AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin EYT ile ilgili sorusunu yanıtlayan Çelik Meclis'e sunulmasına ilişkin şu sözleri kaydetti; "Seçim bekleniyormuş veya seçimden sonraya kalacakmış gibi bir şey söz konusu değil, irade ortaya çıkmıştır."
"EYT konusuyla ilgili önemli olan siyasi iradenin ortaya çıkmasıydı, karar verildi. Meclis'in çalışma takvimine göre sonuç çıkacaktır. Hiçbir gecikme olmayacak. Seçim sonrasına kalması gibi bir durum söz konusu değil. Bakanımız gerekli açıklamayı yaptı. Herkes müsterih olsun. Şubat en geç mart ayında sonuca ulaşılmış olacaktır. Kendi takvimi içinde gecikme olmadan yasalaşacak."
Çelik'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
"İsveç'teki savcı bunların cezalandırılmayacağını, yaptıklarının hakaret davası olabileceğini, bir inceleme yaptıklarını, inceleme neticesinde bunların cezalandırılmayacağını söylemiş.
Demek ki İsveç'te isteyen terörist isteyeni yapabilir, devlet başkanlarını ölümle tehdit edebilir, İsveç terör merkezi olarak kendisini konumlandırabilir.
"İsveç'in milli çıkarlarına aykırı bir durum var"
Eylem yapabilenler karşısında yargınızın 'bunda cezalandırılacak durum yok' demesi bambaşka bir tablo ortaya çıkartıyor. Siyasi otorite ile yargının arasında tamamen birbirine zıt ve İsveç'in milli çıkarlarına aykırı durum var.
Terörle mücadele konusunda yasaları ciddi bir şekilde revize edeceklerini söylemişlerdi bize. Burada açık ve net şekilde söylemek lazım; İsveç'te, başkentte terör gruplarının birer hafta arayla 10-15 eylem yaptığını düşünün. Burada bir AB üyesi ülkenin devlet başkanının sahte maketini yaparak, onun asıldığı bir gösteriyi yaptığını düşünün, bizim cumhurbaşkanımızla ilgili yaptıkları gibi.
Böyle bir şey kabul edilebilir mi; söz konusu bile olamaz. Ya da başka bir ülkede İsveç'i yöneten kişilerin maketini yaparak asıldığını düşünün. İki büyük siyasetçisini suikasta kurban vermiş birisi olarak buna tepkisi ne olur. Bu konuda çifte standart açıktır.
"Türkiye cumhuriyeti bunu kabul etmez"
İsveç bir NATO üyesi olsa, orada Türkiye'nin de bulunduğu masada, teröre karşı nasıl yeni kararlar alacağız, NATO bundan sonra nasıl davranacak diye bir tartışma yapıldığını düşünün. O sırada NATO üyesi bir ülkede sizin devlet başkanınıza dönük bir suikast modellemesi yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti bunu kabul etmez.
Bizim yaklaşımımız NATO'nun genişlemesinden yanadır. Ama burada terörle mücadele konusunda işbirliğinin artması ve bu konuda da ilkeli yaklaşım sergilenmesi şartıyla.
NATO'da bazı ülkeler teröre destek veriyorlar. Fransa böyle, ABD'nin YPG/PKK'ye desteği ortada. O zaman bu NATO'nun içini boşaltmak demektir.
Nitekim bu çerçevede Meclis Başkanımız doğru karar alarak İsveç Meclis Başkanı'nın Türkiye'ye ziyaretini iptal ettiğini, İsveç Meclis başkanı hak vermiştir. İsveç'teki eylemi son derece çirkin olarak nitelemiştir.
“Biraz geriye çekebiliriz”
Seçim tarihi ile ilgili gelen soru üzerine Çelik, “Seçim takvimi meselesiyle ilgili olarak biraz geriye çekebiliriz ama bu erken seçim anlamına gelmeyecek dedim. Şimdi birkaç tane tarih konuşuluyor zaten. Bu çerçevede tam olarak tarihini somutlaştırdığımızda sizinle paylaşırım. Çok kısa bir süreli güncelleme söz konusu olacak."