Bahçeli sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları dile getirdi: 

Televizyon ekranlarında sabitleşmiş, hatta sabit ve sefil görüşleriyle temayüz etmiş bir avuç sözde uzman, yorumcu, gazeteci ve kerameti kendinden menkul yorumcu her gün toplumsal bünyeye nefret ve nifak aşısı yapmaktadır. Gerçekleri yansıtmayan, hayatın ve siyasetin akışıyla bağdaşmayan iddia, ifade ve tehlikeli isnatlar huzur ve güvenliğimizi tehdit eden bir boyut kazanmıştır. Bu kategoride yerini alarak zehir ve zillet servisi yapanlar, üstelik husumet odağı haline gelmiş olanlar hiçbir araştırmaya gerek duymadan, hiçbir ahlaki ve insani kaygı taşımadan itibar cellatlığını meslek edinmişler, milli birlik ve dayanışma ruhunu tehlikeli ölçüde tahribe başlamışlardır. Gündeme yansıyan her meseleyi anbean çarpıtıp siyasileştiren bu hayasızlar aslında zillet ittifakının hizmetkarlığına soyunan görevli provokatörlerdir. Özellikle bir adli vakıa üzerinden devamlı surette eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve bakanlık dönemine ilişkin mesnetsiz iddialarda bulunanların potansiyel bir rövanş alma gayesine heves ettikleri elbette dikkatli ve uyanık gözlerden kaçmamaktadır. Sayın Soylu 2016 yılından 2023 yılına kadar üstlendiği bakanlık sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmiş bir devlet ve siyaset insanıdır. Böylesi bir vasfa haiz olması münasebetiyle, kaldı ki terörle mücadelede üstün başarılara imza atması vesilesiyle muarız cephede birikip de kuyruk acısı olanların şedit ve şekavet tonu ağır saldırılarına maruz kalmaktadır. FETÖ, PKK ve gayri meşru çevrelerle derin bağ ve bağlantıları tevsik veya teyit edilmiş köksüzlerin Sayın Soylu’yu orantısız ve onursuz suçlamaları geçmişte ne kadar doğru işlerin yapıldığını aynısıyla belgelemiştir. Hakkında pek çok iddianın bulunduğu bir şahsa karşı icra edilen operasyonun hitamında Sayın Soylu’nun sözde irtibat ve illiyeti bahanesiyle töhmet altında bırakılması, sürekli tahrik ve taciz cenderesinde tutulması hem şerefli bir davranış olmayıp hem de adil, hukuki ve hakkaniyetli bir muamele değildir. Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde zillet ittifakının paydaşlarını akıllarınca parlatmaya, öne çıkarmaya, tahkim ve taltif etmeye azmetmiş işbirlikçi ve işportacı gazeteci ve yorumcuların demokrasi ve insan onuruna ileri derecede kast ettikleri her türlü izahtan da varestededir. Bunların bildikleri her neyse Cumhuriyet Savcılarının öğrenmesi, gereğini yapmaları hukuk devleti ilkesinin kaçınılmaz bir icabıdır. Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’ı bayraklaştırıp nevzuhur hak talebi için milli ve manevi tüm değerlerle ters düşen güdümlü kişilerin Sayın Soylu’yu hiçbir alakasının olmadığı yasa dışı ilişki ağlarında devamlı gösterme çabası müfteriliğin daniskası, müptezelliğin de düpedüz şahikasıdır. Bilmeyenler için tekrar ifade etmeliyim ki, Sayın Süleyman Soylu Türk milletine mal olmuş, bakanlığı döneminde koltuğunda bir saniye oturmayarak dağ tepe demeden dolaşmış, bölücü terör örgütüne kök söktürmüştür. Bu itibarla Milliyetçi Hareket Partisi vefanın ve siyasi ahlakın bir gereği olarak Sayın Süleyman Soylu’nun sonuna kadar arkasındadır. Fitnecilerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Millete hizmeti siyasetinin temeli yapan hiç kimse sahipsiz ve yalnız olmayacaktır. Türk milleti kimin helal süt içtiğini, kimlerin haram ve hıyanet içinde debelenip durduğunu yüksek ferasetiyle tefrik ve tefsir etmektedir.