Koalisyon hükümetini oluşturan Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasındaki anlaşmazlıklar erken seçim tartışmalarına yol açıyor.

FDP, Yeşiller ve SPD arasında ekonomi ve sanayi politikaları konusunda yaşanan tartışmalar, seçimlere bir yıldan az bir zaman kala koalisyon hükümetini kriz durumuna getirdi.

Başbakan Olaf Scholz, krize giren süreci toparlamak ve seçimlere kadar hükümetin işleyişini sağlamak amacıyla bugün Maliye Bakanı Christian Lindner ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ile üçlü görüşme yaptı.

Tarafların 15 Kasım'daki bütçe onay süreci öncesi aralarındaki sorunları çözmek için yeniden bir araya gelmeleri bekleniyor.

Başbakan Scholz, yaşanan gerilime rağmen hükümetin görevini yapacağını ve zorlukların üstesinden geleceğini söyledi.

Anlaşmazlık konusu

Koalisyon hükümeti, 2025 bütçesi, ikinci emeklilik paketi ve "Büyüme Girişimi-Almanya için Yeni Ekonomik Dinamikler" adı verilen bir büyüme paketi konusunda zorluk yaşıyor.

Özellikle FDP'nin mali açıdan şahin tutumu 2025 için hazırlanacak bütçe konusunda ortakları anlaşmazlığa düşürdü ve ülkede hükümet krizi havası oluşturdu.

Maliye Bakanı Christian Lindner ile Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ekonominin canlandırılması için farklı ve birbirlerinden bağımsız olarak öneriler sundu. Partiler arasında koordineli bir şekilde yapılmayan bu öneriler koalisyonda derin bir ayrışma olduğunu gösterdi.

Koalisyon ortakları bütçe komisyonu toplanıp bütçeye son şeklini verene kadar kapatılması gereken milyarlarca avroluk açık ile ekonomik krizden çıkış için izlenecek yol konusunda sıkıntılar yaşıyor.

Maliye Bakanı Lindner ile Ekonomi Bakanı Habeck'in ekonomik rota konusunda ayrı düşmeleri anlaşmazlığın ana sebepleri olarak gösteriliyor.

Başbakan Scholz ve Lindner, geçen hafta ekonomi konusunda iş dünyası temsilcileriyle ayrı ayrı toplantılar düzenlemiş ve hükümet içindeki farklı yaklaşımlar olduğu ortaya çıkmıştı.

Alman basını, FDP'nin koalisyondan ayrılabileceği çünkü bunun kendisine bir sonraki Federal Meclis'e geri dönme şansı vereceğine inandığı ve bu nedenle ayrılmak için bir bahane aradığı yönünde spekülasyonlar yapmaya başladı.

Uzmanlar, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrini dönüm noktası olarak değerlendiriyor Uzmanlar, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emrini dönüm noktası olarak değerlendiriyor

İktidar partilerinin oy kaybı sürüyor, aşırı sağ kazanıyor

Anketlerde SPD’li Başbakan Scholz’un halk arasındaki popülaritesinin gerilemesi de dikkati çekiyor.

Muhalefet, koalisyonun artık yönetmeye devam edecek meşruiyete sahip olmadığını savunarak erken seçim çağrısında bulunuyor.

Alman kamu yayıncısı ARD’nin yaptığı son “DeutschlandTrend” anketinde hükümete güvenin azaldığı görüldü.

Ankete katılanların yüzde 44’ü hükümetten "hiçbir şekilde memnun değilim" ifadesini kullanırken, yüzde 41’i de "daha az memnun" olduğunu belirtti. Böylelikle hükümetten memnun olmayanların oranı yüzde 85’e yükseldi.

Ankete katılanların yüzde 54’ü de erken seçime gidilmesini istedi.

Hükümet anlaşmazsa muhtemel 4 senaryo konuşuluyor

Ülkede hükümet ortakları 15 Kasım'a kadar anlaşma sağlarsa koalisyona devam edebilir. Ancak anlaşma sağlanamazsa koalisyon dağılabilir ve erken seçim gündeme gelebilir.

Koalisyonda yer alan bir tarafın ayrılması durumunda Başbakan Scholz 4 yıllığına seçildiği için mecliste başka çoğunluk oluşturabilir. Bu durumda Scholz, hükümetten ayrılan tarafın bakanlarının görevine son verir ve bunların yerine yeni bakanlar atar.

Ancak bu senaryo gerçekçi bulunmuyor. Çünkü kamuoyu yoklamalarında yüzde 32-34 bandında bulunan ve erken seçime gidilmesini talep eden ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin buna yanaşmayacağı ifade ediliyor.

Bir başka senaryoya göre Başbakan Scholz azınlık hükümeti kurabilir. Bunun gerçekleşmesi durumunda Scholz hükümetinin her bir yasa için mecliste çoğunluk araması gerekecek. Bunun için de muhalefetin desteğine ihtiyaç duyacak ve muhtemelen yasaların çıkması zorlaşacak.

Bir başka seçenek de milletvekillerinin başbakana karşı bir güven oylaması gitmesi. Mevcut başbakan güven oylamasını kaybeder ve milletvekillerinin gösterdiği bir başbakan adayı meclisten çoğunluğu alırsa yeni başbakan olarak görev yapabilir.

Ancak bunun için aşırı sağcı parti AfD milletvekillerinin desteğine ihtiyaç duyulacak. Meclisteki diğer tüm partiler AfD ile her türlü işbirliğine karşı çıktığı için bu seçeneğin gerçekleşmesi zor görünüyor.

Bir diğer ve en gerçekçi seçenek ise Başbakan Scholz’un meclisten güven oyu istemesi olarak görülüyor.

Başbakanın meclis çoğunluğunu arkasında toplaması ve güven oyu alması durumunda hükümet devam eder, aksi durumda ise Başbakan Cumhurbaşkanı’ndan erken seçime gidilmesini isteyebilir.

Cumhurbaşkanı 21 gün içinde bu kararı alır, ardından 60 gün için erken seçim yapılması gerekir.

Kaynak: AA