Saadet Partisi-Gelecek Partisi grup toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan sağlık, ekonomi ve dış politika üzerinden iktidarı eleştirdi.
Aile hekimlerinin başlattığı 5 günlük iş bırakma eylemine değinen Arıkan, "Sağlık sektörünü çetelere bırakan iktidar, Sağlık Bakanlığı eliyle de doktorlarımızı ve aile hekimlerimizi, olması gereken tüm şartlardan uzak bir şekilde çalıştırıyor" diyerek doktorların eyleminde yanlarında olduklarını vurguladı.
Arıkan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"AK Parti yağmagiranı ve miskin bendeganı dışında hemen herkes perişan durumdadır. İktidar kira ve fiyat etiketleri yerine, TÜİK’in istatistik rakamlarına müdahale ediyor. Maaş zamları yaklaşıyor. Zam oranları, ayarlı enflasyona göre mi yoksa asgari ücretle atbaşı giden kiralara veya etiket terörüne göre mi belirlenecek? Sayın Cumhurbaşkanı İstanbul'a ihanet ettik itirafına benzer şekilde yine bir itirafta bulunarak yanlış ekonomi politikası izlediklerini, nihayet geçen hafta grup toplantısında ilan etti. Küresel ve bölgesel krizleri yanlış ekonomi politikalarına sütre yaparak, ekonomiyi önce batırıyorlar sonra kurtarıcı edasıyla ortaya çıkıyorlar. Bu ekonomiyi bu hale siz getirdiniz. Milletimiz bu yaptıklarınızın farkında, Çünkü, milletimizin artık cambaza bakmaya bile mecali kalmadı."
'Çayırhan'da Türkiye’ye yakışmayacak şeyler yaşandı'
"Zorlu şartlar altında çalışan, depremde aziz milletimizin imdadına koşarak enkaz altından insanımızın canını kurtaran, güneşe hasret kalan tüm madencilerimizin Madenciler Günü’nü kutluyorum. Soma’da, Amasra’da, Madenköy’de ve daha birçok yerde yaşanan kazalar yüzlerce kardeşimizin canına mal oldu. Tedbirlerin alınmadığı, denetimin yapılmadığı, çalışana değer verilmediği bir sistem fıtrat ile açıklanamaz. Bu fıtrat değil ihmaldir. Kaza değil, denetimsizliktir. Çayırhan Termik Santrali’nde istemediğimiz, Türkiye’ye yakışmayacak şeyler yaşandı. Öncelikle özelleştirmeye karşı: “Erteleme, Kandırma, Satışı İptal Et!” talebiyle yürüyen, yer altında ve yer üstünde eylem yapan tüm kardeşlerimin yanında olduğumu beyan etmek istiyorum. Bakanlık ihalenin 4 Mart 2025’e alındığını duyursa da biz bu işin takipçisi olacağız."
'Ekonominin bu hale gelmesinin nedeni iktidarın kendi dış politikasıdır'
"Hani tüm bu yaşananları temelinde kötü ekonomi var dedik ya ekonominin bu hale gelmesinin en önemli nedeni de iktidarın kendi dış politikasıdır. Merak etmeyin, Sayın Cumhurbaşkanı’nın birçok konuda dediği gibi 'maalesef yanlış bir politika izledik' demesinin eli kulağındadır. Suriye politikasını anlayabileniniz var mı mesela? 15 yıla yaklaşan iç savaş, Suriye'ye neye mal oldu, bize neye mal oldu? Mesela Mısır politikası? 8 yıllık inatlaşma, Mısır'a neye mal oldu, bize neye mal oldu? Ya da Körfez ülkelerine dönük ‘ergen tavırların’ ekonomimize maliyeti nedir? Bir de geldiğimiz nokta nedir? İktidarın, dostu Trump’la iddialaşmasının döviz kurlarına maliyeti nedir? İsrail politikasında sözde ne var özde ne var? Şimdi Suriye’de neler oluyor diye sormayalım mı? Bu iktidar kendine güveniyor mu ki biz bu iktidara güvenelim."
'Ticareti yaparım, ses çıkaranı da tutuklarım zihniyetiyle yol yürünmez'
"Özellikle bizim 28 Şubat benzetmemizden sonra epey bir alınmışlar. Gemiler her gün buradan kalkıp İsrail'e gitmedi mi? İl ve ilçe başkanlarınız sözde boykot yaptığınız markaların açılışını yapmadı mı? Siz bunları yaparken alıngan değilsiniz. Siz, sizin çizdiğiniz çerçeveler içinde boykot istiyorsunuz. Hamburger yemeyelim, kola içmeyelim ama akaryakıt gönderelim, çelik gönderelim, tel örgü gönderelim. İktidara bir kez daha sesleniyorum, ya ticarete son verin ya da alınganlığınızı bir kenara bırakıp vicdan sahibi insanların sesine kulak verin. Ticareti yaparım, ses çıkaranı da tutuklarım zihniyetiyle yol yürünmez.
28 Şubat sürecinde yaşananların benzeri maalesef bugün yine yaşanıyor. Sizin 28 Şubat'ın mimarlarından sadece bir farkınız var. O zaman kararlar askeri vesayetten mahkemelere giderdi şimdi saraydan mahkemelere gidiyor."