Fransa, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına kadar birçok Afrika ülkesini sömürgeleştirmiş ve kontrol etmiştir. Bu dönem boyunca Fransızlar, ekonomik çıkarlarını ve toprak genişlemelerini sağlamak amacıyla büyük bir sömürge imparatorluğu kurmuşlardır. İşte bazı Fransız sömürgeleri ve bu bölgelerde yaşananlar:
Cezayir: Fransa'nın 1830'da Cezayir'i ele geçirmesi, bu ülkeyi Fransız Kuzey Afrikası'nın bir parçası haline getirdi. Cezayir uzun yıllar boyunca Fransız hakimiyeti altında kaldı ve bağımsızlık mücadelesi verdi.
Fas: Fas, Fransız ve İspanyol kuvvetlerinin işgali altına girdi. 1912'de Fransızlar, Fas'ı bir Fransız protektorası olarak ilan etti. Bu durum, Fas'ın siyasi bağımsızlığını kısıtladı.
Tunus: 1881'de Fransızlar Tunus'u işgal etti ve bu ülkeyi bir Fransız protektorası olarak yönetmeye başladı. Bu durum, Tunus'un bağımsızlığını kısıtladı.
Senegal, Mali, Burkina Faso ve diğer Batı Afrika ülkeleri: Fransa, Batı Afrika'da geniş bir sömürge bölgesi kurdu. Bu ülkelerde tarım ürünlerinin üretimi ve işlenmesi Fransız ekonomisine büyük katkı sağladı. Ancak, bu ülkelerde yerel halkın sömürülmesi ve kültürel baskılara maruz kalması gibi sorunlar yaşandı.
Orta Afrika: Fransız Orta Afrika imparatorluğu, günümüzdeki Kamerun, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Kongo ve diğer bölgeleri içine aldı. Bu bölgelerde de yerel halkın sömürülmesi ve kültürel baskılar yaşandı.
Madagaskar: Fransızlar, 1896'da Madagaskar'ı işgal etti ve burayı bir Fransız sömürgesi haline getirdi. Madagaskar'da da yerel halkın sömürülmesi ve kültürel baskılara maruz kalması söz konusu oldu.
Fransız sömürge yönetimi altındaki bu bölgelerde, yerel halk genellikle sömürüldü, kültürel değerleri bastırıldı ve siyasi hakları kısıtlandı. Bu dönemde yaşananlar, sömürgecilik karşıtı mücadelelerin de doğmasına neden oldu ve birçok Afrika ülkesi bağımsızlığını kazanmak için mücadele etti.
Afrika ülkeleri Batı sömürgeciliğine karşı duruyor
Son aylarda ise Afrika kıtasında yaşanan hareketlilik Gabon'da yaşanan askeri darbeyle birlikte devam ediyor. Nijer'de askeri cuntanın yönetimi ele almasından sonra ülke genelinde Batı sömürgeciliğine karşı sesler giderek yükseliyor.
Gabon, Fransızlar tarafından 19. yüzyılın sonlarında sömürgeleştirilmiştir. Ülkenin sahip olduğu zengin doğal kaynaklar, özellikle orman ürünleri ve kauçuk, Fransız ekonomisi için cazip hale gelmiştir.
Gabon, Fransız Orta Afrika İmparatorluğu'nun bir parçasıydı ve bölgesel olarak diğer Orta Afrika ülkeleri ile birlikte yönetiliyordu. Fransız yönetimi altında, Gabon'da yerel halkın yaşamı ve kültürel yapı önemli ölçüde etkilendi. Fransız sömürge yönetimi altında yerel halk, çalışma koşulları, toprak sahipliği ve siyasi katılım konularında sınırlamalar ve baskılara maruz kaldı.
Orta Afrika coğrafyasının dikkat çekici bir özelliği, çok uzun sürmüş kişi ya da aile iktidarıyla yönetilen birçok ülkenin mevcudiyeti Gabon da bunlardan biri. Ülke, Fransa’dan bağımsızlığını 1960 yılında kazandı. İlk Cumhurbaşkanı Léon Mba 1967’de öldü; yerine, özel kalem müdürü Albert-Bernard Bongo geldi. Bongo, 1973’te Müslüman olduktan sonra Ömer Bongo adını aldı. Bongo’nun 1968’de kurduğu Gabon Demokratik Partisi, ülkeyi 1990’a kadar tek partili sistemle yönetti; çok partili sisteme geçildikten sonra da bütün seçimleri kazandı. Bu seçim zaferleri, şüphesiz, tartışmalı oldu ama neticede Ömer Bongo 1967’den 2009’daki ölümüne kadar Gabon’u neredeyse doğrudan yönetti. 2009’da devlet başkanlığına seçilen oğlu Ali Bongo, 2016 seçimlerini muhalefetin itirazlarıyla kazandı, 26 Ağustos 2023 tarihinde yapılan seçimleri de kazandığının ilanının hemen akabinde askeri darbe gerçekleşti.
Ali Bongo Ondimba’nın, ailenin 56 yıllık iktidarının devrilmesiyle ev hapsine alındığı bildirildi. Diğer eski sömürgelere benzer şekilde, başta uranyum ve petrol olmak üzere çok sayıda yer altı ve yer üstü zenginliğine sahip ülkede bu kaynakların çok büyük çoğunluğunu Batılı şirketler işletirken, halkın bu zenginlikten aldığı pay oldukça sınırlı. Bongo’nun devrilmesinin ardından sokaklara dökülen halk, kendilerini “Kurumların Geçişi ve Restorasyonu Komitesi” olarak adlandıran askerleri selamlayarak darbeye desteklerini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen Mart ayında yaptığı son Afrika gezisinin duraklarından biri de Gabon olmuştu.
Orta Afrika’da Fransa’nın kalesiydi
Uzun yıllar Gabon’u yöneten Bongo ailesinin, tıpkı son 3 yılda darbeyle devrilen Burkina Faso, Nijer ve Mali’deki yönetimler gibi, Fransa ile yakın ilişkileri dikkati çekiyor. Daha önceleri Gabon’daki siyasi krizlere birçok kez askeri müdahalede bulunan ve ülkede askeri üssü olan Fransa, Sahel’den sonra Orta Afrika’da ki bir müttefikini daha kaybetmiş oldu. Fransa’nın ülkedeki üsleri Orta Afrika bölgesini kontrol amacıyla kullandığı belirtiliyor.
Kaynak açısından zengin ülke
Gabon, başta uranyum, petrol ve doğal gaz olmak üzere elmas, altın, kereste ve demir gibi kaynaklar açısından zengin. Sahra Altı Afrika’nın altıncı büyük petrol üreticisi olan ülke, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) üye. Gabon’un 2 milyar varil ham petrol, yaklaşık 300 milyar metreküp doğal gaz rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca ülkenin Oklo bölgesinde, 1972 yılında bilim adamları tarafından keşfedilen ve kendi kendine oluşan nükleer zincir reaksiyonlarının meydana geldiği benzersiz uranyum yatakları bulunuyor.
Gabon, su kaynakları açısından da dünyanın üçüncü en büyük yenilenebilir su rezervlerine sahip. 2011’de kurulan Gabon Petrol Şirketi, ülkedeki kara ve denizlerdeki petrollerin yasal sahibi olarak görülse de ülkedeki doğal kaynakların büyük kısmını yabancı firmalar çıkarıyor. İngiliz-Fransız petrol ve gaz şirketi Perenco, İngiliz-Hollanda ortaklığında çok uluslu bir petrol ve doğal gaz şirketi Shell, Fransa merkezli çok uluslu petrol şirketi Total ülkedeki petrol üretiminin yüzde 75’ini kontrol ediyor. Gabon’da faaliyet gösteren Fransız madencilik şirketi Eramet, darbenin ardından bu ülkedeki faaliyetlerini durdurduğunu açıkladı.
Halk destek veriyor
Batı’nın sömürgesine karşı yapılan bu darbede ise Fransa ön planda duruyor. Bölgedeki kıymetli kaynakları işleyen, kullanan Fransa’nın Bongo ile yakınlığından kaynaklı hem Avrupa’daki rakipleriyle yeni sorunlar yaşayabilir. Fransa tarafından yıllarca sömürülen Afrika kıtasındaki halk sömürge karşısındaki bu ayaklanmaya da destek veriyor.
Sınırlar yeniden açıldı
Darbe tüm dünyada büyük yankı oluşturmuşken gelişmelerde yakından takip ediliyor. Son olarak Kurumların Geçişi ve Restorasyonu Komitesi (CTRI) Sözcüsü Ulrich Manfoumbi Manfoumbi, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada; kara, hava ve deniz sınırlarının yeniden açıldığı bilgisini paylaştı. Manfoumbi hukukun üstünlüğü, komşu ülkeler ve tüm dünya ile iyi ilişkileri korumayı amaçlandıklarını vurgulayarak “Gabon sınırları darbeden üç gün sonra yeniden açılıyor.” ifadesini kullandı.