Güney Amerika maviye boyandı:
Brezilya'da Lula'nın ikinci turda kazanmasıyla Güney Amerika'da Urugvay, Paragvay, Ekvador hariç tüm kıta sol iktidarların egemenliği altına girdi. Dünya solunun tartışmasız en simge ismi Che Guevara'nın doğduğu kıtada her zaman sol eğilim yüksekti. Küba devriminin dalgası ve Sovyetler Birliği'nin "Tüm dünya sosyalistlerini birleştirme" politikasının Asya'dan sonra en popüler olduğu kıta Güney Amerika oldu. Peki Güney Amerika için solu çekici kılan neydi?
Ben temel neden olarak iki şeyi görüyorum: Fakirlik ve Sömürülme.
"Eşitlik", "Halkın iktidarı" gibi söylemler her zaman fakir halklarda daha büyük bir etki uyandırmıştır. Latin Amerika'da dünyanda fakirlikten bir hayli payını aldığı için bu söylemler de orada büyük bir rağbet görmüştür
Üstelik zengin bir kıta olan Güney Amerika coğrafi keşifler sonrası, Fransa, İspanya ve Portekiz'in güç mücadelesi alanına dönmüş ve sömürülmüştü. Bu da Güney Amerika'da solun cazip hale gelmesini sağlamıştı.
Ancak sol iktidarlar Güney Amerika'da neredeyse hiç başarılı olamamıştır.
Sebeplerini şöyle sıralaya biliriz:
1. Siyasi birikimin az olması
2. Dış destekli darbeler
3. Piyasaya aşırı müdahale
4. Söylemlerin eyleme dönüşmemesi
5. Ambargolar
Bu ve başka sebepler Latin Amerikası'nda 1950-1970'li yıllar arasında esen sol fırtınayı dindirmiştir. Ancak sağ iktidarlar da Güney Amerika'ya IMF, enflasyon ve populizmden çok daha fazlasını getirmedi. Son olarak kriz ve pandemi Güney Amerika'da solu yeniden tırmandırdı.
Ancak bir farkla artık Marksist değil sosyal demokrat bir çizgi daha hakim. Güney Amerika bir kez daha solu deniyor. Lakin bu sol Kastro'nun "kahrolsun kapitalizm" solundan daha çok Tony Blair'in piyasayla uzlaşan "Üçüncü Yolu'na" benziyor.Güney Amerika'ya yapışan kronik sorunlar, güçlü mafyalar, buhrana varan ekonomik krizler, zede almış kurumlarla iş biraz zor. Yapısal reformlarla yola çıkılırsa ve piyasayla daha barışık olurlarsa şansları daha yüksek gözüküyor.