldığı bilinmeyen kitapları almasının kesinlikle gereksiz olduğuna inanıyorum. Kitapların içerisindeki bilgiler denetlenmediği için yarın öbür gün sınava girdiğinde ikileme düşürmesi gibi sorunlar yaşanabilir. Okullara bu konuda yazı da gönderdik."
"Biz bunu kesinlikle Bakanlık olarak yasak olduğunu söylüyoruz"
"Kayıt paraları bizim bakanlığın özellikle eğitim-öğretim yılı başladığında en çok karşı karşıya kaldığı konulardan birisi. Öncelikle şunu söyleyelim okullarda okul aile birliği var. Bizim okul müdürlerimizin kayıt parası almak, bağış istemek gibi bir yetkisi yok. Fakat Okul Aile Birlikleri'nin bunu yapma yetkisi var. Kamuoyunda bu karıştırılıyor. Bunu yapanlar da nihayetinde çocukların daha iyi eğitim almaları için yapıyorlar. Biz bunu kesinlikle Bakanlık olarak yasak olduğunu söylüyoruz. Bunlarla ilgili hesap bile açılmasına müsaade etmiyoruz. Aslında kayıt çevresi dediğimiz ilkokul, ortaokul düzeyinde o okula kayıt yaptıracak öğrencilerimizin kimler olduğu, bu okula kimlerin kayıt yaptırmaya hakkı olduğuna dair elektronik veriler var. Burada velilerimiz bazen "çocuğumu şuraya kaydedeyim, bağış yapayım" diyerekten girişimleri oluyor. Dolayısıyla bu yıl için değil ama önümüzdeki yıldan geçerli olmak üzere kayıt kısmında açık olan kısımları kapatmak için yönetmelik getireceğiz."
"Öğretmen seçimi otomatik olacak"
"Okullarda şube ve öğretmen seçimini çocukların cinsiyet, yaş dağılımını elektronik ortamda otomatik olarak yapacağız."
"Bu yıl Açık Lise sınavları yüz yüze olacak"
"12'inci sınıfı okuyan bir öğrenci neden açık liseye gidebilir. Pandemiyle beraber açık lisedeki sınavlar çevrimiçi oldu. Ortaöğretim başarı puanı nedeniyle yüzbinlerce öğrenciyi geride bırakabilecek ortam oluştu. Çevrimiçi sınavlarla ortalamalarını yükselttiler. En basit gerekçelerden birisi bu. Ben Milli Eğitim Bakanı'yım. Milletin benden beklediği şey örgün eğitim çağındaki çocukların okula gitmesini temin etmek. Devletin zorunlu kaldığı halleder öğrencilerin yararlanması için ürettiği bir B planı açık liseler. Ben Milli Eğitim Bakanı olarak açık liselere bu kadar yoğun gidişin olması benim görevimi yapmadığım demektir. Dolayısıyla bizde bununla ilgili tedbirlerimizi aldık... Bu yıl Açık Lise sınavları yüz yüze olacak. Daha önceki yıllarda olduğu gibi online olmayacak."
"70 ortalamayı tutturamayan geçemeyecek"
"Belli derslerin ortalamanın üstünde olması gerekiyor. Temel eğitim yönetmeliğimizde Türkçeden 70 alma zorunluluğu getirdik. Daha yönetmeliği yayınlamadık. Önümüzdeki hafta çıkacak. 70 ortalamayı tutturamayan geçemeyecek"
Okul kantini sorunu
"Okul kantinlerine iki şekilde bakmak lazım. Özel okul ve devlet okulu kantinleri şeklinde. Özel okullarla ilgili şikayetleri değerlendiriyoruz. Bize bu konuda çok şikayet geliyor. Bu da gündemlerimizden birisi"
"Bakın işimiz kolay değil"
"Eğitimde başarısız olduk eleştirilerine kesinlikle katılmıyorum. Bu eleştiri yapanların elini vicdanına koyup tartması gerekiyor. 86 milyon vatandaşımızın tamamı kendilerince eğitimle ilgili bir projeksiyon geliştiriyorlar. Ve doğru olan budur diyorlar. Devletin de buna göre düzenleme yapmasını arzu ediyorlar. Dünyanın her ülkesinde en önemli tartışma konularından bir tanesi eğitim. Tartışılması kötü bir şey değil. Eğitim sektörü sürekli dinamik ve kendisini geliştirmesi gereken bir sektör. Bu açıdan baktığımızda bizim mevcut noktadan, bulunduğumuz noktadan memnun olmamamız gerekiyor. Ben her şeyi yaptım dediğiniz zaman geri kalıyorsunuz. Bu tartışmaları anlamlı buluyorum ama haksızlık da yapmayalım. Bakın işimiz kolay değil. Sadece bu yaz öğretmen arkadaşlarımız 101 bin öğretmenimiz yer değiştirdi. Tayin istedi ve tayin oldular. Bu hareketlilik sadece bu yaz tatilinde olan bir şey. Bizim muhatap olduğumuz kitle böyle bir kitle. Eğitimle ilgili konuların bu kadar konuşulmasını da ben doğal buluyorum. Ama haksızlık yapmamak gerekir. Ortalama olarak derslik başına öğrenci sayımız yüzde 50 oranında azalmış durumunda."