İşgalci İsrail ordusunun sık sık ihlal ettiği ateşkes anlaşması, 27 Kasım 2024'te yürürlüğe girdi.

Anlaşmaya göre, İsrail ordusunun 60 gün içinde Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve Lübnan ordusunun Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) koordinasyonunda bu beldelere konuşlanması gerekiyor.

İsrail ordusu, geçen bir ayı aşkın süre içinde Lübnan'ın güneyindeki El-Hıyam, Şema ve Nakura beldelerinden çekilmesine rağmen, Lübnanlılara "sınır hattındaki diğer beldelerle birlikte bu beldelere de yaklaşılmaması" çağrısı yapıyor.

"Artık evlerimize dönmek için ümidimiz yok. Neye döneceğiz ki hiçbir şeyimiz kalmadı"

Lübnanlı Hulud, Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırındaki Dıhayra beldesinden olduğunu ve 1 yıl 4 aydır Sur kentindeki bir okulda kaldığını söyledi.

Hulud, İsrail saldırılarına ilişkin, "Toprağımıza zarar verdiler, altını üstüne getirdiler. Evler yok oldu, işimiz her şeyimiz gitti. Biz toprağımızdan geçinirdik. Savaştan önce hayatımız çok iyiydi, refah içinde yaşıyorduk." dedi.

Soykırımcı İsrail'in her şeyi yıktığını vurgulayan Hulud, "Hislerimiz yok oldu. Artık evlerimize dönmek için ümidimiz yok. Neye döneceğiz ki hiçbir şeyimiz kalmadı. 20-30 yılda çalıştığımız geleceğimiz için yaptıklarımız gitti. Şimdi sıfırdan başlamak gerekiyor." diye konuştu.

Lübnanlı kadın, "Yaşları 20'yi geçmiş 2 oğlum ve 2 kızım var. Şimdi hem kendim için hem de onlar için sıfırdan başlamam ve bir düzen kurmam gerekiyor. O yüzden her şey çok zor olacak, daha önce yaşadıklarımızdan da zor olacak." şeklinde konuştu.

Maddi-manevi her anlamda sıkıntı çektiklerini vurgulayan Hulud, şu ifadeleri kullandı:

"Evlerimiz, topraklarımız, zeytin ağaçlarımız hiçbir şeyimiz kalmadı. Ama bu yaşadıklarımız bizi güçlendirdi. Yaşadığımız yıkıma ve aldığımız zarara rağmen güçlüyüz sadece geleceğimizden endişeliyiz."

Fransa'dan Trump'a Grönland tepkisi: AB, egemen sınırlarına saldırıya izin vermeyecek Fransa'dan Trump'a Grönland tepkisi: AB, egemen sınırlarına saldırıya izin vermeyecek

Çocuklarının geleceğinden endişe eden Hulud, "Ben 2006 savaşını yaşadım, hatırlıyorum. Şimdi de 2023-2024 savaşına şahidim. Savaş bizim çocuklarımızı alamadı ama yerinden edilme bizim çocuklarımızı alacak." diye serzenişte bulundu.

Hulud, yerinden edilme nedeniyle çocuklarından ayrı yaşadığına dikkati çekerek, bu durumun çocuklarını kötü etkilediğini ve küçük kızının sorunlar yaşadığını aktardı.

"Zeytinlerimizi bile alıp götürdüler, toprağımızı yaktılar"

Lübnanlı kadın, memleketi Dıhayra'nın yerle bir olduğuna dikkati çekerek "Dıhayra'da yıkım oranı yüzde 100 değil, yüzde 1000. Yani zeytinlerimizi bile alıp götürdüler, toprağımızı yaktılar. Evleri yıktılar ve sonra da her şeyi yaktılar. Bunlar normal şeyler değil, bunların ne düşündüğünü anlamıyorum." dedi.

Yaşadıklarının adeta bir "korku filmi" olduğunu söyleyen Hulud, görecekleri yıkım nedeniyle yaşadıkları yere dönmekten korktuğunu dile getirdi.

"İsrail sınırına yakın olduğu için köyümüze geri dönemeyiz"

Lübnan'ın güneyindeki Ayterun beldesinden yerinden edilen Lübnanlı Zeynep, 15 aydır okulda kaldıklarını ve durumlarının çok kötü olduğunu söyledi.

Zeynep, "Köyümüzün yüzde 80'i yıkıldı, büyük bir köydü. İsrail sınırına yakın olduğu için köyümüze geri dönemeyiz. Tütün ve zeytin işi yapılırdı. Hayat şartlarımız iyiydi." dedi.

Yaşadığı yeri terk ettiği için kendini kötü hissettiğini belirten Lübnanlı yaşlı kadın, "Burada kendimizi yabancı hissediyoruz, hayat şartları da zor. Özellikle okulda yaşamak zor. Keşke savaşlar, yıkım dursa ve herkes evine dönebilse." diye konuştu.

"Bir okulun sınıfında kalmak o kadar zor ki; hayal bile edemezsin"

Lübnanlı yaşlı kadın, okulda mahremiyetin bile bulunmadığına işaret ederek, "Bir okulun sınıfında kalmak o kadar zor ki; hayal bile edemezsin. Tuvalet bile ortak kullanım, yemek de iyi değil." şeklinde konuştu.

Bazı yardım kuruluşlarının çalışmalarda bulunduğunu dile getiren Zeynep, kronik rahatsızlıklarının olduğunu söyledi.

Zeynep, içinde bulundukları durum için kalıcı çözüm bulunması çağrısı yaparak, yerinden edilen herkesin evine dönebilmesi temennisinde bulundu.

"Hasatlarımızı, evlerimizi her şeyimizi kaybettik"

Maruz kaldıkları savaşın kazananının olmayacağını belirten Zeynep, "Toprağımızı, evlerimizi kaybettik, hasatlarımızı, evlerimizi her şeyimizi kaybettik." diye konuştu.

2006'daki savaşta da evinin yıkıldığını söyleyen Lübnanlı kadın, yine aynı şeyi yaşadıklarını ifade etti.

"Yalnızca Sur'da 20 bin kişi yerinden edildi"

Sur Belediyesi Afet Risk Yönetimi Birimi Müdürü Murtaza Muhenne, Sur kentinde İsrail'in saldırılarını şiddetlendirdiği 23 Eylül 2024'ten ateşkesin ilan edildiği 27 Kasım 2024'e kadar yaklaşık 20 bin kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Bazılarının ateşkesin ardından yaşadıkları yerlere döndüğünü aktaran Muhenne, sınır hattındaki beldelere dönemeyenler için yardımların yapıldığını belirtti.

"İsrail sınırındaki köylerde ev kalmadı, İsrail çekilse bile yaşanacak yer yok"

Muhenne, 8 Ekim 2023'te yerinden edilip hala evlerine dönemeyenlerin olduğunu, İsrail ordusunun bazı köyleri tamamen yerle bir ettiğini vurguladı.

Soykırımcı İsrail sınırındaki köylere ilişkin Muhenne, "Sur'un İsrail sınırındaki köylerinde ev kalmadı. İsrail ateşkes uyarınca buralardan çekilse bile yerinden edilenlerin yaşayacak yeri yok. Bazı köyler tamamen yıkılmış durumda. Evlerinin yerini bile bulamazlar." ifadelerini kullandı.

İşgalci İsrail ordusu, Lübnan'da daha fazla kalma planları peşinde

Haaretz'in haberine göre, İsrail ordusu, Lübnan topraklarındaki işgalini uzatma olasılığına karşı hazırlık yapıyor.

İsrail ordu kaynakları, ordunun işgal ettiği bölgelerden çekilmeme ihtimalinin, Lübnan ordusunun ateşkes anlaşmasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesi ve Lübnan'ın güneyinde tam kontrolü sağlayamaması halinde gerçekleşeceğini belirtti.

Ayrıca, işgalci İsrail ordusu, ülkenin kuzey sınırı boyunca karakol inşası çalışmalarına başlarken, söz konusu karakollardan bazıları sınırın Lübnan tarafındaki İsrail işgalindeki yerleşimlerde bulunacak.

Kaynak: AA