Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti davasına ilişkin "Narin evladımız için yüzlerce kişi 21 Ağustos'tan bu yana gayret gösterdi. Arama çalışmaları yapılırken de adli soruşturma yapıldı. Narin evladımızın adli tıp otopsileri gerçekleştirildi ve etrafta teknik çalışmalar yapılarak elde edilen bulgular soruşturma kapsamında değerlendirildi, kameralar incelendi. HTS kayıtlarından yola çıkarak daraltılmış baz kayıtlarının tespitleri bu soruşturma vesilesiyle gündeme geldi. Mahkeme heyeti toplanan ek delil ve raporları değerlendirecek. Ek beyanlar istendi, mahkeme bütün delilleri değerlendirecek. Beyanlar doğrultusunda mahkeme tarafından değerlendirilecek hususlar. Bu cinayeti kimler işlemişse yargı karşısında hesap soracak. Narin kızımızın hakkını hukukunu bu devlet korur. Kimsenin endişesi olmasın. Dava sürecini hepimiz takip edeceğiz. Hakim ve savcıları titiz bir şekilde nasıl bir çalışma içinde olduğunu görmüş olduk. Milletimiz çok üzüldü ve hassas. Burada yargılama sürecini etkilemeye yönelik beyanları doğru bulmuyoruz. Yargılama aleni. Mahkeme heyetine de teşekkür ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de Narin evladımızın katillerini Türk yargısı bulacak ve hak ettikleri cezayı verecek." ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç "25 bin hakim ve savcımız 12 milyon dosyada karar veriyor. Narin davası için değil, genel olarak söylüyorum. 12 milyon kararın verildiği bir yargı sisteminde elbette hatalı kararlar olabiliyor ancak düzeltilme imkanı var. Maaleasef bazı kararlardan yola çıkarak kişilerin suçluluğu ispatlanmadan sosyal medya yoluyla bir takım kararlarla masumiyet karinesi de deliniyor. Suçluluğu ispat edilmiş konularla ilgili bir mahsur yok." dedi.
Tunç, Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti Belediyeleri'ne kayyım atanmasına ilişkin "Bazı siyasilerimiz yanlış yorumlar yapıyorlar. Son günlerde tartışılan belediye başkanlarının görevden el çektirilmesi hususu. Tüm bu yerel yöneticilerle ilgili uygulamanın nasıl yapılacağı hukuk sistemimizde belli. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir, suç varsa soruşturur. Yerel yöneticiler, belediye başkanları milletten aldıkları yetkiyi millete hizmet olarak kullanmak zorundalar. Onları millet hizmet etsin diye seçiyor. Özellikle gerek belediye başkanları seçilmeden önce başlayan soruşturmalar var. Belediye başkanı seçildikten sonra da açılan soruşturmalar var. Yüksek Seçim Kurulu adaylığı kabul ederken devam eden bir soruşturma varsa, YSK sabıka kaydına bakar. YSK'nın adaylığı reddetme gibi bir yetkisi yok. Kesinleşmiş bir hükümlük olduğunda başkanlık düşer, Meclis seçer. Burada kesinleşen bir yargı yok. Geçici olarak görevden uzaklaştırmadır ve yerine geçici görevlendirmedir." açıklamasını yaptı.