YAŞAM

Atlıkarıncanın isminin arkasındaki ilginç dil macerası: Karınca nasıl işin içine girdi?

Atlıkarınca denince akla rengarenk atlar ve dönme hissi gelir. Ancak, bu eğlence aracının adının nereden geldiği pek çoğumuz için bir muammadır. "Karınca" kelimesi nasıl işin içine girdi ve bu sevimli ismi nasıl aldı? İşte atlıkarıncanın kökenine dair bilinmeyenler…

Abone Ol

Eğlence parklarının vazgeçilmez oyuncaklarından biri olan atlıkarınca, ismiyle de dikkat çekiyor. Türkçe’de “atlı” ve “karınca” sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu terim, ilk bakışta bir anlam karmaşası yaratabiliyor. Peki, gerçekten "karınca" nereden geliyor? İşte bu yaygın eğlence aracının adının arkasındaki ilginç etimolojik hikaye!

Atlıkarınca: Tarihi bir serüven

Atlıkarınca, günümüzde özellikle lunapark ve fuarlarda çocuklar ve yetişkinler için eğlence kaynağı olan, eksen etrafında dönen at, uçak veya diğer hayvan figürlerinin yer aldığı bir oyuncaktır.

Aslında İtalyanca!

Ancak, bu eğlenceli aracın ismi düşündüğümüzden çok daha derin bir geçmişe dayanır. Türkçedeki "atlıkarınca" kelimesi, aslında İtalyanca kökenli bir sözcükten türemiştir.

İlk olarak Evliya Çelebi Seyahatname'de kullandı

İtalyanca "carrozza" kelimesi, araba anlamına gelir ve zamanla bu sözcük Türkçeye farklı şekillerde uyarlanmıştır. İlk olarak, Evliya Çelebi'nin ünlü eseri Seyahatname'de "atlı karaca" olarak geçen kelime, zamanla halk dilinde değişerek "atlı karınca" halini almıştır.

Bu değişim, halk etimolojisinin bir örneği olarak karşımıza çıkar; yani, kelimenin orijinal anlamı zamanla değişerek halk arasında farklı bir şekilde anlaşılmaya başlanmıştır.

"Karınca" nasıl ortaya çıktı?

Peki, bu dönüşüm sırasında "karınca" kelimesi nasıl bu oyuncağın adında kendine yer buldu? İlk kullanımlarda "karaca" olarak bilinen sözcük, zamanla halk arasında fonetik benzerlik nedeniyle "karınca" haline evrilmiştir.

Yani "karaca" kelimesinin halk arasında yaygın olarak yanlış anlaşılması, bu eğlence aracının bugünkü ismini almasına yol açmıştır.

"Tahtadan yapılan tekerlekli at"

Lehce-i Osmânî gibi eski sözlüklerde de bu dönüşüme rastlanır. Atlıkarınca, o dönemlerde "tahtadan yapılmış, tekerlekli at" olarak tanımlanmış ve çocukların eğlenmesi amacıyla kullanılan bir araç olarak kaydedilmiştir.

Aynı şekilde, Kamus-ı Türkî'de de benzer bir açıklama yer alır. Türk Dil Kurumu'nun sözlüklerinde ise, 1945 yılından itibaren "atlıkarınca" kelimesi bitişik yazılarak tanımlanmaya başlanmıştır.

Halk etimolojisi ve dilin evrimi

Halk etimolojisi, kelimelerin zaman içinde halk arasında yaygın olarak değişim göstermesiyle oluşan bir olgudur. Atlıkarınca örneğinde de bu durumun izlerini görmek mümkündür.

"Karaca" kelimesinin, fonetik benzerlik nedeniyle "karınca"ya dönüşmesi, kelimenin anlamını doğrudan etkilememiş ancak ismin halk arasında benimsenmesine yol açmıştır. İtalyanca "carrozza" kökenli bu kelimenin Türkçede geçirdiği evrim, dilin canlı ve değişken yapısını gözler önüne seriyor.

Dilin zenginliğini gösteren bir örnek

Atlıkarınca, dilin evrimsel süreçte nasıl zenginleşebileceğine ve halkın kelimelere nasıl yeni anlamlar katabileceğine dair ilginç bir örnektir.

Halk etimolojisi sayesinde, ilk bakışta anlamsız gibi görünen "atlıkarınca" kelimesi, aslında tarihsel ve kültürel bir süreçle bugünkü haline ulaşmıştır. Bu isim değişimi, dilin doğal yapısının, halkın dil üzerindeki etkisinin ve kültürel aktarımın gücünün bir göstergesidir. (Habertürk.com)

Kaynak: Engin Çetin, Halk Etimolojisinden Örnekler: "Atlıkarınca", "Karagül"ve "Su Basmanı", Türk Dili Dergisi, Ocak 2024