KÜLTÜR - SANAT

Ahıska Türkleri'nin ana vatanlarından sürülmesinin 79. yılı

Sovyetler Birliği döneminde topraklarından koparılarak Orta Asya'nın farklı noktalarına sürülen, şu anda dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan Ahıskalı Türklerin vatan özlemi yıllardır devam ediyor... 

Abone Ol

Ahıska Türkleri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) lideri Josef Stalin'in emriyle ana vatanlarından sürgün edilmelerinin 79. yılında, sürgünde hayatını kaybedenleri anıyor.

Stalin, SSCB'ye bağlı Gürcistan'ın Türkiye sınırında bulunan Ahıska'daki Türkleri, 20 Eylül 1944'te ülkesinin başka bölgelerine yerleştirmeyi öngören bir kararname imzaladı.

Yaklaşık 40 bin Ahıskalı erkek cephede Sovyetler Birliği ordusunda Nazi Almanyası'na karşı savaşırken, Sovyetler Birliği Halk Komiseri Lavrentiy Beriy, 14-15 Kasım'da, 20 bin silahlı güçle Stalin'in emrini yerine getirmek için Ahıska'ya operasyon başlattı.

Bazı kaynaklara göre, 3 ile 10 gün arasında süren operasyonda, 86 bin-116 bin Ahıskalı Müslüman, tren vagonlarına bindirildi. Aceleyle ve silah zoruyla evlerinden alınıp kirli ve soğuk yük vagonlarına bindirilen, aralarında yaşlı, kadın ve çocukların bulunduğu Ahıskalıların, erzak veya herhangi bir eşyalarını almalarına izin verilmedi.

Ağır kış şartlarında derme çatma vagonlarda bir ay süren yolculuğun ardından trenlerin son durağı, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan toprakları oldu.

Yaklaşık 17 bin Ahıska Türkü, açlık, soğuk ve hastalık nedeniyle yolculuk sırasında hayatını kaybetti. Cenazeler ya vagonlardan atılmak zorunda bırakıldı ya da istasyonların yakınlarında defnedilmesine izin verildi.

Hayatta kalanlar ise 1953 yılına, Stalin'in ölümüne kadar, Orta Asya'da çok ağır şartlarda yaşamlarını idame ettirmeye çalıştı. Ayrı ayrı bölgelere dağıtılan Ahıska Türkleri, 12 yıl boyunca sıkıyönetim rejimi altında tutuldu ve yıllarca birbirinden haber alamadan yaşadı. Bazı bölgelere bırakılan aileler ise yerel halkların yardımlarıyla yaşama tutundu.

Gürcü asıllı Stalin'in 5 Mart 1953'te ölümünden sonra Ahıskalıların sürgününü bizzat organize eden Sovyetler Birliği Halk Komiseri Beriy, yeni rejim tarafından bir sığınakta 23 Aralık 1953'te idam edildi.

Stalin, Karadeniz çevresini Türklerden temizlemeyi amaçladı

Gürcistan Cumhuriyeti'nin Türkiye sınırında yer alan Ahıska, 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan 1829 tarihli Edirne Antlaşması ile Rusya'ya bırakıldı.

Rus Çarlığı'nın yıkılmasıyla 1917 yılında yeniden Osmanlı Devleti’ne katılan Ahıska, Osmanlı'nın 1. Dünya Savaşı'nda yenilenlerin arasında kabul edilmesiyle kısa bir bağımsızlık dönemi yaşadı.

Ahıska, Türkiye Cumhuriyeti ile Sovyetler Birliği arasında 1921'de imzalanan Moskova Antlaşması sonucu yeniden Rusya'ya bırakıldı.

SSCB lideri Stalin, 2. Dünya Savaşı'nda Ahıskalıların Rus ordusunda savaşmasına rağmen bu topluluk için sürgün kararı imzaladı.

Stalin yönetimi, sürgünün gerekçesini "Tüm erkekleri Ruslarla cephede olan Ahıska Türklerinin, 2. Dünya Savaşı'nda Nazilerle işbirliği yapması" olarak gösterdi.

Ancak Sovyetlerin dağılmasıyla, bu iddianın doğru olmadığı ve gerçek amacın başka olduğu ortaya çıktı.

SSCB kayıtlarına göre, Kırım ve Ahıska Türklerinin sürgününün, Karadeniz çevresini Türklerden temizlemek amacıyla yapıldığı anlaşıldı.

Ahıska Türklerinin çileli yaşamı

Ahıska Türkleri için sıkıyönetim uygulaması 1956'da kaldırıldı ve Sovyetler Birliğince Gürcistan dışında Kafkaslar'a dönmelerine izin verildi.

Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan topraklarında yaşayan Ahıskalıların bir kısmı, Ahıska'ya yakın Azerbaycan topraklarına göç etti, halkın büyük bölümü ise Orta Asya'da kalmayı tercih etti.

Özbekistan'ın Fergana Vadisi'nde yaşayan Ahıska Türkleri ise 5-10 Haziran 1989'da yaşanan trajik olayların ardından Rusya'nın Krasnodar bölgesine Sovyet ordusu tarafından götürüldü.

Sovyetler Birliği'nin güneyine yerleştirilen Türklerin bir bölümü de Ukrayna topraklarının doğusundaki Donbas bölgesine göç ederek dağıldı.

Rusya'nın Krasnodar bölgesine yerleştirilen Ahıskalılara, tüm vaatlere rağmen ikamet ve oturma izni verilmedi, eğitim ve sağlık hizmetlerden yararlanmaları sağlanmadı.

Durumun giderek ağırlaşması sonucu Ahıskalılar, çeşitli yollara başvurarak çareler aramaya başladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Göç Örgütünün yardımıyla 13 bin Ahıskalı, 2004 ve 2005 yıllarında kısmen ve gönüllü olmak üzere ABD'nin çeşitli eyaletlerine yerleştirildi.

Ukrayna'nın doğusunda 2014'te kitlesel gösterilerin sıcak çatışmaya dönüşmesinin ardından ise Donbas bölgesinde yaşayan Ahıskalılar ateş altında kaldı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın koordinasyonu doğrultusunda Türkiye'de iskan ettirilmek üzere Ahıska Türklerinden 595 aile Erzincan'ın Üzümlü, 72 aile Bitlis'in Ahlat ilçelerine getirildi.

2014'te başlayan Rusya-Ukrayna krizinin 24 Şubat 2022'de savaşa dönüşmesi, bölgede kalan Ahıska Türklerini çaresiz bıraktı.

Ukrayna'daki Ahıska Türklerinin tahliye edilmesine destek veren Türkiye, Elazığ'ın Aşağıdemirtaş konteyner kentine de yaklaşık 3 bin kişiyi yerleştirdi.

Ahıska Türkleri, 162 yıl sonra Anadolu'ya ayak bastı

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından 1991'de bağımsızlıklarını ilan eden Orta Asya'daki cumhuriyetleri ilk tanıyan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti oldu.

Orta Asya'da yaşayan Ahıskalılar da ülkelerinin bağımsızlıkları sayesinde 162 yıl sonra ana vatan olarak bildikleri Anadolu topraklarını ziyaret etmeye başladı.

Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Ahıska Türkleriyle yakından ilgilenmesi sonucu TBMM tarafından çıkarılan Ahıska Türklerinin Kabul ve İskanına Dair Kanun gereğince bir grup Ahıska Türkü, 1991'de Türkiye'nin Iğdır şehrine yerleştirildi.

Bu ilk yerleştirilenler dışında Türkiye'ye kendi imkanlarıyla gitmeyi sürdüren Ahıskalılar, İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Denizli, Kocaeli, Eskişehir ve Antalya gibi şehirleri tercih etmeyi sürdürüyor.