KÜLTÜR - SANAT

Anadolu mutfağının eşsiz lezzetlerinin Yunanistan'a taşınma hikayesi

Abone Ol

Atina'da Karaman lezzetlerini müşterilerine sunan bir şarküteri ve lokantanın sahibi Fanis Theodoropulos, bu lezzetlerin Yunanistan'a geliş hikayesini ve gördüğü ilgiyi anlattı.

Türkiye ile Yunanistan arasında 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'na göre, iki ülke arasında bir kısım nüfus karşılıklı yer değiştirdi.

Anadolu'dan Yunanistan'a gelen Rumlar, bu uzun yolculuğun ardından başladıkları yeni hayatlarında Anadolu kültürüne ait birçok öğeyi de beraberinde taşıdı. Anadolu mutfağının eşsiz lezzetleri, Rumların Yunanistan'daki yeni yaşamlarına taşıdığı Anadolu izlerinin başında geldi.

Theodoropulos, hem şarküteri hem de lokanta olarak hizmet veren "Karamanlı" isimli dükkanlarını 2004'te açtıklarını ancak pastırmanın bir aile geleneği olduğunu aktardı.

Babasının da pastırma dükkanı olduğunu belirten Theodoropulos, yeni açtıkları işletme için Karaman lezzetlerini tercih etmesinin sebebinin, bir mübadil torunu olan Paraskevas Sariboyas ile tanışması olduğunu ifade etti.

Theodoropulos, "Paraskevas Sariboyas, Drama'da pastırma ve sucuk üretiyor. Tanıştığımızda bana Karamanlıların hikayesini anlatmaya başladı. Bana Karamanlıların kim olduklarını anlattı. Karamanlı şarkıları dinletti. Konyalı şarkısını dinletti. Bu şarkının pastırmayla ilgili olduğunu söyledi. Böylece insanların çok bilmediği şeyleri öğrenmeye başladım." diye konuştu.

Atina'da Anadolu lezzetleri

Çocukluk yıllarının Atina'nın merkezindeki bu mahallede, babasının pastırma dükkanında geçtiğini belirten Theodoropulos, "Müşteriler, 'Bu siyah sucukları, Karaman usulü olanları istiyorum' derdi ama Karamanlı olduklarını bilmezdim." dedi.

Theodoropulos, şimdi hem şarküteri hem de lokanta olarak hizmet veren dükkanının açılış hikayesini şöyle anlattı:

"Bu dükkanı hazırlarken Karamanlılar hakkında bir araştırma da yaptık, Karamanlılar kimdir, tarihleri nedir? Bunları sosyal medyada da paylaştık. Yunanlardan büyük ilgi gördük. (Müşteriler) 'Ben de Karamanlıyım' demeye başladı. 'Bu lezzetleri biliyoruz, pastırma, sucuk, kavurmalı geleneksel tariflerimiz vardı bizim de' diyorlardı. Hem bu lezzetleri bilmeyen Yunanlardan hem de bu lezzetlere aşina olan mübadillerden büyük ilgi gördük."

Müşterilerine Anadolu ile Batı kültürünün harmanlandığı bir lezzet yelpazesi sunduklarını belirten Theodoropulos, "Yunan aşçılarımız vardı. Anadolu'dan etkilenmişlerdi. Anadolu baharatları vardı. Bu lezzetler Yunanistan'da pek bilinmiyordu. Bu lezzetleri, kültürü ve geleneği mübadiller, İstanbullular, Kapadokyalılar Anadolu'dan getirdi." dedi.

Pastırma, sucuk ve kavurma öne çıkan Anadolu lezzetleri

Theodoropulos, kullandıkları tariflerin birçoğunun bir mübadil torunu olan Sarıboyas'tan geldiğini, bir kısmını ise Kapadokyalılardan ve Kapadokya’nın lezzetlerinin yer aldığı kitaplardan elde ettiklerini kaydetti.

İşletmenin lokanta kısmında pastırma, sucuk, kavurmayı temel alan tariflerin kullanıldığını vurgulayan Theodoropulos, pastırma, sucuk, domates, sucuk ve peynirin sahanda yapıldığı tarifin menüde ön plana çıkan yemek olduğunu aktardı.

Theodoropulos, enginar turşusu gibi bazı tariflerin ise mevsime bağlı olarak menüye dahil edildiğini belirterek, paçanga böreği, peynirli börek, zeytinyağlı yaprak sarması, kavurmalı yumurta, sucuklu yumurta gibi Anadolu lezzetlerinin müşterilerin beğenisine sunulduğunu ifade etti.

Anadolu lezzetlerine büyük ilgi var

Müşterilerin bu lezzetlere gösterdiği büyük ilgiyi, zeytinyağı ile yapılmış beklenenden daha hafif yemekler olmasına ve her yerde rastlanmayacak özel lezzetler olmasına bağlayan Theodoropulos, kökleri Anadolu'ya uzanan Yunanlar kadar turistlerin de Anadolu lezzetlerine büyük ilgi gösterdiğini vurguladı.

Theodoropulos, Atina'ya gelen Türk turistlerin de müşterileri arasında olduğunu, aşina buldukları bu yemekleri tercih etiklerini söyledi.

"Hani ya da benim 50 dirhem pastırmam"

Theodoropulos, bir mübadil çocuğu olan merhum Marina Farasopulu'nun sosyal medyada Türkçe seslendirdiği "Konyalı" türküsünün, "Hani ya da benim 50 dirhem pastırmam" sözleriyle lokantanın sembolü haline gelmesine ve hala lokantada dinlenen bir türkü olmasını şöyle anlattı:

"Marina Farasopulu, Atina'da Kapadokyalıların bir araya geldiği bir etkinliğe katılmıştı. Dükkanımıza gelmişti, müzisyen bir grup ile birlikte. Beni arayıp burada yemek yemek istediklerini söylemişti. Gelmek istiyorsanız, 'Farasopulu'nun şarkı söylemesini de istiyoruz' demiştim. Bir kameraman çağırdık. O anları çektik. Herkes onun şarkıcı olduğunu sanıyor ama aslında yemek yemeye gelmişti müzik grubuyla birlikte. Kendisi de Karamanlı, o yüzden çok içten söyledi."

Türk müşteriler de lezzetlere aşina

Türk müşteri Hamit Dereçayır da ailesiyle turizm amacıyla Atina'ya geldiğini belirterek, "Buradaki lezzetler Türkiye'yi oldukça anımsatıyor. Ufak farklılıklar olsa da aslında özündeki lezzet ve görüntü de aynı." diye konuştu.

Dereçayır, Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültür alışverişinin Atina'da yoğun bir şekilde hissedildiğini ifade ederek, "Sadece yemek anlamında da değil, bir yan dükkanda kuruyemişçi var ve bildiğiniz Türk kuruyemişçi kültürüne sahip. Aslında totalinde benzer bir kültür var. Hatta konuşurken biraz (bize) benzettik. Eminönü, Kapalıçarşı İzmir'le beraber birleşmiş gibi bir havası var aslında." dedi.

Karaman lezzetlerinin müşterilere sunulduğu lokantanın yanındaki dükkanlarda Anadolu'dan gelen diğer lezzetler de sıralanıyor. Baharatlar, kurutulmuş biber, kurutulmuş patlıcan gibi Anadolu lezzetleri de Atina'nın merkezindeki çarşıda kültürler arası bir köprü görüntüsü veriyor.